(Hazreti Mevlana Şems Hazretlerini anlatıyor)
350-
Acı mı acı, tatlı mı tatlı;
Sevgilerle,
esirgemelerle doludur, kinle (Gizli düşmanlıkla)
dolu;
Ne
de lezzetlidir, ne de dişe dokunacak lokmadır o.
Gel
beri, çekinme;
Kaçma
şu fitneden (Karışıklıktan-kargaşadan), inat
etme, davran ey erlerin padişahı.
Ne
de gün, ne de gün, ne de gönüller aydınlatan bayram;
O
gözler boyuna işveleşmede, naza gülümseyerek bakmada, o dudaklardan
ballar-şekerler saçılıp dökülmede.
O
usul (Düzgün yol ve yönteme sahip) boylu, o
endamı düzgün güzelden gül renkli şarap iste;
Çünkü
şu anda gökteki Ay, Mizan burcuna (Terazi) girdi,
her şey düzeninde (İyi ve olumlu sonuçların alındığı
zaman ekim ayının ilk on günü).
Yüceler,
yücelikler şarabını iç, fakat dudağını, sakalını bulaştırma;
Zühal
yıldızının (Uğursuzluk keder ve üzüntü veren yıldız)
da, her yıldızdan da gürültüyü-patırtıyı dinle.
Düşün
de sus, böyle bir sırrı yayma, söyleme apaçık;
Hoyrat,
kadir (Kıymet) bilmez kişilere böyle inciyi,
böyle mercanı saçmak yazıktır.
Gel,
o değerli mi değerli dudaklardan bir öpücük kaça?
Bir
can karşılığı bile olsa almak farz.
O
öpüş temiz mi temizdir, şu toprağa lâyık (Uygun-yaraşır)
değildir;
Onun
için tenden sıyrılayım da safi can kesileyim.
Temizlik
denizi bana dedi ki:
Öyle
bedavaca adım atmaya imkân yok;
O
inci sendeyse hele bir sedefi kır bakalım.
Dünya
bile şaraba parlaklık bağışlayan o gülü öpmek için süsen gibi baştanbaşa dil
kesildi.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Şems Hazretleriyle olan ilişkide hoşumuza giden
veya gitmeyen her şey olabileceğini, kaçıp uzaklaşmanın yanlış olduğunu, iyi
bir sonuç alınana kadar sabretmemiz, razı olmamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah sırlarının bedava olarak kazanamayacağımızı,
bedelinin olduğunu, kimliğin ve kişiliğin yok edilip yeni kimlik ve kişilik
bağışlanacağından kolayca elde edilemeyen bir çalışma içinde olmaya razı ve
kararlı olmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