Ali hızlı giderken yoldaki
bir karıncayı incitti.
Karınca elini ayağını oynatıp
çırpınmadaydı.
Ali bu hali görünce çok
üzüldü.
Yürümesi için uğraştı,
ağladı.
Geceleyin Mustafa’yı gördü.
Mustafa ona dedi ki;
YA ALİ!
YOLDA ACELE ETME.
İki gündür bir karınca
yüzünden gökler yasa battı, buna sebep sen oldun.
Öyle bir karıncayı incittin
ki hakikatten haberdardı. İşi gücü, Allah’ı zikretmekti.
Ali’nin vücudu titremeye
başladı.
Tanrı aslanı bir karınca
yüzünden tuzağa düştü.
Peygamber dedi ki:
Kasten yapmadığı için,
düşmanlık olmaz.
Tanrı katında o karınca
şefaatçi olur.
Tam bir bilgisizlikle
yolculuk edersen padişah bile olsan yoksul sayılırsın.
Önce bakmalı da sonra yola
ayak basmalı.
Çünkü YOLU GÖRMEDEN YOLCULUK
EDİLEMEZ.
Görmeden yola ayak basarsan
sonunda baş aşağı gelirsin.
Eşekler gibi körü körüne
gidersen başka mahlûkattan akıl bakımından üstün ve seçilmiş sayılmazsın.
Yol eriysen ayağını hesapla
bas.
Çünkü AYDAN BALIĞA KADAR HER
ŞEY HESAPLIDIR.
***
İLAHİNAME FERİDÜDDÜN-İ ATTAR
M.E. B. YAY. 392
*
(Yoluna çıkan insanları
fakir, garip, yoksul, hasta, aciz diye ezmeye, horlamaya kalkma.
Allah yolunda olan adamları
incitme.
Küçük görme.
Bu kişileri sahipsiz sanma,
sahibi Allah’tır.
Sahibinin azabından kork)
*
RAVLİ