31 Temmuz 2013 Çarşamba

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 34

Herki tersit ez Hak u takvi guzid
Terset ezvey ins u cin u herki did
( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 1425 inci beyit açıklaması)

“ Kim ki Haktan korkar ve takvayı (Allah'tan korkmak, dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getirme, züht) şiar (Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik, belgi) edinirse insanlar, cinler, onu görenler hürmet hissiyle ondan korkarlar.”

Sofi ve muttaki (Haramdan ve günahtan çekinen, kendisini Allah'ın (C.C.) sevmediği fena şeylerden koruyan) şekavetten (Haydutluk) kurtulmuş mesut bir kimsedir.

Takvayı şiar (Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik, belgi) edinmeyen kimsenin varlığı lekeden, ar’dan (Utanma, utanç duygusu) başka bir şey değildir.

Allah’ın huzuruna yol bulmayan kimse hakikatte diri değil, ölüdür.
Can hisleri, ten hislerinden ayrıdır, o ebedidir.

Hayvani his bekasız (Kalıcı olmayan, yok olan), canın hissi ise can gibidir, sonsuzdur.

                                  ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.


                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Allah korkusunun diğer korkulardan emin hale getirdiğini öğrendik.

2.   Allah’tan korkan, dinin yasaklarını yapmayan kişinin eminlik içinde mesut bir hayat süreceğini öğrendik.

3.   Takva sahibi olmayanın Allah’a yol bulamayacağını, lekeli ve utanç içinde bir hayat süreceğini öğrendik.

4.   Hayvani hislerle hareket edenin bir zaman sonra yok olup gideceğini öğrendik.

5.   Can hissini etken hale getirenin ebedileşeceğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Dışta beş duyumuz, içte de beş duyumuz vardır.
Bu duyuların birbiri ile kaynaşıp oluşturduğu algılamaya his diyoruz.

Dervişlik yolunda olanlar bu hissi geliştirmesi gerekmektedir.

Hikâyelerle süslenmiş bu öğretilere istekle devam edenler ayrı bir çaba sarf etmeden kendiliğinden can his dünyasını tanırlar gücünü ve etkisini yararlı bir şekilde kullanırlar.

Can hissi gelişmiş olanlar ilahi âlemden gelen uyarı ve yönlendirme mesajlarını duyabilecek, anlayabilecek duruma gelirler.

Toparlarsak:
Hayvani duygu dediğimiz beş duyuya iç beş duyumuzu katarsak ve uyumlu hale getirirsek, sonuçta his dünyamız aktif hale gelir.

Aktif hale gelen his dünyamızı ilahi mesajlarla doldurursak can his dünyasını tanır ve yararlanır hale geliriz.

Can his dünyası aklın az anlayacağı bir büyüklükte ve gizlenmiş durumda olduğundan, akıl bunun çok azını anlar.

Tanrı’yı arayış yolunda olanlar zaman içinde bu olanağa kavuşurlar.

RAVLİ HİS

RAVLİ İÇ BEŞ HİS yazarak Googleden okumalısın.

 Kolayca ve hemen anlaşılamayacağından anlamadım diye üzülme.
Can hissi bir toprağın içindeki bir tohum gibidir.
Bunun büyümesi ve meyve vermesi zamanla olur.

                                     *
RAVLİ

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 33

Ez kerem dan anki mitersaneded
Ta bemülk-i eymeni binişaneded
( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 1261 inci beyit açıklaması)

“ Bil ki seni Haktan korkutanın korkutması keremindendir (Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet. 2. Bağış olarak verme, iyilik, cömertlik, eli açıklık, lütuf) .

Eminlik mülküne kavuşturup oturtmak içindir.”

Kim ki sevgisinden ötürü Allah’tan korkarsa, kerim olan Allah, onu kahrından (Üzüntülerden, zorlamalardan) emin eder.

Kim ki Zülcelal (Ululuğu, hışım ve hiddeti) olan Allah’ın kahrından sakınmaz, korkmazsa Hakkın azabından kurtulmak muhaldir (imkansızdır).

Mademki Tanrı kahhar (Mutlaka galip gelen) ve latiftir (Yumuşak ve nazik), kul ona karşı korku ve ümit içinde olmalıdır.

Sen gafletle (Dikkatsizlikle) bir günah işledin mi ardı sıra yalvarıp yakarmalısın.

