3840.(
Mevlana Hazretleri yüce kişilerle beraber olmayı
anlatıyor)
Tanrı,
hac edilecek yere erişen âmândadır (Can ve malları
güven altındadır) dedi;
A
Hak tanımayan gökyüzü, sen de eminsin afetlerden.
Hepsi
bahaneler;
Ne
varsa aşktan ibaret;
Tanrı
evidir aşk, sen de o evde konaklamışsın.
Bundan
fazla söyleyemem, fakat and olsun Allah’a şu gönülde, söylenecek ne ince sözler
var, yalnız söylemeye imkân (İzin) yok.
Keşke
bir an olsun, kendini bilseydin, o güzelim yüzünden bir haberin olsaydı.
Binek
hayvanları gibi toz-çamur içinde yatmış, uyumuşsun;
Ne
olurdu, kendi güzellerin evlerindeki zevk-işret (Hoşa
giden Allah şarabının içildiği, herkesin sarhoş olduğu) meclisine (Allah dostlarının bir araya geldiği yere kendini)
çekseydin.
Kendi
çevrende dolanmadasın, çünkü kendini görmede, kendini göstermedesin;
Hâlbuki
sende bir define var, var amma benliğin gizlemiş onu.
Bedenden
ibaret bulundukça candan haberin bile olmaz, fakat can olursan can mülküne
girer, orada karar kılarsın.
Başkaları
gibi iyiye-kötüye kapılıp durmadasın;
Buysan,
oysan bununlasın, onunla.
Bir
tek yemek olsaydın tek bir çeşit lezzetin olurdu;
Bir
tek kazana girmiş olaydın, hep aynı tarzda kaynar-coşardın.
Tortulu
nesne gibi eğer sen de bu kaynayışla sâf bir hale gelseydin arınanlar, sâf bir
hale gelenler gibi göklere ağardın.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
**
Neler
öğrendik;
1.
Allah’ın evine
ulaşmak isteyen kişinin Allah’a âşık olması, aşk yolundan gitmesi, Allah’a âşık
kişiyi kendisine rehber edinmesi gerektiğini öğrendik.
2.
Allah dostlarının
bir araya geldiği yüksek makama ulaşmamız, Tanrı şarabından içmemiz gerektiğini
öğrendik.
3.
Kendini gören
yani malım, param, tanıdıklarım var diye kendini büyük ve merkezde sananın
büyüklerin toplandığı yerin ancak çevresinde dolaşabileceğini öğrendik.
4.
Ben ve ben
merkezli davrananların Allah’ın kendisine verdiği hazineleri göremediğini,
benliğinin içe bakışını kör ettiğini, dışarıdan hazine sağlamaya çalıştıklarını
öğrendik.
5.
Bedenine önem
verenlerin canlarında ve canın özelliklerinden habersiz kalacaklarını öğrendik.
6.
Büyüklerle
birlikte olanların, onlar gibi davrananların onlar gibi er–geç olacağını
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Biz kiminle isek, neyle uğraşıyorsak o kişiyiz, o
uğraşı gıdamızdır.
Her canlının gıdası olduğunu, bokböceğinin boku
iştahla yediğini, akbabanın yükseklerde gezse bile aşağıya inince leş yediğini,
şahinin kendisinin avladığı taze avı yediğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