Sır sahibi bir meczup vardı.
Daima yalnızken, kimse yokken
namaz kılardı.
Birisi bir hayli yalvardı.
Cuma günü cemaate katılmasını
istedi.
Meczub camiye geldi.
İmam tekbir getirir getirmez
o da böğürmeye başladı.Birisi namazdan sonra sordu:
Namazda Allah’tan korkmadın da cemaat içinde öküz gibi böğürmeye başladın, senin başını kesmek gerek dedi.
Meczup:
İmam benim önümdeydi. Ona uymak gerekir.
İmam hamd suresini okurken
bir öküz satın almaya başladı, benden de öküz sesini dinledi.
Birisi imama gidip etraflıca
sordu.
İmam:
Tekbir getirince, uzakta bir köyüm vardır, orasını hatırladım. Hamd okurken hatırıma köydeki öküzler düştü.
Öküzüm yoktu, bir öküz almaya
koyuldum.
Tam bu sırada bir öküz sesi
duymaya başladım!
***
İLAHİNAME FERİDÜDDİN-İ ATTAR
M.EB. YAY.392
***
Yaren:
Bu hikâyeden aklından geçen
düşüncelerin bir başkası tarafından okunabileceğini anlıyoruz.
Vücut hareketlerinden, yüz
hareketlerinden, konuşmandaki tonlamalarından, kullandığın kelimelerden,
kokundan, yüzündeki kan hareketlerinden, yani her şeyinden karşındakinin
yeteneğine göre okunabilirsin.
Okunduğun zaman utanmak
istemiyorsan, doğru düşünmelisin ki hareketlerin çıktı yaptığı zaman rahat
olasın.
*
İnsanların davranışlarını
anlayan; yalanlarıyla, ikiyüzlülükleri ile
oyunları ile dedikoduları ile hileleriyle uğraşmayıp temiz kalmak isteyenler
yalnızlığa çekilirler. Başka insanlara kendini kabul ettirmek kaydında
değillerdir.
Toplumun deli, divane, anti
sosyal demelerini önemsemezler.
Hatta akıllı dervişler bu
örtünün altına girerek rahat ederler.
*
Yalnız kalmayı tercih
edenlere hasta gözüyle bakma.
Onlar temiz kalmak isterler.
Zorlama, kendi haline bırak.
Zorlama, kendi haline bırak.
*
Sır: Bu kelime çok kullanılır ama kimse açıklama yapamaz.
Sır; Allah’ın çok sevdiği
kimselere ruh gibi, can gibi, akıl gibi, kalp gibi görünmeyen fakat etkisi
büyük olan bir gücü nuruyla o kişinin kullanımına verir.
Sır sahibi bu gücün
kendisinde olduğunu gizler.
Çünkü açığa çıktığı zaman nur
geri alınması ihtimali olur.
*
RAVLİ