Korkudan, muhataradan (Tehlikeli durumdan), emin olmak istersen gayet sağlam olan takva (Günahlardan korunmak, dini yasak ettiklerini yapmamak, şüphelilerden uzak durmak) ve din kalesini kendine sığınak yapmalısın.

                                 ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.


                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Tanrı’nın korkutmasının bizim faydamız için olduğunu öğrendik.

2.   Suç işleyip ceza görmektense korkunun verdiği yanlışa düşmeme düşüncesinin tercih edilmesi gerektiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Her şeyin bir karşılığı olduğunu, yanlış yapanın cezalanıp zor duruma düşeceğini öğrendik.

Bir şey yaparken bu yaptığımıza Allah ne der diye gönlümüze sormamızla alacağımız cevap bizi yanlış yapmaktan korur.

RAVLİ KORKU yazarak Googleden okumalısın.

                                       *
RAVLİ

30 Temmuz 2013 Salı

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 31

Menba ı hikmet şeved hikmet talep
Fârığ ayet o zitalısil u sebeb.
( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 1063  inci beyit açıklaması)

“ Hikmet (Bilinçli kontrol) öğrenmek isteyen kimse hikmet kaynağı olur, tahsilden ve sebeplerden müstağni (Elinde olanla yetinen, doygun) kalır.”

İrfan (Bilme, anlama, tasavvufta evrenin sırlarını bilme gücü) denizini, bir ırmak gibi istesen, ona ulaştın mı sen de deniz olursun.

Kim can ve gönülle araştırmada ise ondan başka araştırdığı yoktur.
O, O’dur.

Evet, kim candan arzu ile dostu (Tanrı’yı) araştırmada ise araştıran, kendisini işte o aradığı dosttur.

Gece ve gündüz, yana yakıla niyazlarla (Sevgi, saygı sunarak yalvarışla, dua ederek Tanrı’yı ) isteyenin istediği kendidir, başkası değildir.

İşi-gücü, Dostun (Tanrı’nın) aşkıyla inlemek olanın inlemeleri ve kendi varlığından geçmeleri ne hoştur.

                                 ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.


                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Elinde olana yeter diyen kişinin kontrollü olacağını, sebeplere bağlı düşünceye bağlı kalmayacağından özgür düşünceye sahip olacağını öğrendik.

2.   Doymaz kişinin kontrollü düşünemeyeceğini, işler yapamayacağını, kendini kontrol edemeyeceğini, çevresine saygın bir etkiye sahip olamayacağını öğrendik.

3.   Tanrı’yı can ve gönülle aradığın zaman aslında kendimizi aradığımızın farkına varacağımızı öğrendik.

4.   Tanrı’nın sebebe bağladığı oluşumlar olduğu gibi sebebe bağlı olmayan yaratıcı gücünün etkileri olduğunu bilmemiz gerektiğini öğrendik.

5.   Tanrı’yı aramanın aslında kişinin kendisini aramak olduğunu öğrendik.

6.   Kişinin kendisini bulunca Tanrı’yı o zaman bulabileceğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Kendimizi bulmamız için doymazlıktan kendimizi gerektiğine önem vermemiz gerekmektedir.

Doygun hale gelen kişinin elinde olan olanaklara razı olduğunu, sakinliğe kavuşup doğru görme ve tanıma ile artan kontrole kavuşabileceğini bilmemiz gerekmektedir.

Her oluşumun sebebe bağlı olmadığını, Tanrı’nın takdiriyle olduğunu bilmemiz, farkına varmamız gerektiğini öğrendik.

Toplumun öğretilerinin bizi esas benliğimizden uzaklaştırdığını, ikinci bir kişilik oluşturduğunu, bu ikinci kişiliğin bizi esas benliğimizden uzaklaştırdığını görmemiz ve anlamamız gerekmektedir.

Esas benliğinden uzaklaşan kişinin kafasının karışık olduğunu, sakinliğe ulaşamadığını, mutluluğa ulaşamadığı açıkça görülmektedir.

Kendini bilmeyenin, bulamayanın, göremeyenin Tanrıyı bulmasının, bilmesinin, görmesinin olanaksızdır.

Kendimizi bilmek, bulmak, görmek için en vefalı dost olan Tanrı’yı aramamız, bu arayışta kendimizin esas benliğini bulabileceğimizi öğrendik, anladık.

