(Hazreti Mevlana Şems Hazretlerini anlatıyor)
370-
Cilvelenmeye başladılar mı âşıkların gönülleri gibi renk-renk kanatlarını
açmışlar da güzellikleriyle tavus kuşuna dönmüşler, görenlerin akılları
başlarından gitmiş.
Işıkları
vurunca yeşile çalar gök bile kızıl bir renge boyanır;
Var,
kıyas et artık, gönülleri ne hale getirirler.
Bir
yudumcuk şarapla binlerce arık, kötürüm ihtiyarı neşeye gark ederler,
ayaklandırıp oyuna sokarlar.
İhtiyarın
(Seçmenin) da sözü mü olur burada?
Onlar
abıhayat yaratırlar;
Bir
bakışta her şeye can verirler.
Böyle
çevik, böyle Tezcanlı (Aceleci) şekerciyi kim
görmüş;
Şeker
yiyen dudu-kuşuna bir anda söz anlama, söz söyleme kabiliyeti veriyor.
Ne
de lâtif, ne de nazlı-edalı, ne de büyük, ne de yüce;
Yücelikler
yolculuğuna da böylesine bir yol arkadaşı gerek.
Bütün
istekli âşıklara seslendiler;
Haydin,
dediler, seyr (Seyretmek) için meydana gidin.
Karun’un
hazinelerini, definelerini önümüze dökseler gene başımızdan bu sevdayı
alamazlar bizim.
Getir
ey ebedi saki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah
nuru saçan), canların canısın sen, getir de başına sevdanın o kızıl
şarabını.
Hiçbir
sevgilinin öğüdünü tutmayan gönüle o kapıp alan, tutup saran şarabı, bir an
olsun musallat (Bıktıracak kadar başına bela )
et.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Şems Hazretlerinin kendisine âşık olan kişilere armağan
ettiği Tanrı şarabının bir damlasının bile insanı kendinden geçiren etki
ettiğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah dostu Tebrizli Tanrı Şems’ini bir sevgili gibi
sevmemiz, düşünmemiz, hayal etmemiz, her sözünü, her hatırasının şekli
değişmeyen doğru olarak kabul etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
Allah dostlarının sözlerini her aklın hemen
anlayamayacağı için bizim de anlayamadığımız zaman ret etmek yerine kendi
kendimize:” Bu söylenen sözün sırrına ulaşamadım, inşallah
ileride ulaşırım” diye dua ile kendimize zaman vermemiz gerektiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