3060.(
Mevlana Hazretleri Tanrı dostu olanların özelliklerini anlatıyor)
Fakat
sarhoşun ağzı, arı kovanına benzer, balarısı meramsız (İsteği,
amacı, gayesi, maksadı olmayan), maksatsız her yana uçar gider.
Balarıları,
ağızlarındaki baldan sarhoş olurlar, harap bir halde ballarıyla, iğneleriyle
yelin (Rüzgârın) ortasında uçar dururlar.
Yani,
biz altı yanlı evden kurtulduk, bal arısına o tatlı şerbeti veren padişahlar
padişahı kurtardı bizi derler.
Terci’
(Başa dönüş için), bent ister, hâlbuki sarhoş,
bağ nedir, ip ne?
Bilmez;
Ne
bağ tanır, ne öğüt dinler, aklı başında değildir ki!
A
canımızın canı, getir Lâ’l (Kırmızı renkli)
kadehini;
Biz
nerdeyiz, öyle uzun boylu hikâyeler dinlemek nerde?
Aç
iki kolunu da kemer gibi kucakla beni;
Ölümsüzlüğü
getir de soy (Üzerimize toplumun veya iyi faydalı
diyerek kendi seçimimize göre yapıştırdıklarımız elbiselerimizi biz
çıkartamıyoruz sen çıkart) bizim.
Yüzlerce
kadeh içtin de ağzına kerpiç koydun, sesin çıkmıyor;
Fakat
iki sarhoş gözün, sarhoşları içmeye çağırıp duruyor.
Kokusu
iki fersahlık yere gelen o şarabı gizlice çekip duruyorsun, sen bilirsin, haydi
bakalım, içmeye bak;
Yalnız
benden gizleme;
Çünkü
sen de bilirsin, başkaları da bilir ki ben senin bir kulunum, hem vefalı bir
kulun (Sevgiyle sana bağlamış dostluğu devam ettiren,
sana hizmet eden birisiyim).
Bir
de şu var:
“Hiç
şarap gizlenir mi?
Eserleri
(İşaretleri, izleri) yüzde de görünür, başta da;
Mutlaka
belli olur, meydana çıkar.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
**
Neler
öğrendik;
1.
Allah dostlarını
halkın sarhoşlar gibi gördüğünü öğrendik.
2.
Allah dostlarının
Allah’tan aldıkları sırlardan, özlerden oluşana istekli olup alan kişiyi
kendinden geçirerek iyileştirdiğini öğrendik.
3.
Allah
dostlarından beslenenlerin özgürlüğü, ölümsüzlüğü elde edeceklerini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah dostlarının delice, sarhoşça davranmalarını buna
rağmen o kişileri yüzlerinden, sözlerinden tanıyıp anlayabileceğimizi ve
yararlanabileceğimizi öğrendik, anladık.
*
RAVLİ