                                            *
RAVLİ ERMİŞ İNSANLAR yaz Googleden oku.
                                             *
RAVLİ

29 Temmuz 2013 Pazartesi

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 30

Der beyan-ı in-se kem cünban lebet
Ezzihab-u ezzeheb vez mezhebet
(( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 1047  inci beyit açıklaması)

Bu üç şeyi beyanda dudaklarını az söylet:
Gideceğin yeri, altınını, mezhebini.”

Gideceğin yeri söylemek uygun değildir.
Bir yol vuran haydut seni izler de yoluna çıkar.

Kimseye altın ve gümüşüm var deme ki, hain bir hırsızın parandan haberi olmasın.

Mezhebini de sakla.
Mezhep ve dine karşı hesapsız düşman vardır.

Bu söz, Cenab-ı Mustafa’nın hadisinin manalarıdır.
Hikmetsiz değildir.

Bunda çok sırlar vardır.

Peygamberin sözü, hikmetin özüdür.
Haydi, hikmet istiyorsan can kulağıyla dinle.

                                 ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.


                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Gittiğimiz izlediğimiz yolu, amacımıza ulaşana kadar söz etmemiz gerektiğini öğrendik.

2.   Çevremizde hırsız ve soyguncuların olmaması için paramızın ne kadar olduğunu, nerde olduğunu söylememiz gerektiğini öğrendik.

3.   İnanç düşmanlarının gizli düşmanlıklarına uğrayıp zarar görmemek için inancımızdan söz etmememiz gerektiğini öğrendik.

4.   Söz söylerken ne sonuçlar vereceğini düşünerek kontrolümüz altında olarak söylememiz gerektiğini, buna da bilgi ile yapabileceğimizi öğrendik.

5.   Her yapacağımız işin pratiğini yaparak yeteneğimizi geliştirmemiz gerektiğini öğrendik.

6.   Yüze dikkatli bakarak farklılıkların değerlendirmesini yapmamız gerektiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

RAVLİ HİKMET yaz Googleden incelemelisin.

Her şey kontrolle olduğunun bilincine muhakkak varmalıyız.

Kendini kontrol etmesini bilmeyenin hayatında doğru ve düzenli bir iş yapamayacağı, beğenilen bir konuma gelemeyeceği çok açıktır.

RAVLİ KONTROL yazarak Googleden okumalısın.

                                         *
RAVLİ

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 29

Ger besuretademi insan hudi
Ahmed-u bucehil hod yeksan budi
( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 1019 inci beyit açıklaması)

Âdemoğlu sureti cihetiyle (Yönüyle) eğer insan olsaydı, Hazret-i Ahmed’le Ebucehil bir olurdu

Senin manan öz, suretin kabuk gibidir.
Kabuğa bakma, öze bak; maksat odur.

Ebucehil görünüşte adamdır ama manada uyuz köpekten aşağıdadır.
Ashab-ı Kehf’in köpeği Kıtmir’e, köpek suretinin ne ziyanı var.

Mademki Hak onu manada adam suretine çevirdi.
Suret görünür, mana gizlidir.

Mana beyana (Anlam açıklamaya) gelmez.
Mananın sırrını asla beyan etme, kendi sırlarını beyan (Bildirmek) için ağız açma.

                                 ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.


                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Görünüşte herkesin birbirine benzediğini, ancak gidiş istikametleriyle kişinin değerli veya değersiz bir duruma geldiğini öğrendik.

2.   Görünüşün önemli olmadığı, gidilen yolun önemli olduğunu öğrendik.

3.   Kişiyi yücelten veya aşağı hale sokan durumun izlenilen yolun olduğunu öğrendik.

4.   Çok özel ve güzel özellikleri olan bir yolu izliyorsak, bu yolumuzu gizli tutmamız gerektiğini öğrendik.

5.   Her aklın anlayamayacağı, anlamına erişemeyeceği, açıklanmasında çeşitli problemlerin çıkacağı, herkesin çözümleyemeyeceği yolu gizli tutmamız gerektiğini öğrendik.

6.   Tanrı yolunun dikkat, yetenek, deney ve sezgi yardımıyla kavranabilen zor ve incelik istediğini öğrendik.

7.    Beş dış, beş iç duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şeye elbette ulaşmanın kolay olmadığını öğrendik.

8.   Doğaüstü inanç doğrularına ulaşmanın özel ve gizli yolu olduğunu, herkese açıklasan bile anlayıp kavranamayacağını, Tanrı yardımı olmadan başarılamayacağını öğrendik.

