Fiil-i tu zâyed eczan-u tenet
Hemçu ferzendet bigired dâmenet
(Hazreti
Mevlana, Mesnevi 6.inci cilt 424 inci beyit açıklaması)
“
Canından ve teninden doğan işin, senin çocuğun gibi sana gelir, eteğini tutar.”
Beğenerek
iyi bir iş yaparsan, talihli ve mesut bir evlat doğurmuş (Meydana getirmiş) olursun.
Ahmaklığından
(Aklı doğru kullanamayan) kötü iş yaparsan,
talihsiz ve şaki (Eşkıya) bir çocuk doğurmuş
olursun.
Eğer
bütün işlerin fena ise mahşer gününde halin nice olacak?
İzzet
(Büyüklük, yücelik, ululuk) ve nazınla (İsteksiz gözükerek) dünyaya sığamazsın, kendini pek
yüce bilirsin, geçinme sebeplerini düzenlemişsin, kendini kibirle süslemişsin.
***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev:
Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap
ve Aka kitapevleri koll. Şrt.
***
Neler
öğrendik:
1. Bir işi bilerek veya bilmeyerek eksik yaparsak zarara
uğrayacağımızı öğrendik.
2. İstekle çalışanın kar ettiğini öğrendik.
3. Doğru değerlendirme yapmadan alınan kararla oluşturulan
davranışın sonunda zarar görmenin baht, kader diye kendi sorumluluğunun dışına
çıkarmasının yanlış olduğunu öğrendik.
4. Kazanın Allah'tan geldiğini fakat doğru ve yeterli
çalışmamızı da emrettiğini öğrendik.
5. Kendi suçumuzu başkalarına yüklemenin yanlış olduğunu
öğrendik.
6. Kaderi yok yere sebep olarak göstermenin yanlış
olduğunu öğrendik.
7. Kendi suçumuzu kendi etrafımızda görmemiz gerektiğini,
gölgenin hareketine sorumluluk yüklemeye kalkmanın yanlış olacağını öğrendik.
8. Ne ekersek onu biçeceğimiz hep aklımızda tutmamız ve
güncellememiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle
yaren,
Yaptığımız
iyi ve kötü her şeyin bir sonuç oluşturacağını, unutulup hiç sayılmayacağını,
alacağımız sonucun yaptığımıza benzemeyeceğini fakat bir sonucun karşılığını
muhakkak alacağımızı öğrendik, anladık.
Adaletle takdirin bilinmesi ve önemsenmesi için uygun cezaların
konduğunu ve uygulandığını öğrendik.
Kendi
suçumuzu başkasına yüklemenin yanlış olduğunu öğrendik, anladık.
Aklımızı
ve kulağımızı iyiliğin de kötülüğün karşılığına tutmamız yani iyilik veya
kötülük sonuçlar konularda uyanık olmamız, sonuçları değerli tutmamız
gerektiğini öğrendik, anladık.
Suç
işledikse bunun karşılığı olarak verilecek cezaya hazır olmamız ve razı olmamız
gerektiğini öğrendik, anladık.
Yerinde
doğru davranmamanın kötü bir davranış olduğunu, kötü olanın kendimiz
olmadığını, yaptığımızın kötülük olduğunu, bu davranışın bir karşılığı
olduğunu, bu karşılığı şansımıza, bahtımıza yüklemenin yanlış düşünce ve görüş
olduğunu öğrendik, anladık.
Gelecekteki
olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen İlahi iradenin insan ve toplum için
çizdiği yaşayış biçimini kendi sorumluluğumuzdan çıkarmamızın doğru bakış yolu
olmadığını, sorumluluğu kendimizin dışında görmenin insanı görev ve
sorumluluktan kaçırarak tembelleştireceğini öğrendik, anladık.
Tanrı
kurallarını bilmeyen, kendini yetiştirmemiş kişinin kendini hesaba çekerek
yanlışlarının farkına varması, tövbe edip doğru yola girmesi gerektiğini, suçu
başkalarına atmayla sorumluluktan kurtulamayacağını bilmesinin gerektiğini
öğrendik, anladık.
Yapacağımız
her işin hak ve adalete uygunluğunu kontrol ederek yapmamız, alacağımız sonucu
da bu sınırlar içinde kalıp kalmadığını kontrol etmemiz, sınırları aştık ise
hem Allah’tan hem de zarar verdiğimiz kişiden af dileyerek tekrar sınırlar
içine girmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
Hiçbir
şeyin saklı kalmayacağını, ortaya çıkacağını, yüzleşeceğimizi bilerek hareket
etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
: