Başları yükseklerde olan
uluların hepsi de Sultan Mahmut’un huzurundaydı.
Âlem padişahı, onlara yüzünü
çevirerek her biriniz dedi, bir dilek dilesin.
O gün padişahtan şehir, mal,
mülk, mevki ve rütbeye ait bir hayli şey istediler.
Ayaz’a sıra gelince birisi
dedi ki:
Ey güzellikte tek, hünerli
çift Ayaz!Sen ne istersin?
Ayaz, bir şey isterim ben,
ondan başka bir şey istemem.
Daima padişahın okuna hedef
olmayı ister dururum.
Bu dileğime erersem, bu
istediğimi elde edersem zerre kadar bile ıstırabım, sıkıntım kalmaz dedi.
Ona bilgisizlikte akıldan
mahrum kalan bilgisiz dediler,
Padişahın okuna hedef olmak
istiyorsun ha!
Aklını ayaklarının altında
ezdin, yok ettin!
Neden kendini oklara hedef
etmek istiyorsun?
Sonra ebediyen oklara esir
olur, oklanır durursun.
Ayaz dedi ki:
Ey kavim, bu sırdan haberiniz
bile yok
Bütün bir âlem bana hürmet
edip durmada; Bir de padişahın okuna hedef oldum mu işim iş artık.
*Çünkü padişah önce birkaç
kere hedefe bakar da ondan sonra ok atar.
*Önce adamın canına işleyen o
bakıştır.
Artık sonradan alınan yara,
nasıl olur da güç gelir adama?
Siz bu yolda o yarayı
görüyorsunuz ama ben, padişahın bakışını görmedeyim.
Önce sevgilim on kere
baktıktan sonra bir yarayla nasıl olur da kendimden geçer, bu işi terk ederim?
***
İLAHİNAME. FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.E.B. YAY.
392
*
Allah kişinin gönlüne
defalarca bakar. Gönlünde kendi sevgisinden başka şeyler doldurmuşsa bir daha
bakmaz olur.
Kişinin gönlünde para, mal,
mülk, makam, mevki, rütbe varsa (Bunlar çer-çöp diye ifade edilir) ona
bakmaktan vazgeçer.
Kişi gönlünü çer-çöpten temizlemişse ve
misafir olacak sevgiliyi (Allah’ı) bekliyorsa padişahın okuna hedef olmuştur.
Padişahın oku yara açar ve
bilmeyenler o kişiyi acı çekiyor bilir. Hâlbuki sevgili gönle gelmiştir bir
olunmuştur.
Yabancı olanlar Allah yolunda
olmasına rağmen, başına ne haller geldi diye söylenirken o âşık sevdiği ile
birliktedir.
Yaren, her şey bakışladır.
Dikkatli bakmalısın.
Farklılıkların ve zamanın
değiştirdiklerini iyi bakmalısın, öncesine bakmalısın, sonrasına bakmalısın,
dışına bakmalısın, içine bakmalısın, bilgi ile bakmalısın.
Gördüğünü aklın ile işleme tutarsan
düşünce oluşur.
Düşüncelerin çoğaldıkça
görüşün kuvvetlenir.
Sen devamlı tanrıya bak ki, o
sana baktığı zaman göz göze gelesin.
Allah bilgisi ile bakarsan
sır bakışı olur.
Akıllı bilgili olup sırları
bilen Allah’tan kendini ister.
Sırları bilmeyen imkânlarını
ister.
*
RAVLİ