60.
Ekinlere benziyoruz cancağazım (Sevdiğim);
Şu
meydanda yetişmiş, yeşermişiz (Boy göstermiş, renk
almışız);
Susamışız
(Gelişmek, büyümek ve meyve vermek için), yağmur
bulutunu (Bolluk verecek kişiyi) arıyoruz, onu beklemedeyiz.
Gök
gürlemesi gibi sen de susmuyorsun bir türlü;
Çünkü
şu akıl, sana bir perde (Hakikati olduğu gibi görmene
engel);
Sabret,
yokluğa dal (Allah’a muhtaç olduğunu anlamaya çalış)
da şu söyleyip duran dudu kuşunu (Anlamsız söz söyleyen
papağanı) öldür gitsin.
Nihayet
o Ay (Şems Hazretleri), seher çağlarındaki
ahlarımızı duydu da bu gece topluluğumuz başka düzene girdi.
Ay
(Karanlıkta hareketsiz kalanlara Güneş ışığını
yansıtarak yolu aydınlatan) göğsümde çark-urdu mu (Dönmeye başladı mı)?
Ey
Ay devri (Kutlu yıl geldi) derim, Ay devrimize (Kutluluğumuza) bak bizim.
Nerde
Zâloğlu Rüstem ki (Güçlü, kuvvetli, yiğit er)
ben ona hileler edeyim, oyunlar göstereyim;
Nerde
Yusuf ki (Güzellik örneği) gelsin de bizim
alımımızı, bizim güzelliğimizi görsün, parlaklığımızı seyretsin.
Bizim
şeker madenimiz lokma olamaz, yutulamaz;
Sen
onun şekere benzer tasında tatlı lokma olmaya bak.
Lütfu
(İyiliği, bağışları), keremi (Büyüklüğü, ululuğu, asaleti), bizi koçmak (Sarmak), kucaklamak ister;
Bu
yüzdendir ki her an, illetimize (Ruhsal hastalığımıza)
bir ilaç hazırlar, ihsanlarda (Karşılık beklemeden
iyiliklerde) bulunur.
Yanıp
kavrulmuş ciğer tuzsuz yenemez;
Bu
yüzden olacak ki her an, bizim yanıp kavrulmuş ciğerimize tuz ekmede.
Ayaksız
tavafa girelim (Etrafında dönüp dolaşalım, hizmet
edelim), başsız secdeye varalım (Üstün varlığını
kabul ederek baş eğelim, itaat edelim);
Çünkü
o, şu başımızı, başsız, ayaksız bir hale koydu (Elsiz,
ayaksız, başsız iş yapar hale getirdi).
O
padişahın kapısının çevresini ayaksız tavaf edelim;
Çünkü
o Elest (Yaratılışın başlangıcında tüm ruhların bir
arada olduğu zamanın) sarhoşu geldi de kapımızı kırdı bizim.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Boş konuşmalardan
vazgeçip bizi geliştirecek, değiştirecek, faydalı hale sokacak kişiyi
beklememiz, aramamız gerektiğini öğrendik.
2.
İçten dileklerle isteyene
Allah’ın o kişiyi aydınlatacak, yön verecek, yol gösterecek, güzellikleri
gösterecek, gitmemize yardım edecek, yolumuzu aydınlatacak, bize sevgili olacak
dostlarından birini göndereceğini öğrendik.
3.
Bozukluklar,
yetersizlikler olduğu zaman Allah’ın düzen verecek dostlarından birini
göndereceğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Bizi yaratılışın başlangıcına yani Allah ile beraber
olduğumuz zamana götüren Şems Hazretlerine tutkulu bir
saygı ve sevgi ile bağlanıp etrafından ayrılmadan hizmet etmemiz
gerektiğini öğrendik.
Şems Hazretlerine yaklaşmak için Mevlana
Hazretlerinden yaklaşma yolunu öğrenmemiz, arada perde olmayacak kadar zatına yaklaşmamız
gerektiğini öğrendik, anladık.
Allah’a çok yalvararak ve ağlayarak büyüklerimize yaklaşma
izni versin de Mevlana Hazretleri kapalı gönlümüzden içeri girsin, seni
yetiştirsin, hazırlasın da Şems Hazretlerinin kapıları kırıp gelmesini görmek
nasip olsun.
(Kapı kırmak: Gücünü
göstermesi)
*
RAVLİ