İşte böyle yaren,

Yedi vadiden geçip kişi kendini bulduktan sonra Tanrı arayışına girmelidir.
Kendini bilmeyen, tanımayanın başka birini asla doğru tanımlayamaz, bilemez.

Her ne kadar size açıklama yapsak da özünde oluşumu kendin yapacaksın, kendin anlayacaksın.

RAVLİ YEDİ VADİ yazarak Google den kendini özünden tanıma yolunu öğrenmelisin.

Birçok psikoloji kitabı okusan da bu dışa vurulmuş, dıştan görüşü yansıtacağından yani kabuğu anlatacağından aldatıcı ve kafa karıştırıcı sonuçlardan yeterli bilgi sahibi olamazsın.

RAVLİ MANA yazarak Googleden büyüklerimizin anlatımlarından öğrenmelisin.

                                                   *
RAVLİ

28 Temmuz 2013 Pazar

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 28

Çist dünya ez huda gafil şüden
Ni kumaşnukre vu ferzent u zen

( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 983 inci beyit açıklaması)


“ Dünya nedir?
Allah’tan gafil (Habersiz, dikkatsiz, farkında lığını kaybetmiş) olmaktır.
Kumaş, altın ve gümüş, evlat ve aile sahibi olmak değildir”

Kâinatın varlığına sebep olan Peygamberimiz:
“ Ni’mel-mâl-üssalihi lirracülıssalihi”
(İyi mal iyi kimseler için ne güzeldir) buyurdu.

Gönlünde Allah sevgisi olan kişi ister zengin, ister yoksul olsun, saittir (Kutlu, uğurlu. 2. İbadet etmiş, Tanrıya karşı görevini yapmış kimse).

Allah’a âşık olmayan ise ister zengin, ister yoksul olsun şakidir (Haydut).

Surette (Görünen) ne yaparsan yap, fakat gönlünü temizle ki, orası Allah’ın baktığı yerdir.

Suretine asla itibar (Saygı gösterme, önem verme. 2. Onur, şeref) yoktur.
Batınını (Gizli, görünmeyen) temiz tutmak için çalış.

                                  ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.


                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Dünyada insanların değer verdiği maddelere sevgi ile bağlanıp onu yaratanı unutmanın, yok saymanın yanlış olduğunu öğrendik.

2.   Dünyada elde ettiğimiz maddesel kazançların bizi kontrolü altına aldığını, istediği gibi yönlendirip çalıştırarak oyaladığını, yaratıcıdan uzaklaştırdığını öğrendik.

3.    Mal ve servet sahibi olmanın yanlış olmadığını, ancak sevgiyle mala ve servete hizmetkâr olmamızın yanlış olduğunu öğrendik.

4.   Gönlünde Allah sevgisi olan kişiye malın ve servetin zarar vermediğini öğrendik.

5.   Gönlüne Allah sevgisi koymayanın soyguncu, zorlayıcı, kandırıcı kimse olmaya aday olduğunu, ortam sağladığını öğrendik.

İşte böyle yaren,

Yaşamın boyunca en dikkat edilmesi gerekenin huyun bozulmaması için dikkatli olmaya çalışmaktır.

Dünya yaşamı ve davranışları bizi daima aldatan, şaşırtan, kafamızı karıştıran, doğru karar vermemizi engelleyen davranışlarla doludur.

Bizim bu kargaşadan koruyacak olan içimizde olan Allah sevgisini daima emirlerini hatırlayarak ve ibadet ederek güncellememiz, ön planda tutmamız gerekmektir.

Huyunu boymuş kişinin kabul edilmeyeceğini, sevilmeyeceğini, yer verilmeyeceğini hepimiz biliriz.

RAVLİ GÖNÜL TEMİZLİĞİ yazıp Googleden okumalısın.
RAVLİ HUY yazarak Googleden okumalısın.

                                        *
RAVLİ

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 27

Kâfirem men ger ziyan kerde est kes
Der reh-i iyman u taât yeknefes
( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 977 inci beyit açıklaması)


“ İman ve itaat yolunda kim ziyan etmiştir?
Her iki cihanda (Madde ve mana dünyası) da ibadet faydalıdır.

Dünyada da devlet ve izzet (Büyüklük, yücelik, ululuk), ukbada (Ahret) da cennet ve rahat ondan gelir.

Din ve salâh (Düzelme, iyileşme, iyilik) yolunda gidene Tanrı iki âlemde de felâh (Kurtuluş,  selamet, onmak)verir.

