30 Aralık 2012 Pazar

ŞEMSİ TEBRİZİ 34

Çocuklar birbirlerine Cüneyd-i Bağdadî'yi göstererek, işte bütün gece Allah yolunda uyanık duran adam, diyorlardı.

Cüneyd bunu işitince, olmaya ki onların zannını yanlış çıkaralım, dedi.

Daha önce her gün gece yarısına kadar uyumazken, o geceden sonra sabaha kadar uyanık kalmayı adet edindi.

Bugün ola ki, imanlı kişilerin inançları, bereketi, o kimsede tesirini gösterir.

Allah erleri kendilerini gizlemek yolunu araştırırlar, Allah ise bin türlü yoldan kendini açıklamak ister.

Uyanıklık önce Cüneyd’in canı gibi idi.
Sonradan dediler ki, sen çok zayıfsın, geceleri rahatça uyumaya bak!

Önce daima çalışmak gerektir.

Bir mürit geldi, Şeyhe dedi ki:
Rintler (Dinin hakikatlerini ve hakkını gösteren kişi) gibi geldik.

Şeyh şu cevabı verdi:
Allah dilerse sizi ve bizi rintlik makamına (Hak ve hakikate) eriştirir.

Ey Hoca!
Onların içinde bir şey olmadığı için böyle rahatça konuşurlar.

Bahtiyar (Mesut, mutlu, kutlu, talihli) odur ki, gözünü, gönlünü birlikte bağışlar.

Yazıklar olsun onlara ki, gözlerini verir, gönüllerini vermezler.
Sıkıntı ve kalabalık çoğalınca gönül penceresi açılır.

Kasıtsız olarak biri kapıyı çalar, .kapı açılır.
Şimdi (M. 323) bak ki, ilerisi yokuş olmasın!

İstesen de, istemesen de pencere açılınca her geçeni görürsün.
Ama kapalı olunca geçenlerin seslerini işitirsin bir zevk duyarsın. Ama nereye gidiyorlar?

Şairin dediği gibi:
Tozlar yatışınca altındaki at mıdır, eşek midir göreceksin.

Bu tozlar kaç defa çekildi, yatıştı.
Gördük ki altımızdaki Arap atıdır.

Bu dünya evi, insan bedeninin bir örneğidir.
İnsan bedeni de başka bir âlemin örneğidir.

Kel, kele demiş ki:
Bana derman bul!

Öteki kel de şu cevabı vermiş:
Eğer bende derman olsaydı kendi başıma sürerdim.

Ey Allah’ım, şöyle yap yahut şöyle yapma derler.
Hâlbuki şöyle demek gerektir:

Ey Ulu Padişah!
O testiyi al, şuraya koy.

Padişahlar için "Hayır, olmaz" demek kutlu düşer.
Çünkü o şunu yap, bunu yapma diye emreder.

Hazreti Peygamber (S.A.) benim elimde ne var?
Ben ancak Allah elçisiyim buyurdu.

Allah da ona: "Sen sevdiklerini doğru yola yöneltemezsin.
Ancak Allah dilediğini hidayete (Hak yoluna, doğru yola kılavuzlama) kavuşturur." (K. 28/56) dedi.

Yanıltma mı yapıyor?
Herkese "Göreceksin," deniliyor.

Bunu herkese söylemek nasıl doğru düşer?
Anadan doğma köre "Göreceksin," demek doğru olmaz.

Ancak yeter ki kendisinde varlığından biraz bir şey kalmış olsun.
Üst tarafı hep ruh olmuştur.

Yani kalk, bu gün şu varlık tozundan silkin!
Sen kancık huyluları tam olarak bilmiyorsun, erkekleri de tanımıyorsun!

Firavunun sihirbazları gibi sana erkeklik kudreti bağışlanmıştır. Kancıklık senden uzaklaşmıştır.

Mademki erkeği tanıyorsun, (Bil ki) böyle hatalı gören herkes erkekliğe lâyık değildir.

Arıyı görmez misin, dilediği yere konar, oturur.
Kasap kaç kere onu ete konmaktan vaz geçirmek istedi ise de aldırmadı.

