15 Aralık 2012 Cumartesi

MÜMİNİN DÖRT GÖZÜ VARDIR

Ağlayıp sızlanan meczup 80

Bir meczup, pek çok ağlıyordu.
Birisi, neden böyle ağlamadasın?
Söyle bana dedi.

Meczup dedi ki:
Bir an olsun bana acısın, gönlü yansın diye ağlamada, kanlar saçmadayım.
Birisi, gönlü yoktur ki.
Kim bu sözü söylerse akıllı değildir dedi.

O deliliği sanat edinen meczup cevap verdi:
O, her an ve her zaman, bütün gönüllere sahiptir.

Bütün gönüller, onun olduğu halde, şaşılacak şey şu, nasıl olur da onun gönlü olmaz?
Bu ne söz?

Burada bulunan her şey, oradan var olmadır.
İyi, kötü, yüce, alçak, hepsi oranın malıdır.

Şu halde bu gönüllerimiz de oradandır.
Hatta yalnız gönüllerimizi söylemiyorum, her şeyimiz oradan zaten.

Sana hayır gelsin, şer gelsin, devadır.
Her gelen şeyi oradan nakledilebilir, oradan geldiğini söyleyebilirsin.

Bir bak hele; Cebrail, toprağı neden kan haline getirdi de Samiri kavmini baş aşağı etti?

Fakat sonra onun nefesi Meryem’e gelince Tanrı ruhuyla âleme hayat kesildi.
Bil ki buradaki hayır da o âlemdendir, şer de, Kâr da oradandır, zarar da.

Sen, şu daracık su ve toprak âlemindesin de o yüzden tertemiz kutluluk âleminden habersizsin.

Şu yıkık âlemden azat olsan viranede define kesilirsin.
Bu âlemde şu gönül yüzünden perişan olur, yorulursun ama hiç olmazsa gönlünle Tanrıya ulaşırsın ya’

                                       ***
İLAHİNAME. FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.E.B. YAY. 392

                                           *
Her şey Allah’tan ve takdiri ile gelir.
Müminin 4 gözü vardır:

Baştaki iki göz ile dış âlemi (Evren, dünya, ortam) seyrederiz.
Duyu organları ile anlar kavrarız.

Kalpteki iki gözle görünmeyen âlemi seyrederiz.

Kalp; görünmeyen âlemi görür, kulağı sözleri duyar, burnu kokusunu koklar, tadı, lezzetini tadar ve böylece ilahi sevginin lezzeti içinde olur.

Kalbin aktif durama gelmesi, beden organlarının kötü ve zararlı şeylerden kasılmamasına bağlıdır.

Allah sevgisinden başka sevgiyi taşımayan kalp, en yüksek tabakaya yani Tanrı katına ait olur.

Kalbi temiz olan insanın içinde bağlı bulunduğu ruh belirir.
Onu sevgi şarabıyla yıkar ve sarhoş eder.

Âlemin bütün parçalardan yeteneğine göre pay alır.

Sonra hayvani ruhundan ölen insan, bu ilahi ruhla diri ve kalıcı olur. Bütün eşyanın gerçek hallerini bilir, güzel huy ve tabiatlı ve iyilik yapmaya, fenalıktan çekinmeye olan devamlı yetenek, güzel özellikler oluşur.

Yani insan-ı kâmil olur.

Hz. Peygamber buyurmuştur:
İnsan kalbi iyileşirse bütün vücudu iyileşir, bozulursa, bütün vücudu bozulur.

Kalbin makamı ve merkezi yürektir.
Ortasında siyah bir nokta vardır.

Bu nokta, iç âlemin güneşini (Beyza) bilen, cihanın ruhu ve insan âleminin yüksek çatısıdır bu cinandır.

Cinan:
Cennetler, uçularak gidilen yer, bahçelerdir.

Siyah nokta:
En büyük yerin aynası, insan ruhunun başlangıcıdır.
Şanı görünüş büyüklüğünde değil, akıl almaz sırrındadır.

Bu sırra ulaşan melekler makamına yükselmiş, gözlerin göremeyeceğini görmüş ve ilahi mercise varmıştır.

Rüya gören bu noktadır.

