50-
Sabır (Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden
beklemek), daha da iyidir, daha da güzel dediniz, fakat sabra imkân yok;
Biz
vaktimizin oğullarıyız (Anı yaşar ve o an ne yapılması
gerekiyorsa onu ertelemeden yaparız), geçip gidene Allah acısın.
Aşk
erleri (Yiğitleri) geldi, ey kavim (Topluluk) dedim, ne haber?
Fitneyle
(Karışıklık, kargaşa çıkar diye) korkuttular
beni, çekinmemi buyurdular.
Sevgiyle
öldürülmekte hayırlar (İyilikler) vardır,
bereketler (Bolluk, gürlük, olgunluk) vardır,
hiçbir zaman yoktur bunun dedim:
Aşk,
kılıcını çekti, a aklı-fikri başında olan ümmet (Hz.
Muhammed’e inanarak, onun yaptıklarını ve söylediklerini uygulayarak çevresinde
toplanan Müslümanların tümü), tez (Çabuk)
olun, haydi.
Bundan
sonra yaşayan, abes (Akla ve gerçeğe aykırı)
yere yaşar, ömrünü, zamanını zâyi etmiş (Yok etmiş,
elden çıkarmış, mahvolmuş) sayılır, başkalarının da, kendinin de
ziyanına (Zararına uğramış) ömür sürmüş
demektir.
Zaten
gençlik bir yeldir (Rüzgârdır), geçip gitti.
Bir
yeldir, kıvılcımları sürdü götürdü.
Ateşle
yel, bir araya geldi mi ne durur, kalır, ne anlaşılır;
Adamı
sarhoş eden, kendinden geçiren seher yelinin (Sabahın
güneş doğmadan önceki zamanı) esintilerinden (Belli
belirsiz hissedilen hafif yel) bile esintiyle beni gençleştirdiler
şimdi.
O
güzel bakışlı padişaha hiçbir şey söyleme, hiçbir şeyden haber verme;
Haber
bile mahrem (Gizli) değil ona, onun yanında
hiçbir şeyden haberdar (Haberli, bilgili) olma.
Gönlüm
gönlüne perde (Görüşe engel) kesildi,
bakışım-görüşüm, görüşüme örtü (Görünmez hale soktu)
oldu;
A
dost dedim, senden başka kimsem varsa canım-başım meydanda;
Aşkla
vur boynumu, bir arpaya bile alma beni;
Dedi
ki:” Ben bambaşka bir şeyim, şu insan şeklinden bambaşka bir şey.
Can
sen misin yoksa dedim, peki o bambaşka şey dediğin ne?
Hele
ey güzel sesli ney, hele ey perdeleri yırtan yel (Rüzgâr),
es (Yapılması önce düşünülmüş olmayan veya beklemeyen
bir şeyi yapmaya birdenbire karar ver de) nağmelen (Güzel, uyumlu ses, melodi, ezgi oluştur);
Kulaktan
gönüle doğru git de bak, gör bakalım, kim daha fazla sarhoş?
Kese
dikenin inadına yırt şu keselerimizi (Para
torbalarımızı parçala).
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Allah’ın hükmünün
yerine gelmesini bekleyerek sabırlı olmanın iyi bir davranış olduğunu öğrendik.
2.
Sabredemeyen, anı
yaşayan Allah âşıkları için ölmeden önce ölmenin daha iyi, verimli, iyi sonuç
alan bir davranış olduğunu öğrendik.
3.
Allah’ın sanatını
dikkatlice inceleyip gözlem yapmamız gerektiğini öğrendik.
4.
Allah dostlarının
çok şeyden haberleri olduğu için onlara bir şey söylemenin gereksiz bir
davranış olduğunu öğrendik.
5.
Aşka hayatına
karşı, canımızın parayla satın alınamayacağını, aşk hayatının karşılığının
parasal olarak değerlendirilemeyeceğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Ney dinleyerek kulaktan gönlümüze doğru gidip orada
neyin var ve hakikat olduğunu görüp anlamamız gerektiğini Hazreti Mevlana’dan
öğrendik, anladık.
RAVLİ
ANI YAŞAMAK, DENGELİ BİR ZİHİN YAPISI, HAL SAHİBİ OLMAK konusunu Googleden okumalısın.
*
RAVLİ