(Hazreti Mevlana Şems Hazretlerini anlatıyor)
190-
Güzelim, ayağını bastığın toprağı borç
olarak ver bana sürme diye, çünkü sen Güneş’sin, gözlerim kamaştı, o toprağı
gözlerime çekeyim de aydınlansın şu gözler.
Şu
dünyadaki güzellerin hepsi de buluttur, sen Ay’sın;
Şu
dünya padişahlarının hepsi de ayaktır, sen başsın.
Hayalin
belirdi de yeni Ay karardı, hayaline dedi ki:
“
Bu kadar aydınsın, bu kadar parlaksın, fakat şaşılacak ne var bunda;
O
kaynaktan su içiyorsun sen”
Sevgili,
senin otağınım ben, kurarsın, söker-yıkarsın.
Elinde
bir kalemim ben, yonarsın, kırarsın.
Bayrak
başlığıyım ben, gâh baş aşağı edersin beni, gâh dağın başına çıkarsın, oraya
dikersin beni.
Havadaki
o zerreyim ben ki pencereden vuran ışığın içindeyim, pencereye doğru onun için
giderim ki pencerenin üstünde sen varsın.
Hele-hele,
zerre deme bana, bir dünya say beni, sen Güneş’sin, sen olmasan iki âlem (Madde-mana) de nerden ışıklanır, nerden aydın olur?
Hepimiz
de deriden ibaretsiz amma gene de sen öz gör, iç say bizi;
Fakat
özler de, içler de tamamıyla kurudur, sen onlara bir yağ bağışlamazsan.
Padişah
olsam da sensiz bulunsam varlığım ne de yalan, ne de yalan.
Toprak
olsam da seninle bulunsam o varlık, ne de lâtiftir, ne de lâtif.
Sana
feryat ediyorum, sen, ben seni uzaklaştırdım kendimden, bakayım a zerre, şu
havada ne yapacaksın diyorsun.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Hakikati olduğu
gibi görmek için görüş sahibi olan kişinin usul ve tekniğini kendisinden
öğrenip uygulamak gerektiğini öğrendik.
2.
Allahtan aracısız
bilgi alandan yani ledün ilminden yararlanandan, yani bu kaynaktan renksiz,
kokusuz, tatsız, buhar, bulut, buz olabilen akıcı madde ile beslenenden kişiden
beslenmememiz gerektiğini öğrendik.
3.
Şems
Hazretlerinin bizi yetiştirmek için şekilden şekle sokabileceğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Herkesin dış görünüşte aynı olduğuna kanarız inanırız,
fakat özü, içi görmeye başladığımız zaman insanların çok farklı olduğunu görüp
anlayabileceğimizi öğrendik, anladık.
*
RAVLİ