Üçüncü defasında kafasına bir nacak darbesi indirdi, başını bedeninden ayırdı, arı yere yuvarlandı çırpınmaya başladı.

Kasap, ben sana demedim mi, her yere konma, diye homurdandı.
O bal arısı insanla beraber Allah'ın "Her türlü meyveden yiyin!" (Nahil suresi, 71) hitabını işitmiştir.

Şüphe yok ki her ne yerse yüce Allah'ın, "Onda insanlar için şifalar vardır.
" (Aynı ayet) buyurduğu bal meydana gelir.

Nasıl ki yine Ulu Allah, kutsal hadisinde "Göklerim ve yerlerim beni kapsayamadı ama ben bir mümin kulumun gönlüne sığdım," buyurmuştur.

Burada Allah'ın kalp, gönül dediği nihayet bir et parçasıdır, diyen gafil kişi, kâfirden daha sapkın, İsa Peygambere Allah'ın oğlu diyen Nasranî'den Hıristiyan'dan daha beterdir. (M. 324)

Yemekten korktuğun, yapmaktan çekindiğin şeyleri yeme ve yapma!

Âdemoğlunun kara yüzlülüğü yüzünden, sözden ibaret olan ben de harflerle birleştiğim için kara yüzlü oldum.

Bugün beni daha ne zamana kadar yüzü kara bırakacaksın?

Mayası olan herkesin mayasını Allah elçisi geliştirir, yola getirir; ama maya olmayınca neyi yola getirsin?

                 ***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6

                    ***
Neler öğrendik:

1.   Allah erlerinin kendilerini gizlemek için çeşitli çarelere başvurduklarını öğrendik.

2.   Çalışmadan bir şey elde edilemeyeceğini öğrendik.

3.   Mutlu, mesut, bahtiyar, talihli olmak için görüşümüzün ve gönlümüzün aynı olması ve sevgiliye birlikte vermekle, bağlanmakla olduğunu öğrendik.

4.   Hak ve hakikate ulaşmak için istekli olmamız ve çalışmamız gerektiğini ancak Allah’ın verdiğini öğrendik.

5.   Gönlümüzden mana âlemine bir pencere açmamız gerektiğini öğrendik.

6.   Kavga kargaşa, karışıklığın sona ermesi için sakince gözlem yapmamız, sonuçları görerek karar vermemiz gerektiğini öğrendik.

7.   Doğru yola Hak yoluna ancak Allah’ın kılavuzladığını, Peygamberlerin bile bu konuda sadece aracılık ettiğini öğrendik.

8.   Bizi amacımıza ulaştıracak, yolu gösterecek, yolumuzu aydınlatacak, severek bağlanacağımız kişinin asil olmasına dikkat etmemiz gerektiğini öğrendik.

9.   Kişi malına değil, Allah’ın nimet olarak verdiği ve serbest ettiği gıdalardan almamız gerektiğini öğrendik.

10.                  Özünde Hak olanın ancak geliştirilebileceğini, yola sokulabileceğini, ileri götürülebileceğini, yakınlık sağlanabileceğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Kendimizi, gönlümüzü temizleyerek hazır haline getirme uğraşısı içinde olmamız gerektiğini öğrendik, anladık.

Sonrası için Allah’ın takdiri ile bir şeyler oluruz, varabilirsek bu sayede bir yerlere varabiliriz.

Gönlümüzü dünyalık sevgilerden temizlersek oraya verilen görüntülerden, uyarılardan, müjdelerden yararlanırız.

Gönlün temizlenmesini büyüklerimiz tüm incelikleri ile anlatmışlar sayısız önerilerde bulunmuşlardır.

Bizim, bize uygun uygulayabileceğimiz önerileri dikkate alıp ciddiyetle hayata geçirmemiz ve gerçeklememiz gerekmektedir.

Bir şey yapmıyorsak, bir değişim gerçekleştirmiyorsak elde edeceğimiz kuru laftan öteye elde ediş olmaz.

                                   *
RAVLİ

Popüler Yayınlar