17 Ağustos 2016 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 3820 İNCİ BEYİT


3820.( Mevlana Hazretleri Tanrı Tebrizli Şemsîni anlatıyor)

Şu hikâyeyi bırak, çok susamışız;
Sense çekinmeden, esirgemeden veren gani (Varlıklı), kerem sahibi (Ululuğun, asilliğin, büyüklüğün gereğini yapan) sakisin (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişisin).

Âşıkların hay-huyları (Gürültüleri, taşkınlıkları), hep bir gül bahçesinin kokusundan meydana gelmede, fakat kimseciklerin haberi yok, nasıl bir bahçe, ne biçim bir güllük (Gül bahçesi), gülistanlık (Huzurlu, rahatlık ve zenginlik dolu yer)?

Sus da bir ancağız olsun sağa-sola bak;
A taş yürekli, söyle, ne vakte kadar söylenip duracaksın?

Boş yere niceye bir söyleyeceksin, sus artık, yeter;
Söze buyruk yok, dilsizliği takın.

Tebrizli Tanrı Şems’i bir ferahlık vermedikçe bu söz söyleme kabiliyeti, sesle-harfle bir fayda vermez kimseye.

Ne vakte kadar ayrılıkla inleteceksin beni, feryadımı duymayacaksın, feryat ettireceksin bana, kırıp dökeceksin beni?

Ayrılık elin, elimi kırdı, işten-güçten kaldım;
Bir bilseydim, daha ne vaktedek kıracaksın beni?

A ayrılık şişesiyle oynayıp duran, dikkat et, taşlık bir yere geldik, şu sırça gönlüm daraldı, aman, aklını başına al, sakın kırmayasın.

Şu ayrılık taşlığından buluşma yeşilliğine varmak için tez olmalısın, burayı bırakmazsan çaresiz kırarsın beni.

Kanım, gönlümde dondu, nar tanelerine döndü, narı yardın mı kanı böyle akar işte.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             **
Neler öğrendik;
1. Tanrı Şemsi Tebrizli ferahlık verince ancak sözümüzün kabul edilip uygulanabileceğini öğrendik.
                           *                             
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerine özleminin dayanılmaz şekilde arttığını, kırgınlaşacağını, fazla nazlanmamasını istediğini öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar