Cüneyd bunu işitince, olmaya
ki onların zannını yanlış çıkaralım, dedi.
Daha önce her gün gece
yarısına kadar uyumazken, o geceden sonra sabaha kadar uyanık kalmayı adet
edindi.
Bugün ola ki, imanlı
kişilerin inançları, bereketi, o kimsede tesirini gösterir.
Allah erleri kendilerini
gizlemek yolunu araştırırlar, Allah ise bin türlü yoldan kendini açıklamak
ister.
Uyanıklık önce Cüneyd’in canı
gibi idi.
Sonradan dediler ki, sen çok
zayıfsın, geceleri rahatça uyumaya bak!
Önce daima çalışmak
gerektir.
Bir mürit geldi, Şeyhe dedi
ki:
Rintler (Dinin hakikatlerini
ve hakkını gösteren kişi) gibi geldik.
Şeyh şu cevabı verdi:
Allah dilerse sizi ve bizi
rintlik makamına (Hak ve hakikate) eriştirir.
Ey Hoca!
Onların içinde bir şey
olmadığı için böyle rahatça konuşurlar.
Bahtiyar (Mesut,
mutlu, kutlu, talihli) odur ki, gözünü, gönlünü birlikte bağışlar.
Yazıklar olsun onlara ki, gözlerini verir, gönüllerini vermezler.
Sıkıntı ve kalabalık
çoğalınca gönül penceresi açılır.
Kasıtsız olarak biri kapıyı
çalar, .kapı açılır.
Şimdi (M. 323) bak ki,
ilerisi yokuş olmasın!
İstesen de, istemesen de
pencere açılınca her geçeni görürsün.
Ama kapalı olunca geçenlerin
seslerini işitirsin bir zevk duyarsın. Ama nereye gidiyorlar?
Şairin dediği gibi:
Tozlar yatışınca altındaki at
mıdır, eşek midir göreceksin.
Bu tozlar kaç defa çekildi,
yatıştı.
Gördük ki altımızdaki Arap
atıdır.
Bu dünya evi, insan bedeninin
bir örneğidir.
İnsan bedeni de başka bir
âlemin örneğidir.
Kel, kele demiş ki:
Bana derman bul!
Öteki kel de şu cevabı
vermiş:
Eğer bende derman olsaydı
kendi başıma sürerdim.
Ey Allah’ım, şöyle yap yahut
şöyle yapma derler.
Hâlbuki şöyle demek gerektir:
Ey Ulu Padişah!
O testiyi al, şuraya koy.
Padişahlar için "Hayır,
olmaz" demek kutlu düşer.
Çünkü o şunu yap, bunu yapma
diye emreder.
Hazreti Peygamber (S.A.)
benim elimde ne var?
Ben ancak
Allah elçisiyim buyurdu.
Allah da ona: "Sen sevdiklerini doğru yola yöneltemezsin.
Ancak Allah
dilediğini hidayete (Hak yoluna, doğru yola kılavuzlama) kavuşturur." (K. 28/56) dedi.
Yanıltma mı yapıyor?
Herkese
"Göreceksin," deniliyor. Bunu herkese söylemek nasıl doğru düşer?
Anadan doğma köre "Göreceksin," demek doğru olmaz.
Ancak yeter ki kendisinde
varlığından biraz bir şey kalmış olsun.
Üst tarafı hep ruh olmuştur.
Yani kalk, bu gün şu varlık
tozundan silkin!
Sen kancık huyluları tam
olarak bilmiyorsun, erkekleri de tanımıyorsun!
Firavunun sihirbazları gibi
sana erkeklik kudreti bağışlanmıştır. Kancıklık senden uzaklaşmıştır.
Mademki erkeği tanıyorsun,
(Bil ki) böyle hatalı gören herkes erkekliğe lâyık değildir.
Arıyı görmez misin, dilediği
yere konar, oturur.
Kasap kaç kere onu ete
konmaktan vaz geçirmek istedi ise de aldırmadı.
