Şu âlem nedir?
Bir söyleyeyim de bak!
Bir küçük kutu, üstüne kapağı
kapanmış.
Bilgisizliğimizden ona
sevdalanmışız.
Fakat ecel, bu hokkanın (Mürekkep konan kap) kapağını açtı mı içinde ne varsa
hepsi de uçar gider!
Kanadı olmayan, hokka başında
dertlenir (Yazgıya, kadere), yüzlerce belaya
çatar, kala kalır!
Himmet (Gayret, emek, çalışma, çabalama) kuşunu kanatlandır.
Akla gönül ver, cana hal!
Bu hokkanın (Kutunun) kapağı açılmadan yol kuşu ol, kanadını aç,
uç!
Kolun kanadın yansa bile hoş
gör de herkesten öne geç!
***
MANTIK AL- TAYR 2
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
(Meczup: Allah sevgisi ile
kendinden geçmiş olan)
Neler öğrendik:
1.
Var olanların
kıyaslandığında Dünyanın küçük bir kutu olduğunu, hayallerle dolu olduğunu
öğrendik.
2.
Dünyanın
hakikatini, gerçek değerini bilmediğimiz için dünyaya sevgimizi verdiğimizi
öğrendik.
3.
Gönüllü olarak
aklımızı canımızla birlikte çalışıp çabalamazsak belalara çatacağımızı,
dertleneceğimizi, pasif olarak etkenliğimizi kaybedeceğimizi öğrendik.
4.
Bu dünyayı terk
etmeden önce (Ölmeden önce) çalışarak kaderinin
açtığı pencereden kanatlanıp (Kanat=Bilgi ve inanç)
uçmamız yani yükselerek hızlı ilerlememiz gerektiğini öğrendik.
5.
Sıradanlıktan
kurtulmak saygın olmak için yapacağımız fedakârlıkları hoş görmemiz gerektiğini
öğrendik.
İşte böyle yaren,
Tanrı’dan istediğimiz,
beklediğimiz, umut ve Hayal ettiğimiz her ne elde ediş varsa çalışmamızın,
gayretimizin, çabalamamızın içinden bize verildiğini öğrendik, anladık.
Her şeyi yüceliğinden bize
veren Tanrı bu elde edişlerin de şerefini bize verir de kendimiz kazandık, elde
ettik biliriz.
Tanrı yolunda kolumuzu,
kanadımızı, ayağımızı, başımızı kaybetsek de Tanrı’nın elsiz, ayaksız, başsız,
kanatsız hareket edebileceğimiz, isteklerimize kavuşabileceğimiz herkesin
göremeyeceği, anlayamayacağı güçlerle donattığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