İbadet eden bir kul vardı,
hiçbir an dinlenmez, hiçbir anını ibadetsiz geçirmezdi.
Gece gündüz işi gücü,
ibadetti.
Ömrü ibadetle geçmekteydi.
Musa’ya Tanrıdan vahiy geldi:
O ibadet edene de ki ey Tanrı kazasına razı
adam!
Daima ibadet etmeden maksadın
ne?
Adın bahtsızlar divanına
kaydedilmiş.
Musa gelip ona haber verince
adam daha fazla ibadete koyuldu.
İşe öyle bir sarılış sarıldı
ki evvelce yüz kat ibadet ediyorsa bu sefer ibadetini bir misli daha artırdı.
Musa dedi ki:
Sen
şakıylerdensin (mutsuzlardan).
Öyle olduğu halde neden böyle
ibadete koyulmadasın?
O yol yitirmiş adam, Musa’ya
ey Tur dağının dudu kuşu, ey Tanrı kapısının eri dedi.
Nice zamandır ben kendimi bir
hiç saymada, hiçbir işe yaramadığımı sanmadaydım.
Beni de hesaba kattığını
anlayınca ibadetim, birken bin oldu.
Mademki adım onun şakileri
arasına alınmış, her iş bana daha iyi gelmede artık.
Ateşe su serpiyor ama ondan
ne gelirse hoş.
O kapıdan gelen her şey,
ister iyi olsun, ister kötü, yol azığıdır.
*Tanrı bana nur da bağışlasa
caiz (olur), beni ateşe atsa da caiz.
O Tanrıdır, bana kulluk düşer
ancak.
*Uzakmış, yakınmış, öyle bir
şey düşünmem ben.
Daima bu tarzda onun
huzurundayım işte.
Musa, tekrar Tanrıya varınca
Hak, sırların yüce makamından hitap edip dedi ki:
O ibadet edenin ihlâsını
gördüm.
Tepeden tırnağa kadar dinle
meşgul olduğunu anladım.
İbadetini kabul ettim.
İbadetini büsbütün artırdı o.
O kulluğunu artırınca
Tanrının Tanrılığı da ondan fazla arttı, coştu.
Şimdi onu bahtiyar olanlardan
saydım, eşkıya defterinden adını sildim.
Devlet sahipleri arasına
kattım onu.
Var, şimdi müjde götür ona.
*Sen, insanın sırrını
bilmiyorsun ya, sakın bir kıl ucu bile onları inkâr edeyim deme.
Şimdi bilgisizlik yüzünden
insan ikrar veya inkârlarla dolar, bir şeye saplanır kalır ama yarın herkesin
değeri meydana çıkacak.
*
Yaren.
Evvel emirde çevrenle kendini
mukayese ederek kaderim kötü yazılmış diye üzülme, yazan Allah’tır bunu unutma.
İbadetini fazlalaştır ki
Allah seni yeniden hesaba katsın. Sen sana düşen, sevgiyle Allah’a bağlanmak ve
hizmet etmektir.
Allah’a bağlan.
Onun ne yapacağından endişe
duyma. İhlâsla görevini yapmaya çalış.
*
İHLÂS
İhlâs: Saf ve halis olmak,
karışık ve şaibeli olmamak ve kurtulmak, anlamındadır.
İman, ibadet, itaat, ahlak,
amel, dua bibi her türlü dini görevleri, halkın övme ve beğenmesini, yerme ve
kınamasını düşünmeksizin sırf Allah için iyi ve katışıksız bir niyetle yapmak.
Allah’a ortak koşmaktan, bozgunculuk
yapmaktan, ikiyüzlü davranmaktan, gösterişten, kusurlu davranışlardan,
lekelerden uzak durmak gerekir.
Yani söz, fiil ve
davranışlarında samimi ve dosdoğru olmak demektir. Böyle davranana muhlis
denir.
İhlâs Allah ile kul arasında
bir sırdır.
Bu sırrı melek bile bilip
yazamaz.
Kalple ilgili bir ameldir
(eylemdir). (Amel azası: Göz, kulak, dil, el, ayak, karın, kalp, cinsel
alet) (Buhari, İman, 39 )
İhlâs irade, kasıt ve niyetle
doğrudan ilgisi vardır.
İbadetin niyetsiz, eylemsiz, karışık olursa
makbul değildir.
İbadet eyleminde, niyetine göre değer kazanır
veya kaybeder.
(Buhari, iman, 22, Rıkak,31)
İbadetleri ihlâsla yapmak
Allah’ın kesin emridir.
(Beyyine, 98/5)
Bir ibadet eylemi Allah rızası için yapılırsa ihlâs olur.
Bir ibadet eylemi sırf gösteriş için yapılırsa riya olur ve gizli olarak Allah’a ortak koşma olur.
Allah rızasının dışında bir
amaçla yapılan ibadetlerin Allah katında bir değeri yoktur. (Münziri,1.64.66)
Çalışması ile dünyalık
isteyene Allah istediğini verir.
Ancak onun ahrette nasibi
yoktur.
Ahreti isteyene de mükâfatını
verir.
(İsra,17/18-Hud, 11715-16)
Kuran’ın ilk suresinde ‘
’İyyakena’büdü’’(Ancak sana
ibadet ederiz) (Fatiha.1/5) Ayetiyle
ihlâsa ve görevlerin Allah rızasını kazanmak amacıyla yapılmasına dikkat
çekilmiş ve bu husus Kuran’ın pek çok ayetinde ısrarla vurgulanmıştır.
‘’Ey resulüm! De ki:
Bana dini yalnız Allah’a
halis kılarak, ona ibadet etmem emredildi’’ (Zümer, 39/11)
Kuran’ın 112. suresinin adı
da ihlâstır.
Kelime-i tevhide (Lâilahe
illallah =Allah’tan başka ilah yoktur) kelime-i ihlas denir. (Ahmed, 1/4 )
D.İ.B. Dini kavramlar
Sözlüğü. Dr. İbrahim PAÇACI alıntı.
*
RAVLİ