26 Ekim 2016 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 370 İNCİ BEYİT

(Hazreti Mevlana Şems Hazretlerini anlatıyor)
370- Cilvelenmeye başladılar mı âşıkların gönülleri gibi renk-renk kanatlarını açmışlar da güzellikleriyle tavus kuşuna dönmüşler, görenlerin akılları başlarından gitmiş.

Işıkları vurunca yeşile çalar gök bile kızıl bir renge boyanır;
Var, kıyas et artık, gönülleri ne hale getirirler.

Bir yudumcuk şarapla binlerce arık, kötürüm ihtiyarı neşeye gark ederler, ayaklandırıp oyuna sokarlar.

İhtiyarın (Seçmenin) da sözü mü olur burada?
Onlar abıhayat yaratırlar;
Bir bakışta her şeye can verirler.

Böyle çevik, böyle Tezcanlı (Aceleci) şekerciyi kim görmüş;
Şeker yiyen dudu-kuşuna bir anda söz anlama, söz söyleme kabiliyeti veriyor.

Ne de lâtif, ne de nazlı-edalı, ne de büyük, ne de yüce;
Yücelikler yolculuğuna da böylesine bir yol arkadaşı gerek.

Bütün istekli âşıklara seslendiler;
Haydin, dediler, seyr (Seyretmek) için meydana gidin.

Karun’un hazinelerini, definelerini önümüze dökseler gene başımızdan bu sevdayı alamazlar bizim.

Getir ey ebedi saki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), canların canısın sen, getir de başına sevdanın o kızıl şarabını.

Hiçbir sevgilinin öğüdünü tutmayan gönüle o kapıp alan, tutup saran şarabı, bir an olsun musallat (Bıktıracak kadar başına bela ) et.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1. Şems Hazretlerinin kendisine âşık olan kişilere armağan ettiği Tanrı şarabının bir damlasının bile insanı kendinden geçiren etki ettiğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik.
                               *
İşte böyle yaren;
Allah dostu Tebrizli Tanrı Şems’ini bir sevgili gibi sevmemiz, düşünmemiz, hayal etmemiz, her sözünü, her hatırasının şekli değişmeyen doğru olarak kabul etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.

Allah dostlarının sözlerini her aklın hemen anlayamayacağı için bizim de anlayamadığımız zaman ret etmek yerine kendi kendimize:” Bu söylenen sözün sırrına ulaşamadım, inşallah ileride ulaşırım” diye dua ile kendimize zaman vermemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar