13 Aralık 2012 Perşembe

CEHENNEMLİK

 Şibli ile ekmekçi 25

Bir yerde ekmekçi vardı.
Şibli’nin Macerası duymuştu.

Ününü çok işitmiş, fakat terütaze yüzünü görememişti.
Ona iştiyaklar –Özlem-  çekerek bir hayli ömür sürmüş, ona daima âşık olmuştu.

Şibli, bir gün sabah uzak bir yoldan acele ile geldi.
O ekmekçiden haberi vardı, dükkânının yanından geçerken bir parçacık ekmek aldı.

Ekmekçi, koşup Şibli’nin elinden ekmeğini kaptı.
Ekmekçi:

A yoksul, ben sana bedava ekmek vermem dedi.
Ekmeği vermedi.
Şibli’de oradan geçip gitti.

Ekmekçiye biri haber verdi:
Yahu, dedi, o Şibli’ydi.

Hani ona âşıktın sen.
Neden bir parçacık ekmeği ondan esirgiyor, geri alıyorsun. Dedi.

Ekmekçi koşarak Şibli’ye yetişti.
Binlerce özür dileyerek elini öpmeye başladı.
Gönlünü almak, hareketini affettirmek için ne gerekirse yaptı.

Şibli onu yola gelmiş görünce:
Bu yaptığının tamamen affedilmesini istiyorsan şimdi git.
Yârin bizi ve bizimle bir topluluğu davet et. Dedi.

Hâsılı, ekmekçi bir yüce köşkü, bezedi, düzüp koştu.
Öyle mükemmel bir ziyafet hazırladı ki ziyafet hazırladı ki tam yüz altın harcadı.

Her hususta o derece tekellüfte -Bir işi gösterişli bir biçimde yapmaya çalışma, özenme, gösteriş- bulundu ki kimsecikler, onun yaptığını yapamadı.

Her çeşit halktan birçoğuna Şibli bize gelecek buyurun diye haber gönderdi.
Bir hayli adam çağırdı.

Hepsi sofra başına oturdu.
Şibli de gelmişti.

Davetliler arasında coşkun ve hal ehli bir aziz vardı.
O sırada Şibli’ye sordu:

Ben ne güzel tanırım, ne çirkin.
Sen bana cennetlik kim, cehennemlik kim?
Onu söyle, dedi.

Şibli o ahiye cevap verip dedi ki:
Eğer cehennemlik birini görmek istersen bize ziyafet çekene bak.
Şöhretimize kapılarak ziyafet verdi, davet yaptı da, Allah için bir ekmek bile vermedi.

Ama bize tam yüz dinar sarf etti.
Şibli için yüzlerce özür getirmede, zahmetler çekmede.

Fakat Tanrı için kıyamete kadar bir dilim ekmek bile vermemede.
Nobranlık – Gönül kırma- etmeden bir lokma ekmek verseydi cehennemlik olmaz, cennetlik olurdu.

Şimdicik cehennemlik görmek istiyorsan işte bak!
Bütün suyunu, ekmeğini karart gitsin!

Sen de cehennemlik olmak istersen böyle yap, böyle hareket et, de sana cömert adam desinler!

Tanrı’ya ihlâsla tapıyorsan çalış da riyadan (İki yüzlülükten) kurtul!
Bir köpekten kaçınabilirsin de Tanrı için kötülüklerden kaçınamazsın ha!
İşte sana kâfirin ta kendisi!

                                         ***
İLAHİNAME FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.EB. YAY.392

                                           *
Yaptığın güzel işleri, özverili iyilikleri Allah’ın sevgisini ve beğenisini kazanmak amaçlı yapıyorsan beğenilen olursun, karşılığını Allah için yaptığın için ondan alırsın.

Yaptığın güzel işleri, özverili iyilikleri halkın sevgisini ve beğenisini kazanmak amaçlı yapıyorsan halk tarafından beğenilen olursun, karşılığını cömert diye hitap edilerek alırsın.

(Ayrıca Allah’tan bir şey bekleme)

AYNI ŞEYİ YAPARSIN AMA KİME YÖNELİK YAPTIYSAN ÖDÜLÜNÜ ONDAN ALIRSIN.

                                           *

                                  ŞİBLİ
Şibli: Adı Cafer bin Yunus’tur. 
Bağdat’ta 88 yıl ömür sürmüştür.
Maliki mezhebine bağlıydı.
Cüned’i Bağdadi hazretlerine bağlı idi.

Birçok ilim öğrendi.

Cüneyd hazretleri ona: 
Eski bilgileri atıp, nefsinle uğraşı denizine gir ki cevheri elde edesin dedi.

Şibli:
Pekiyi bu hususta ne yapmak lazımdır? Dedi

Cüneyt:
Git çıra sat! Buyurdu.

Şibli bir sene çıra sattı.
Cüneyt hazretlerinin huzuruna geldi.

Cüneyd:
Düşüncelerinde dünya sevgisi var.
Bir sene de Nihavend’de dilencilik yap diye emir buyurdu.

Bir sene dilencilikle geçtikten sonra Cüneyd hazretlerinin huzuruna geldi.

 Cüneyd:
Şimdi Dervişlere ve dergâha hizmet etmek şartıyla, bizim sohbetimize layık oldun. Buyurdu.

Cüneyd hazretleri bir gün:
Ey Şibli nefsinin değeri nedir. Diye sordu.

Şibli:
Şimdi kendimi yaratıkların en aşağısı biliyorum. Dedi

Cüneyd hazretleri:
İşte şimdi kendini kurtardın. Dedi.

(Büyüklenmeyi, gururu, kibri yani ben ve ben merkezli ruh hastalığından kendini kurtardın)

Allah istemediklerini ellerindeki mal ve paraya güvendirerek tek başına bırakır.

Eğlenceye, heveslerine uyan kişiler isteklerinin yerine gelmesi için Allah derler.

Nefsine, helalden başka bir şey verme.
 Baş gözünü Allah’ın haram ettiklerine karşı kapat.

 Gönül gözünü Allah’tan başkasına kapat.

Bir beyti:
Aşkın bu gün bana namazı unutturdu
Geceyi gündüzden ayırt edemez oldum

Bütün yiyip içtiğim ey can….seni anıştır
Gönlümün tek şifası yüzünü görmektir.

Henüz hayatta iken Şibli öldü diye birçok kimse cenaze için toplanmışlar.

Şibli:
Şaşılacak şey doğrusu, ölüler dirilerin cenazesine geliyor.
Buyurdu. (Gönlünü öldürmüşlere ölü denir)

                                      *
RAVLİ

Popüler Yayınlar