Üçüncü defasında kafasına bir
nacak darbesi indirdi, başını bedeninden ayırdı, arı yere yuvarlandı çırpınmaya
başladı.
Kasap, ben sana demedim mi, her yere konma, diye homurdandı.
O bal arısı insanla beraber Allah'ın "Her türlü meyveden yiyin!" (Nahil suresi, 71) hitabını işitmiştir.
Şüphe yok ki her ne yerse
yüce Allah'ın, "Onda insanlar için şifalar vardır.
" (Aynı ayet) buyurduğu
bal meydana gelir.
Nasıl ki yine Ulu Allah,
kutsal hadisinde "Göklerim ve yerlerim beni
kapsayamadı ama ben bir mümin kulumun gönlüne sığdım," buyurmuştur.
Burada Allah'ın kalp, gönül
dediği nihayet bir et parçasıdır, diyen gafil kişi, kâfirden daha sapkın, İsa
Peygambere Allah'ın oğlu diyen Nasranî'den Hıristiyan'dan daha beterdir. (M.
324)
Yemekten korktuğun,
yapmaktan çekindiğin şeyleri yeme ve yapma!
Âdemoğlunun kara yüzlülüğü
yüzünden, sözden ibaret olan ben de harflerle birleştiğim için kara yüzlü
oldum.
Bugün beni daha ne zamana
kadar yüzü kara bırakacaksın?
Mayası olan herkesin mayasını
Allah elçisi geliştirir, yola getirir; ama maya olmayınca neyi yola getirsin?
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler öğrendik:
1.
Allah erlerinin
kendilerini gizlemek için çeşitli çarelere başvurduklarını öğrendik.
2.
Çalışmadan bir
şey elde edilemeyeceğini öğrendik.
3.
Mutlu, mesut,
bahtiyar, talihli olmak için görüşümüzün ve gönlümüzün aynı olması ve sevgiliye
birlikte vermekle, bağlanmakla olduğunu öğrendik.
4.
Hak ve hakikate
ulaşmak için istekli olmamız ve çalışmamız gerektiğini ancak Allah’ın verdiğini
öğrendik.
5.
Gönlümüzden mana
âlemine bir pencere açmamız gerektiğini öğrendik.
6.
Kavga kargaşa,
karışıklığın sona ermesi için sakince gözlem yapmamız, sonuçları görerek karar
vermemiz gerektiğini öğrendik.
7.
Doğru yola Hak
yoluna ancak Allah’ın kılavuzladığını, Peygamberlerin bile bu konuda sadece
aracılık ettiğini öğrendik.
8.
Bizi amacımıza
ulaştıracak, yolu gösterecek, yolumuzu aydınlatacak, severek bağlanacağımız
kişinin asil olmasına dikkat etmemiz gerektiğini öğrendik.
9.
Kişi malına
değil, Allah’ın nimet olarak verdiği ve serbest ettiği gıdalardan almamız
gerektiğini öğrendik.
10.
Özünde Hak olanın
ancak geliştirilebileceğini, yola sokulabileceğini, ileri götürülebileceğini,
yakınlık sağlanabileceğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Kendimizi, gönlümüzü
temizleyerek hazır haline getirme uğraşısı içinde olmamız gerektiğini öğrendik,
anladık.
Sonrası için Allah’ın takdiri
ile bir şeyler oluruz, varabilirsek bu sayede bir yerlere varabiliriz.
Gönlümüzü dünyalık
sevgilerden temizlersek oraya verilen görüntülerden, uyarılardan, müjdelerden
yararlanırız.
Gönlün temizlenmesini büyüklerimiz
tüm incelikleri ile anlatmışlar sayısız önerilerde bulunmuşlardır.
Bizim, bize uygun
uygulayabileceğimiz önerileri dikkate alıp ciddiyetle hayata geçirmemiz ve
gerçeklememiz gerekmektedir.
Bir şey yapmıyorsak, bir
değişim gerçekleştirmiyorsak elde edeceğimiz kuru laftan öteye elde ediş olmaz.
*
RAVLİ