Bu âlemde helal rızık verir.
Öteki âlemde cemalini (Güzel yüzünü) gösterir.

Hak adamı mal ve menal (Sahip oldukları) ile zengin olsa, onu gaflet içinde sapıklığa (Yanlış düşünce ve davranışlara yönelme) düşüremez.

                                  ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.


                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Allah’ın emirlerini yerine getirenin, sevgi ile bağlanarak ibadet yapanın her an kendisine ve çevresine fayda sağladığını öğrendik.

2.   İbadetin faydalarını ibadet eden kişilerin göreceğini, hem madde hem de mana âleminde zenginleşeceğini öğrendik.

3.   İbadetin dünya yaşamında büyüklük, ululuk ve mutluluk getireceğini, ahrette cennete girmeye sebep olacağını yani hem dünyada hem de ahrette sevinç ve huzur içinde yaşam sağlamanın aracı olduğunu öğrendik.

4.   Kendi eğriliklerini düzeltmeye, eksikliklerini tamamlamaya, iyileşme yolunda gayret gösterenlere, iyilik yapanlara dünyada ve ahrette eminlik, mutluluk, sevinç verdiğini öğrendik.

5.   Helal rızıktan beslenip yaşamak isteyen kişinin ibadet etmesinin önemli olduğunu öğrendik.

6.   Allah emirlerini yerine getiren ve ibadet eden kişinin sahip olduğu her ne varsa onu bozamayacağını, kontrolü altına alamayacağını, yanlışa düşüremeyeceğini öğrendik.

7.    Tanrı emirlerini yerine getiren kişinin yanlış kararlar alamayacağı için doğru yolu kaybetmeyeceğini, ibadet etmesi ile Allah tarafından uyarılıp korunacağını öğrendik.

İşte böyle yaren,

En yüksek makam Tanrı katına bağlanan, oradan gelmiş ve gelecek yönlendirmelerle yaşamını düzenleyenlerin kurtuluşa erecekleri müjdesini bir kere daha hatırlamış, değerini görme fırsatını elde ettik.

RAVLİ KULLUK yazarak Googleden okumalısın.

                                         *
RAVLİ      

27 Temmuz 2013 Cumartesi

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 26

Mâ iyal-i hazretim u şir-i hâh
Göft: “ Elhalk u iyalün lililâh”
( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 927 inci beyit açıklaması)
“ Biz, Allah ü teâla Hazretlerinin ayali mesabesindeyiz (Sorumlu olduğu ailesi derecesinde, değerinde, rütbesinde.)
Sütümüzü, rızkımızı ondan isteriz.
Peygamber: “ Halk Tanrı’nın ayalidir” buyurdu.”

Her ne istersen, Allah ü Zülcelâl (Ululuk sahibi), biz ayaline baba (Yararlı, anlayışlı, iyi huylu) gibi rızk verir.

Eğer tenin gıdasıyla kanaat edersek, eşek gibi arpa ve samana yaraşırız.
Ulu Tanrı’dan ruhumuzun gıdasını istersek, bize Cebrail’in gıdasını gönderir.

Mademki ne istersek onu ihsan ediyor, şu halde Tanrı’dan yalnız Tanrı’yı isteyelim.

Evet, en iyisi iman ve taat (Allah’ın emirlerini yerine getirme, ibadet) yolunda yürüyerek daima onu isteyelim.

                                 ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.


                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Sadece vücudumuzun gıdaya ihtiyacı olmadığını, ruhumuzun da beslenmeye ihtiyacı olduğunu öğrendik.

2.   Vücudun gıdasını az verirsek ve bu azlığa razı olursak ruhumuza gıda istemek için zemin hazırlamış olduğunu öğrendik.

3.   Allah’tan ruhumuza gıda istersek göndereceğini öğrendik.

4.   İsteyin vereyim diyen Allah’tan kendisini istememiz gerektiğini öğrendik.

5.   Allah’ın emirlerini yerine getirerek ibadet etmemiz ve hayatımızı sevinç içinde sürdürmemiz gerektiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Görüş sahibi, akıllı, düşünceli insanın Allah’ın imkânlarını değil kendisini isteyeceğini, Allah’a talip olacağını, bunun yollarını arayacağını öğrendik.

RAVLİ RUHUN GIDASI yazarak Googleden okumalısın.

