13 Aralık 2012 Perşembe

SEVDİĞİNİN İSTEĞİNİ YAPMAK

Süleyman ve Davut’a âşık karınca 3

Hayvanlarla konuşabilen peygamber Süleyman bir gün giderken binlerce karınca saygılarını sunmak için Süleyman peygamberin huzuruna çıktılar.  

Bir karınca huzura gelmedi.
Yuvasının önünde toprak tepesi vardı.

O karınca, o tepeyi düzeltmek için yel gibi toprak zerrelerini birer, birer taşımaktaydı.

Süleyman, bu karıncayı gördü ve yanına çağırıp dedi ki;
Ey karınca, görüyorum ki güçsüz kuvvetsizsin.

Nuh’ ömrüyle (bin sene)  Eyüb’ün sabrına sahip olsan yine bu tepeyi kaldırmaya kudret bulamazsın, yine işin başa çıkmaz.

Karınca, dile geldi de padişahım dedi, bu yolda ancak gayretle, emekle, çalışmayla,  çabalamayla yürünebilir.

Sen benim yaradılışıma filan bakma.
Gayretimdeki, emeğimdeki, çalışmamdaki, çabalamamdaki yüceliğe bak.

Benim içimde başka bir karınca var ki o beni aşk tuzağına çekti.
Bana şu toprak tepeyi buradan atar, bu tepeyi dümdüz yol yaparsan, o zaman seninle düşer kalkarım dedi.

Bunu yaparsam sevdiğim ile buluşacağım.
Bu hususta çalışıp çabalarken ölürsem hiç olmazsa yalan yere davaya girişmiş sayılmam ya.

AZAZİM, AŞKI KARINCADAN ÖĞREN.
BÖYLE BİR GÖZ SAHİBİ OLUŞU, KÖRDEN BELLE.

Karıncaya bile hor bakma sakın.
Onun da gönlünde bir aslan yatmada.

                                         ***
İLAHİNAME FERÜDİDDİN-İ ATTAR M.E. B.  YAY. 392

                                           *
(Sen sana düşen görevi yapmaya bak.

Töreni bırak, övgü almak için uğraşma.
İçinden gelen sesi dinle ve gereken çalışmayı yap.

Yüce bir buluşma istiyorsan o yolda söylenenleri gücünü, kuvvetini, zamanını hesap etmeden işe giriş.

Çünkü sana nasip olan ödül çalışmanın, çabalamanın, gayretin, emeğin içine konmuştur)

                                           *
RAVLİ

 

 

                                   Ali ile karınca                             4      

 

Ali hızlı giderken yoldaki bir karıncayı incitti.

 

Karınca elini ayağını oynatıp çırpınmadaydı.

 

Ali bu hali görünce çok üzüldü. Yürümesi için uğraştı, ağladı. Geceleyin Mustafa’yı gördü.

 

Mustafa ona dedi ki; YA ALİ ! YOLDA ACELE ETME. İki gündür bir karınca yüzünden gökler yasa battı, buna sebep sen oldun. Öyle bir karıncayı incittin ki hakikatten haberdardı. İşi gücü, Allah’ı zikretmekti.

 

Ali’nin vücudu titremeye başladı. Tanrı aslanı bir karınca yüzünden tuzağa düştü.

 

Peygamber dedi ki: Kasten yapmadığı için, düşmanlık olmaz. Tanrı katında o karınca şefaatçi olur.

 

Tam bir bilgisizlikle yolculuk edersen padişah bile olsan yoksul sayılırsın.                                              

 

Önce bakmalı da sonra yola ayak basmalı. Çünkü YOLU GÖRMEDEN YOLCULUK EDİLEMEZ. Görmeden yola ayak basarsan sonunda baş aşağı gelirsin. Eşekler gibi körü körüne gidersen başka mahlûkattan akıl bakımından üstün ve seçilmiş sayılmazsın. Yol eriysen ayağını hesapla bas. Çünkü AYDAN BALIĞA KADAR HER ŞEY HESAPLIDIR.

                                           ***

İLAHİNAME FERİDÜDDÜN-İ ATTAR M.E.B. YAY. 392

                                             *

(Yoluna çıkan insanları fakir, garip, yoksul, hasta, aciz diye ezmeye, horlamaya kalkma. Allah yolunda olan adamları incitme. Küçük görme. Bu kişileri sahipsiz sanma, sahibi Allah’tır. Sahibinin azabından kork)

                                                                         RAVLİ

*************************************************

 

                       İhtiyar bağcı.                                   5

 

Padişah Nuşirevan atıyla dörtnala giderken beli bükülmüş bir ihtiyar gördü. O ihtiyar meyve fidanı dikiyordu.

 

Padişah dedi ki: Saçın sakalın süt gibi ağarmış. Ancak birkaç gün ömrün var. Neden buraya ağaç dikiyorsun.

 

İhtiyar, padişaha: Bizim için birçok kişiler fidan diktiler. Bu yüzden meyvelerini yedik, devşirdik. Bizim de başkaları için dikmemiz lazım. Elden geldikçe adım atmalı, her adımda düzen gerek.

 

İhtiyarın bu sözleri padişaha hoş geldi. Bir avuç altın verip al dedi.

 

İhtiyar, kutlu padişahım dedi, ağacım şimdiden meyve verdi.

 

Padişah bu sözden memnun oldu. O yeri de oraya akan suyu da ihtiyara bağışladı.

 

SANA BU GÜN BİR İŞ BAŞARMAK GEREK

 

 BİR İŞ BAŞARMADIKÇA MEYVA ELDE ETMEYE İMKÂN YOK.

 

Büyüklenmeyi bırak, yolunda azimle git, aslı esası olmayan işleri bırak, kuvvetini hizmet etmeye yönelt.

 

KENDİNİ BİR KÖPEKTEN DAHA YÜCE, DAHA İLERİ

 

SAYARSAN KÖPEKTEN DE AŞAĞI SAYILIRSIN.

                                         ***

İLAHİNAME FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.E.B. YAY 392

                                           *

(Köpek sahibinin vereceği yiyeceğe razı olarak sahibine sadakatle hizmet eder.

 

 Yaptığın hizmetin karşılığını hemen bekleme.

 

Önceki hizmetten yararlanıp dua ediyorsan, sende ileride dua almak için faydalı işler yap)

                                                                               RAVLİ

Popüler Yayınlar