4 Mayıs 2013 Cumartesi

MANTIK AL TAYR ÖNEMİ VE KİTABIN BİTİMİ

Ey Attar!
Her an âleme yüz binlerce sır miskleri saçıp durmadasın.

Cihanın çevresi, senin yüzünden güzel kokularla doldu.
Âlemdeki âşıklar, senin sözlerinle coştular, köpürdüler!

Gâh doğrudan doğruya aşktan dem vur.
Gâh uşşak perdesine dokun.
O perdeden ses çıkar!

Şiirin, âşıklara sermaye verdi.
Onlara daima bu kârı bağışladı.

Nasıl nur, güneşte hatmolmuşsa (Sağlamlaşmışsa) Mantık al tayr’la kuşların makamları da sende hatmoldu (Sağlamlaştı).

Bu kitap, hayranlık yolunun makamları mıdır, yoksa perişanlık divanı (Dağınık topluluk) mıdır?

Bu divana (Topluluğa) dert sahibi ol da (İhtiyaç olarak önemse) gir.
Canını siper et de bu meydana öyle gel!

Bu meydan, öyle bir meydandır ki burada can bile görünmez olur.
Hatta meydan bile gözden kaybolur, görünmez!

Böyle bir meydana dertsiz (Kendine üzüntü konusu yapmadan) gidersen sana o meydandan bir zerre toz bile yüz göstermez!

Dert düldülü (Atı) adım attı mı sen de yürü, adım atarsan daima muradının üstüne ayak bas!

Muratsızlık (İsteklerin bağlayıcılığından ve baskısından kurtulmadıkça) sana gıda olmadıkça şaşkın gönlün nasıl dirilir ki?

Dert sahibi ol ki derdin, sana dermandır.
İki âlemde (Madde ve mana) de can ilacın, derdindir.

Ey yol eri!
Kitabıma şiir bakımından yahut ululukla bakma!
Defterime dertle bak da hiç olmazsa bendeki yüz dertten birine inan!

Devlet topunu, bu kitaba dertle bakan kişi çeler, ta huzura kadar sürer götürür!
(Kitaptaki açık ve gizli yol göstermeler, yol aydınlatmalar Tanrı huzuruna varana kadar kılavuzluk eder, yolu bulmamıza yardım eder.)

Zahitlikten de vazgeç, saflıktan da.
Dert lazımdır, dert.
İş düşkünlüktedir.
(İhtiyaç duymak, çok önem vermek, çok değer vermek)

Kimin derdi varsa dilerim dermanını bulmasın.
Kim derde düşer de derman ararsa dilerim gebersin, yaşamasın!
(Arayıştan, ilerlemekten, gelişmekten, önemsemekten, olgun olmak isteğinden vazgeçerse yaşamının anlamını kalmaz)

Erin susuz kalması, yemekten ve uykudan kesilmesi lazımdır.
Öyle bir susamalı, öyle bir susuz kalmalı ki (İçi yanması) ebediyen suya erişememeli!

Bu çeşit sözden bir koku bile almayan (Sözün değerini bilmeyen, anlamayan), âşıklar yolundan bir kıl bile elde edememiştir.

Kim bunu okuduysa iş eri oldu.
Anlayansa muradına erişti, dileğini buldu!

Suret ehli (Görünüşe değer veren), benim sözlerime dalmış boğulmuştur (Ne demek istendiğini anlayamamıştır).
Mana ehliyse tam benim sırlarımın eri olanlardır.

Bu kitap, zamana bir ziynettir (Mücevher).
Hem geri kalanlara nasip vermiştir, hem de ileri gidenlere!

Buz gibi donmuş kalmış bile olsan bu kitabı gördün mü ısınırsın.
(Akıcı, besleyici, hayat veren, geliştiren olursun)

Bu kitap ateş gibidir, perdelerden bir hoşça çıkmış görünmüştür!
(Sırlar, isteklilerin gözlerinin görebileceği, rahatça anlayabileceği hale getirilmiş)

Nazmımda şaşılacak bir hassa (Özel bir nitelik, güç, kuvvet) vardır.
Çünkü her an biraz daha fazla ihsanda (Karşılık beklenmeden yapılan iyilik) bulunur.

İhsanı, her an biraz fazlalaşır!
Müyesser (Kolay) olur da birçok defalar okursan şüphe yok, her defasında sana daha hoş gelir.

Nâz ve naîm (Refah ve bolluk) içinde yetişen ve evde kapalı bulunan bu gelinin duvağı, yüzlerce eziyet çekilmedikçe açılmaz.