                                                 *
RAVLİ

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 25

Zi âteş-i şehvet ne suzet merd-i din
Bakıyan ra burde ta ka’rı zemini
( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 862 inci beyit açıklaması)
Din adamı şehvet (aşırı istek) ateşinden yanmaz.
Başkalarını ise (Şehvet) yerin dibine sokar.”

Kur’an, din adamının rehberidir.
O, Allah’ın dostu İbrahim Peygamber gibidir, şehvet ateşinden yanmaz.

Nefsanî lezzetlerden kesilen, buna karşı ruhani lezzetlere kavuşur.
Allah için, fani olan gıdaya bırak.

Ne vakte kadar rızkını (Yiyecek, içecek) su ve topraktan arayacaksın?

Kur’anda:
“ Ve fissemai rızkıküm ’Rızkınız göktedir
(Kur’anda tahmini 112 rızk ile ayet vardır)

Eşek gibi niçin toprağa yapıştın.
Hak rezzaktır (Bütün mahlûkların yiyeceğini ve içeceğini veren Allah), rızkımızı verir.

Rızk da Tanrı’nın ihsanından (İyiliğinden, bağışından, büyüklüğünden) rızkını ister.

                                  ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.

                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Aşırı isteklerin kişiyi aşağılık hale sokacağını, din adamının ihtiyaç sınırını geçmeyerek kendini bu felaketten koruduğunu, kendine daima Kur’anı kerimi rehber ve ölçü aldığını öğrendik.

2.   Aşırı isteklerin daima insanı dünyalık zevklere bağladığını, asıl ve daimi olan ruha ait lezzetlerden mahrum ettiğini öğrendik.

3.   Allah yarattıkların yiyecek ve içeceğini vereceğini garanti ettiğinden aç ve susuz kalma korkusuna kapılmamamız gerektiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Kendini kendine ölçü alırsan daima yanılırsın.

Tanrı’nın buyurduğu ölçülere göre kendimizi zaman-zaman değerlendirip hesaba çekmeliyiz.

Dünya hayatımız bitmeden ahrette çekileceğimiz hesabı düşünerek bu gün zaman varken doğruyu bulmamız ve yaşamamızın önemini düşünenler için hazinedir.

Kendi kendimizi hesaba çekecek yetenek ve doğrulukta değilsek din adamının rehberliğinden yararlanmamız gerekmektedir.

Daha geniş bilgi için RAVLİ RIZIK yaz Googleden okumalısın.

                                             *
RAVLİ

24 Temmuz 2013 Çarşamba

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 24

Ey hunuk çeşm-i ki ân giryan-ı ost
Ey humayun dil ki ân buryan-ı dost
( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 818 inci beyit açıklaması)
Ne mutlu o göze ki Allah sevgisiyle ağlar.
Ne mutlu o hümayun (Kutlu, mutlu, mübarek) gönül' e ki Allah aşkıyla yanar.

Aşıklar için kanlı göz yaşlarından, soluk benizden, yanık gönülden daha hoş ne vardır?

Aşıklara aşk derdi devadan daha iyidir.
Aşkın meşakkati (Güçlük), zevk ve sefadan daha iyidir.

Şehvani (Aşırı isteğe iştahlı olmak) lezzetlerden kaçınırsan Allah’ın aşkından nasip (Pay) alırsın.

Heva (Dış yönlendirmeler) ve hevesin, şehvetin kaydında isen, yakınen bil ki, Tanrı’nın huzurundan uzaksın.

Şehvet ateşinin üzerine din suyunu dök.
(Aşırı istek ateşini dini önemseyerek söndür)

Sakın!
Sakın nefsani (Canlılığın uyandırdığı arzular) ten arzularına doğru koşma.

                                 ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.

                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Allah’a sevgiyle bağlananın aşağı alem olan dünyanın  zarar verici etkilerden kurtulduğunu, sevinç içinde gözyaşı döktüğünü öğrendik.

2.   Allah aşkı olanın mutluluk ve kutluluk içinde yaşamını sürdürdüğünü öğrendik.

3.   Aşkın vereceği zorlukların mutluluğunun, dünyanın vereceği lezzetlerden, sevinçlerden çok daha üstün olduğunu öğrendik.

4.   Aşırı isteklerden kendini koruyanın Tanrı’ya yaklaşabileceğini öğrendik.

5.   Dinin aşırı isteklerin ateşini söndürdüğünü, ebedi olmayan isteklere harcanan emek ve zamanın boşa gitmesine engel olduğunu öğrendik.

