Taşla demir, işe girişince
ikisinden bir ateştir çıktı.
Yanmakla konuşan kav
konuşmaya başladı.
Ateş dile gelip bu kim ki
dedi.
Kav, ey benimle arkadaş olan
sevgili, yabancı değil. Bir tanıdığın, bildiğinim ben dedi.
Ateş, işim aydınlatmadır,
sense karanlıksın.
Seninle ne tanışıklığım,
olacak deyince,
Kav derhal güzel bir cevap
verdi.
Dedi ki:
Karanlığım ama ateş yüzünden.
Beni sen yaktın, aydınlattın;
şimdi de tanışıklığım yok diyorsun.
Ben senin elinden yandım,
beni sızlandırarak yakan sensin.
Artık lütfet de yaktığına bir
bak.
*Ateş, kavın acizliğini
anlayınca bütün âlem içinde onu seçti, onunla bağdaştı.
Sen de bu gamdan
alevlendiysen gam yeme.
Burada yanarsan orada yanmazsın.
Pişmiş kerpiç, yerden
doğmuştur ama ateş tabiatlı bir kerpiç olmuştur.
Pişmiş kerpiç, ateşe mensup
olduğundan din ehlinin kabrine konması caiz değildir.
Şeriat, sana bu kadarını bile uygun görmezse asla ateşe atmak istemez seni.
Bir mum yeşilliğe nazar
ederse hemencecik yaseminleri solduruverir.
Tanrı kapısının nazlı mumu da
yaseminden bir ışığa benzer.
Meşakkat (Zahmet, sıkıntı,
güçlük, zorluk) içinde yaşarız ama bizden daha nazik, bizden daha çaresiz
kimdir ki?
Üstümüze bir gül yaprağı bile
düşse bizden daha aciz bir kimse göremezsin, ona tahammülümüz yoktur.
*
Karanlıkların (Bilinmeyen,
görünmeyen âlemin etkisi ile) aydınlık meydana gelir.Yanmadıkça aydınlık veremez mum.
Seçilen kişi, seçkin kişi hamlıktan çıkıp olgunlaşması, olgunlaştıktan sonra yanması gerekir.
Hazreti Mevlana’nın hamdım, piştim, yandım
sözünü iyi anlamak lazım.
Yanma:
Kimyasının değişmesi anlamına
gelir, yani eski bilgilerin ve davranışlarınla varlık olmuş durumundan ne varsa
yakıp yok ederek etkisini ortadan kaldırmak.
Yani yok olmak.
Yok, olduysan artık
yokluktansın.
Her şey yokluktan varlık
(Evren, Dünya, ortam) âlemine geldiğine göre gel yine gel mesajını anlarsın.
*
Din ustaları yanmaktan
çekinirler. Ne bu dünyada nede ahrette yanmak istemezler.
Hak âşıkları için yanmak en
yüce davranıştır.
Toplumun ve zamanın
kirlettiği tüm varlığı yok ederek, Allah katından yeniden yaratılmak isterler.
Çünkü Allah’ın daha neler
verebileceğini, neler yapabileceğini Hazreti Muhammed’in dilinden ve
işaretlerinden öğrenmişler ve buna talip olmuşlardır.
Aydınlık veren hak aşığı,
bunca zorlu hayata yaşamasına rağmen, nazik ve çaresizlik içinde yaşar.
Aciz olanı sahiplenenin Allah
olduğunu farkındadır ve acizin elinden tutulacağını bilir.
*
RAVLİ