5 Temmuz 2013 Cuma

İLAHİNAME KİTAP BİTİMİ

Kitabın bitimi 244

Söz, kıymeti yüce Arştan da üstündür ama
Ferid’in (Attar) şiirinin de en aşağılık kademesidir.

Yüce âlemleri aşan, o âlemleri boylayan hiçbir kimse, bizim söylediğimiz şeyi asla söyleyemez.

Sözü öyle bir yere getirdim ki kimsenin oraya varmaya yolu yoktur.

Sana İsa’nın soluğunu (canlandıran) verdim; bu solukla seher çağı (uyanış) gibi ele geçen nuru gösterdim.

Benden armağan olan böyle bir bağla, böyle bir bahçeyle dünyayı cennet bahçesi gibi bezedim.

Cömert erlerin çoğu, nice gecelerini gündüze dek benim bahçelerimde, gönüllerini aydınlatarak geçirir.

İşinden doğan sözleri söyleyen kişi, sabah çağı gibi, tertemiz gönlünden doğanı söylemiştir ama

Benim çağıma dek yaşasaydı, şiirlerimi görünce ölür giderdi.
Evet, güneş doğunca sabahın zerre kadar değeri kalmaz.

Benim şiir denizim, tam olgun bir halde coşmuş köpürmüş, o denizden kıyıya binlerce dalga vurmuştur.

Denize benzeyen gözlerimden, her kıyıda her solukta bir kaynak coşmadadır.

O denizin bir kaynağı da, feyzini (coşup taşması) âleme verip duran yüce güneş.

Benim şiir denizimden yardım görmeseydi, kılıç çekip hiçbir zaman baş gösteremez, yücelemezdi.

Kıyamette güneş bile kararır da bu ölümsüz şiir, gene apaydın durur.
Durur da cennetteki güzel huriler, aşk nağmeleriyle her gün o şiiri okurlar.

Şiirim, baştanbaşa, noksan sıfatlardan münezzeh Tanrı tevhididir.(birliği); cennette okunursa şaşılır mı buna?

İlahi hazinenin kapısını aştım; bu kitaba İLAHİ-NAME adını verdim.

Yedi gökteki ulular, melekler bile ATTAR’ın İLAHİ-NAME’ sini okurlar.

Kitabım öyle bir padişaha mensuptur ki eşi, benzeri yok; bununla övünmedeyim; çünkü İLAHİ-NAME, ilahi feyizle meydana gelmiştir.

O padişah bana her an, yeniden yeniye can vermekte; her solukta gayb âleminden bir sofra göndermekte.

Gayb âleminden rızkım gelmede; o rızıkla mızıklanmadayım; ne diye her çaresizin bağıyla bağlanacağım, kaydına düşeceğim?

Allah bilgisiyle yumuşamış bir gönül, insana hararet veren, insanı sıkan yemeği istemez.

*Ben, vahşi gibi bir bucakta kimsesiz kalmışım; âlemde Hamza’nın erliği yeter bana,

Değil mi ki bu Vahşi, Hamza yüzünden kararsız bir halde; artık Hamza’yla, Vahşi ile ne işim var benim?

 *Şu gök kubbe altında mahpus olduktan sonra dünyada bir dam, bana yeter de artar bile.

*Dünyanın enini, boyunu ne yapacağım; göğün maviliğiyle, yerin toprağıyla ne işim var benim?

*Bana ait olan şey, yeter bana bir şey dilesem bile dilediğim, ancak çörekotu gibi değersiz bir şeydir.

Kanaat mülkünde değil mi ki padişahım; boyuna dilediğimi yapabilirim. (azı yeter görüp, fazlasını istememek)

                                         ***
        İLAHİNAME II FERİDEDDİN-İ ATTAR M.E. B.                              
             ŞARK İSLAM KLASİKLERİ    
                                           *
Tanrı yolcularının yolunu aydınlatan, bildiğimiz ama kıymetini değerlendiremediğimiz bir çok davranışımızın ne manaya geldiğini bize anlayabileceğimiz hale getirdiği için nur içinde yatsın.

Görünen faydadan çokgörünmeyen faydalarsağlayan büyüğümüzü Mevlana Hazretleri övmüştür ki bize laf düşmez.

Ahrette de inşallah dostmesafesinde oluruz.
Amin!

                                           *
RAVLİ

 

Popüler Yayınlar