İşte böyle yaren,

Ter isteğin olsun o da Allah olsun.
Tek derdin olsun o da aşk olsun.

                                               *
RAVLİ

23 Temmuz 2013 Salı

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 22

Suy-i tariki merev hurşid hast
Suy-i tariki merev hurşid hast
( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt...  inci beyit açıklaması)
Ümitsizlik semtine gitme ümitler vardır.
Karanlık tarafa sapma güneşler vardır

Gel.
Karanlıklara, gafletlere ( Çevresinde olup bitenlerden haberi olmayan, farkına varmayan, sezgisi kuvvetlenmemiş, gözü bağlanmış, bilgisiz, ilgisiz olmak) sapma.

Velilerin güneşinden ziya (Işık)iste.
Veliler canlara ziya, gönül aynasına cila verirler.

İman hilâtın (Süslü elbise) günah kirleriyle kirlenmiş, kararmış, çirkinleşmiştir.

Veliler işte onu yıkar, ak pak eder, güzelleştirirler.

Sana, sende olan hataları, ayıpları gösterirler (Ayna ).
Sen kendi ayıbını görürsün de başkalarının ayıbını görmekten vazgeçersin.

                                 ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.

                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Daima ümitler olduğunu, karamsarlığa yönelmenin yanlış olduğunu öğrendik.

2.   Yolu aydınlatan, gerçekleri olduğu gibi gösteren, ışık veren, yardım ederek yönlendiren büyüklerimiz olduğunu, bu büyüklere sevgiyle bağlanıp bizi adam etmesini istemeliyiz.

3.   Hatalarımızı yüzümüze söyleyenin bizim iyi olmamızı isteyen büyükler olduğunu örendik.

İşte böyle yaren,

Bize yardım edecek, bizi bakırlıktan altınlığa yükseltecek, oradan da inci haline getirecek büyüklerimiz olduğunu ve onlara sevgiyle bağlanmamız ve gerekenleri yapmamız gerektiğini öğrendik.

 Daha geniş bilgi için RAVLİ ARİF yazıp Googleden okumalısın.

                                              *
RAVLİ

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 21

Ger tu seng-u suhre-i mermer şevi
Çun besahib dil resi gevher şevi
( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 722  inci beyit açıklaması)
Sen taş olsan de, mermer gibi sert kaya olsan da ilahi bir aşıkla buluştun mu inci olursun

İlahi bir aşıktan bütün müşküllerin (Güç gelen, zorluk çıkan, çetin işler, engeller) çözülür.

Tortun(Kalıcı bilgilerin temiz ve katışıksız) saf, şarabın helal şarap olur.
(Üzüm suyu ile değil, ilahi aşkın verdiği sarhoşlukla sarhoş olursun)

Ondan feyz (Gittikçe artan bolluk, bereket) alır, için açılır, her muradına erersin.

Cahilsen alim olursun.

Körsen gören olursun, amel defterin (Tanrı emirlerine bağlılıkla, doğrulukla, inanmakla yaptıklarının kayda alındığı defter) kara ise beyaz olur.

Eğer doğrulukla o ilahi aşığa mürit (Sevgi ve saygı ile bağlanıp öğrenen) oldunsa, ümitsiz kalmazsın.

                                 ***

Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.

                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Ne durumda olursak olalım ilahi aşka sahip birisine sevgi ile bağlanıp öğrenci olursak;  bizi şekli değişmeyen değerli hale getirdiğini öğrendik.

2.   Kafamızın karışıklığını giderdiğini, doğru bakmasını öğrettiğini, işin özünü ve sırlarını verdiğini, üzerimizdeki uğursuzluğu kaldırdığını, bizi beğenilen bir insan haline getirdiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Doğrulukla, her dediğinin doğru olduğunu kabul ederek Hak aşığının emirlerine bağlanmalısın.

Bu bağlanmada eski tüm bilgilerini ve görüşlerini yok saymalısın.

Yeni bilgileri aklın almasa bile inanmalısın ve kendine şimdi bunları anlamıyorum, aklım yorumlayamıyor , inşallah sonra anlarım demelisin.

İlahi bilgiler aklın üstünde ve büyüklükte olduğundan senin akıl kimyan değiştirilerek uyum sağlarlar.

Bu kimya değişikliğini kendin fark edemezsin ancak çevren fark eder.
Senin eski kimlik ve kişiliğin tamamen değişir ve beğenilen biri olursun.