Sonsuz ve ilahi sırlar, gönüle dolunca, can ve dil sohbetine girilir, Cenab-ı Hakkın mercisine varılır ve huzura kavuşan her muradına erer, ebedi mutluluğu bulur.

Cinan’a ulaşmak için aşamalar:
Kuvvetli bir mümin olman gerekir.

Yani Fikrin Allah fikri olmalı, baktığın her şeyden ders almalı, ibadet için yürümeli, ibadet eden olmalı.

Allah’ın kudretini düşünüp görmeli ve sevinç duymalısın.
Görünmeyen âleme ilgi duymalısın.

Dünyalık isteklerini önemsizleştirmesi gerekir.
Hayret ve sevince kapılarak dünya sevgisinden uzaklaşmalısın

 İlahi mesajların gelmesi için gönlünü temizleyerek beklemelisin.
Allah gerçeğini (yüzünü) gören kalp, onun nuru, sevinç ve aşkıyla dolar, zaman ve mekândan çıkar, gerçek makama yükselir. Peygamberler mercisine girer, ebedi huzur ve mutluluğa erişir.

Uyarı:
Allah’ın yüzünü görmek ifadesini sanki Allah’ın insan gibi bir yüzü olduğunu düşünüp görmek için bekleyenler var.

Allah Süphandır, şekil ve kalıptan ayrıdır, düşüncenle şekle sokamazsın

                                            *
Gönül nedir:
Gönül üzerinden başka bir şeyi anlatmak, gönlü anlatmak için kişi ve olaylar üzerinden çok şeyle ifade edildiğinden ve kalple çoğu zaman karıştırıldığından kafa karışıklığına neden olunmuştur.

Gönül hakkında Tanrı katından çok az bilgi verilmiştir.
İnsan ile Allah arasında iç iletişim ve anlama yeridir.

Gönül Allah’ın sevgisiyle doldurulmalıdır.
Başka sevgiler sokarsan gönül aynan kararır, iletişim kuramazsın,        gelen ilhamları görüp anlayamazsın.

Allah’a ulaşmak isteyen gönül yolunu bilmelidir.

Gönül başlangıcı olmayan neşe meclisinden hak buyruğu ile vatanından ayrılmış, dünyaya gelmiştir.

Hayret makamın da olanlar anlar.

Gönülde akıl gezer, Allah’ın sevgisini kazanma yolunu elde eder, sevgi şarabıyla kendinden geçer ve Allah’ın huzurundan muradını alır.

Gönülde olanların çok azını akıl açıklayabilir.
Gönül’ü bilen ve ulaşan ebedileşir.

Gönül ulvi (yüksek) benliğindir.
Gönlü, sağlam, kusursuz, doğru Allah’ın huzuruna gelenlerin özel bir yeri vardır.

Gönül bir camidir ki onarılmaya muhtaçtır.
Gönülde gezen akıl, marifet devletine erer, sevgi şarabıyla kendinden geçer ve Allah’ın huzurundan muradını alır.

Kalbin iyi bir hale koyulması ve iyileştirerek düzeltilmesi, her şeyden önemlidir. Çünkü gönül bedene hükmeden bir sultandır. Bütün organlar emrindedir.

                                         *
Hz. Peygamberin hadislerinde de:
Mümin kalbi, Allah’ın evidir, sunuş yeridir.

Yer ve gökten geniştir.
Allah mümin kalbine öğütler verir.

İyilik ilham eder.
Kalbin hoşlandığı işi yap, onda hayır(iyilik) vardır.

Hoşlanmadığı veya tereddüt ettiği işi yapma onda şer (kötülük) vardır.  Allah, her işte insan kalbinin yumuşak ve merhametli olmasını diler.

                                         *
Daha geniş bilgi için Marifet name 1. cilt 7. bölümü okumalısın. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.

Yaren:
Allah, bizi emirlerini öğrenip yerine getirmeye memur etmek için kendisine halife olarak yarattı.

Allah’ın bize layık gördüğü, hizmeti yapıp, yüksek bilgi ve sevme yerinde yerimizi almamız lazım.

                                         *
RAVLİ

Popüler Yayınlar