Bundan sonra da kıyamete kadar benim gibi kendinden geçmiş biri çıkıp da sözü, bu çeşit kaleme alamaz.

Bu tarzda bir kitap meydana getiremez.
Ben hakikat denizlerinin incisini saçmadayım.

Söz, bana verilmiştir, ben de hatm olmuştur (Kuvvetlenmiş), nişanı da işte!
Kendimi bir hayli övsem de bu övüşümü kim takdir eder?

Fakat bir insaf ehli (Acımaya, vicdana veya mantığa dayanan adalet) çıkarsa kadrimi bilir (Değerimi, itibarımı, şerefimi, rütbemi, derecemi), anlar.

Çünkü dolunayımın, nurum gizli değildir ki!
Halimi birazcık gizli söyledim ama sözden anlayan, şüphe yok ki insaf eder, hak verir bana!

Halkın başına öyle mücevherler saçtım ki ölsem gitsem bile yine kıyamete kadar diriyim!

Hesap gününe kadar halkın dilinde anılıp duracağım.
Bu armağan bana yeter.

Bu dokuz daire, yerlere dökülse bu kitabın bir noktası bile eksilmez!
Bu kitap, birisine yol gösterdi mi önünden perdeyi kaldırır.

Bu armağan yüzünden huzur alemine varınca da dua edene söyle:
Beni ansın, hatırlasın!

Dostlar, ben size bu gül bahçesinden güller saçtım.
Siz de beni hayırla anın!

Herkes nasılsa kendisini öyle gösterdi, bir eyyam cilvelendi (Güzel biri hoşa gitmek için hareket etti), tezce gelip geçti.

Hâsılı (Ortaya çıkan) ben de geçip gidenler gibi can kuşunu, uyuyan kişilere cilvelendirdim.

Uzun bir ömür zarfında uyumuş bile olsan bu sözle, sırlara erersin, bir an olsun gönlün uyanır.

Şüphe yok ki ben işimin düzene gireceğini biliyorum.
Elbette benim derdim de biter, dermanım da.

Nice zamandır kendimi mum gibi yakıp yandırdım da bu suretle mum gibi bütün bir cihanı aydınlattım!

Beynim, içimin dumanıyla kandil konan yere döndü.
Ben sönmez bir kandilim.
Niceye bir kandillik işiyle uğraşacağım?

Gündüzleri yemeden kesildim, geceleri uykum kalmadı.
Gönlümün ateşi yüzünden ciğerimdeki su bitti!

Gönlüme dedim ki:
A çok söyleyen, ne vakte kadar söyleyeceksin?
Sus, sırları ara aktar!

Dedi ki:
Ateşlere gark oldum, beni ayıplama.
Söz söylesem yanıyorum!

Can denizim yüz türlü coşkunluklar gösterip köpürmede, nasıl tahammül edip susayım?

Bununla kimseye övünmüyorum, ancak kendimi bununla oyalıyorum!
Gönlümde bu işin bir derdi yok değil, var, ama niceye bir söyleyeyim?
Bu işin eri değilim ki!

Bunların hepsi aslı olmayan masallardan ibarettir.
Erlerin işi benlikten kurtulmadır.

Bu beyhude (Yararsız, anlamsız) şeylerle oyalanan gönülden ne çıkar ki?
Zaten söz eskimiş, yıpranmıştır!

Derhal can terk etmek, bütün bu beyhudelerden istiğfar ( Tanrıdan suçlarının bağışlanmasını dilemek) eylemek gerek!

Can denizi niceye bir coşup duracak?
Can feda etmek ve susmak lazım artık!

                                    ***
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri.
M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                     ***
Daha iyi anlamak için:

RAVLİ SUSMANIN DEĞERİ
RAVLİ SÖZ VE ÖZ

RAVLİ TANRI ERLERİNİ ÖĞÜŞ
RAVLİ VASİYET

RAVLİ ÇARESİZLİK
RAVLİ GÖZYAŞI

RAVLİ MELEKLERİN KAPIŞTIĞI PARA
RAVLİ ELDEN TUTMAK

RAVLİ TANRIYA YALVARIŞ
RAVLİ SATIN ALMAK VE SATMAK

RAVLİ SÜLEYMAN VE KARINCA
RAVLİ KİRLERİN GÖRÜNECEK YERE ÇIKMASI

Yaz Googleden bu hikâyeleri okumalısın.

                               *
RAVLİ

Popüler Yayınlar