Bu değişiklikler olurken geçici bunalımlara girebilirsin, bu durumdan korkma, senin kimyanı değiştiren Hak aşığı Tanrı emirlerini uygular.

Yani görünen Hak aşığıdır, ama aslında Tanrı seni kendine yaklaştırmak için o aşığa hazırlattırır.

Seni bu yoldan alıkoymak için yakın çevren baskı yapacağından bir zaman gizli olarak bu yolda ilerlemelisin.

Sonraları ne kadar gizlensen de ışığını herkes fark edecektir.

                                                *
Daha geniş bilgi için RAVLİ MÜRİT yaz Googleden incelemelisin.

                                                 *
RAVLİ

22 Temmuz 2013 Pazartesi

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 20

Suret-i serkeş güdazan kun berenç
Ta bubini zir-i o vahdet çu gene
( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 683 inci beyit açıklaması)

Dikbaşlı sureti zorla erit ki(Önemsizleştir) altındaki define gibi olan vahdeti (Bir, tek, birlik, tek olmayı ) göresin

Git, sureti erkekçe harap et ki, suretin altındaki mana hazinesini bulasın.
Eğer sen bunu yapamıyorsan bir dost ara, bu iş için ondan yardım dile.

Bir Tanrı adamına bende ol (Bağlan) ve önünde öl (Kendine ait tüm bildiklerini ve değer yargılarını yok et, Tanrı adamının seni yeniden yapılandırmasına kendini bırak).

Pirin (Yaşlı bilge yol gösterici, yol aydınlatan) iksirinden  (Çok tesirli etkisiyle) senin bakırın altın olur.

Aşıklara bende olman, cihan iklimlerinin (İnsanların yaşadığı yerler) padişahı olmaktan iyidir.

İlahi bir aşığın(Tanrı eri) hizmetinde bulunan makbuldür, olmayan değildir.

                                ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.

                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Sıradan biri olmaktan kurtulmak için mananın önemini ve değerini bilmemiz ve bu konuda çalışmamız gerektiğini öğrendik.

2.   Sayılı ve saygın biri olmak için daha önce bu yolda yol almış Tanrı aşkı ile dolu kişiye bağlanarak, dediklerini doğru kabul ederek bize yeniden kişilik vermesini canı gönülden istememiz gerektiğini öğrendik.

3.   Tanrı erine hizmet ederek bağlandığımızda ve onun sözlerinin ilahi alemden kaynaklanın yüksek değerde anlamlar taşıyan ve uygulamasıyla olumlu sonuçlar veren sözler olduğunu, faydalanabileceğimiz biri olduğuna inanmamız ve gönül bağlamamız gerektiğini öğrendik.

4.   İnsanın kimyası değişmeden değerinin artamayacağını, yani seki binayı ne kadar onarsak bile yeni bina gibi olamayacağını öğrendik.

5.   Ait olduğumuz toplumun şekillendirdiği değeri az olan kişiliğimizden vazgeçip yeni bir kişilik kazanmamız gerektiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Ağaç ağaç üstüne dikilemeyeceğinden veya eski binanın üzerine yeni bina yapılamayacağından kökten eski kalıntıları söküp alan hazırlamamız gerekmektedir.

Elbette ki eski fakat değerli her ne varsa yeni binada yerini alacaktır, değerini koruyacaktır.

Kişiliği yüceltme, görsel aldanıştan kurtulma, zannederek yaşadığımız şekil dünyasının bizi ilerleyişten alıkoyan etkilerini büyüklerimiz bir-bir hikaye ederek yeniden düşünmemizi, yeniden değerlendirmemizi öğütleriyle süsledikleri hikayelerle anlatmaktadırlar.

Akıllı olan önerileri bir bütünlük içinde kabul eder yerini ve değerini yücelere taşır.

Hayvani aklı önemseyen yer, içer yaşar bu dünyadan geçer gider.

İnsanı aklı önemseyen sahip olduğu konumdan daha iyi, daha güzel olanakların olduğunu bilir ve arayış ve uyum sağlayarak gelişmesini devam ettirir, vücudu ölse bile adı kalır.

Sadece dünya yaşamı ve etki ve değerleri olmadığını, dünyanın en alt alem olduğunu anlamak için:

RAVLİ MELAKUT ALEMİ yazıp Googledan incelemelisin.

                                               *
RAVLİ

Popüler Yayınlar