O kul yönünden gelir, kul da pek çabuk hak tarafına gitmektedir.
Şu ayetteki mana nedir?
“Allah
arş üstüne yükseldi" (Tâhâ süresi 5).(Rahman, Arşı hükmü altına almıştır)
Bir padişahın üç oğlu vardı,
çocuklar önemli bir iş için sefere çıkacaklardı.
Babaları onlara birkaç gün,
belki de üst üste on kere vasiyette bulundu:
Yol üzerinde falan kale
vardır.
Şöyle bir kaledir.
Oraya varınca Allah-Allah
diyerek geçin, asla o kaleye girmeyin! Padişah
bu öğüdü vermeseydi, oğullarında, belki de o kale tarafına bakmak için hiç bir
merak ve heyecan uyanmayacak, geçip gideceklerdi.
Fakat bu ısrarlı tavsiyelerden onlarda gizli bir merak ve heyecan
uyandı.
Acaba bu kalede ne var da
babamız bizi bu kadar ısrarla oraya girmekten menediyor.
"Kişi yasak edilen şeye düşkündür" derler.
Kaleye geldikleri vakit
hikâye malûmdur:
Bir duvar gördüler üzerinde
padişahın kızının resmi vardı.
Görür görmez âşık oldular.
Gidip babasından kızı istediler.
Padişah emir verdi:
Bunları götürün, içi kesik
başlarla dolu olan hendeği gösterin.
Büyük şehzade, ben gideyim
oradan nişan getireyim diye iddia etti ama aciz kaldı, onu da öldürdüler.
Ortanca da böylece kurban
gitti.
Sıra küçük kardeşe gelmişti.
O da aynı sevdada idi.
Kızın babası, eğer
başkalarından ibret (Ders) almadınsa, kendi kardeşlerinin akıbetinden de mi
ibret almadın? Dedi.
Oğlan şu cevabı verdi:
Şiir:
Aşkta sabır yeterli
değil,
Sabır feryada
yetişmiyor.
Sabırlı olmak hoş
bir erginliktir ama
Gönül hiç kimsenin
fermanı altına girmiyor.
Şart koştu, kızı istemekte
ısrar etti kızın dadısı, oğlanın bu içten sevgisini
anlayınca gönlü yumuşadı ona kılavuzluk ederek altından bir öküz heykeli
yaptırmasını, içine girerek saklanmasını söyledi.
Bu öküz, hile ile kızın
bulunduğu köşke götürüldü.
Geceleri halk uykuya
vardıktan sonra yeni sevgililerin aşk ışıkları ile dağılan gece uykuları yerine
aşk lezzeti faslı başlıyordu.
Şehzade gece öküz heykelinden
dışarı çıkıyor, mumlar yanıyor, şaraplar dolanıyor; kızın kıvırcık saçları (M.
306) sevgi şarabı ile ıslanıyordu.
Gündüz olunca bazı nişanlar görüyorlardı, ama ortada hiç kimse yoktu.
Oğlan bu vuslatın bir nişanı olarak, kızın bir bileziğini aldı.
Babasına kızından nişan
getirdim diye gösterecekti.
Halk onda hiç bir nişan ve
alâmet görmeden de gerçek ve samimî sevgisine vurulmuş, ona içten bağlanmıştı.
Aralarında eğer padişah ona
kastedecek olursa, engel olalım, biz de padişaha kastedelim dediler.
Çünkü çok sevimli bir gençti.
İşi haber alan şehzade buna
lüzum yok, dedi.
Ben doğrudan doğruya nişanı
gösterirsem, zaten Padişah ölür, siz de ayağından tutar dışarı atarsınız.
Padişahın yanına girince,
nerede nişan? Dedi.
Şehzade cevap verdi:
Getirdim, getirdim ama sen,
vezir ve ben, her üçümüz halvete çekilelim;
sana öyle bir nişan göstereyim ki,
aklın başından gitsin.
Bunda hiç bir şüphe, zan ve
yanlış bir düşünce kalmasın, sana tamamıyla yakın hâsıl (Görünen) olsun.
Halvete çekildiler.
Şehzade kızdan aldığı
başörtüsü, yüzük ve başka armağanları ortaya attı ve onlara gösterdi.
(Bu hikâye Mesnevi'nin
altıncı cildinde sonu gelmemiş olan Kale ve Üç Şehzade hikâyesinin aslıdır.
Mevlâna'nın son günlerinde mizacına arız olan hastalıklar yüzünden kendi deyimince "Söz devesi bir daha kalkmamak üzere çökmüş, artık hikâye de bu yüzden eksik kalmıştır.
Şems'in kısa bir özetini
verdiği hikâye bu suretle tamamlanmıştır. (Ç))
Şiir:
Gam, senin lütfün
ile sevinç içinde kalır, Ömür, senin iltifatınla sonsuzluğu kazanır.
Aşk, her ne kadar
zamanın belâsı ise de hoştur.
Bu şarap baş
ağrılarıyla doludur, ama yine de hoştur.
Aşk ile uğraşmak
çok çetin bir iştir ama
Senin gibi bir
sevgili ile gönül alışverişi pek tatlıdır.
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler öğrendik:
1. Allah’ın yarattığı her şeyi kendi hükmünce yürüttüğünü
öğrendik.
2. Israrlı tavsiyenin merak ve heyecan uyandırdığını
öğrendik.
3. Yasaklananın sırrını öğrenmek için insanların merakla daha
da üzerine gittiğini öğrendik.
4. Allah âlemine âşık olmadan gidilemeyeceğini, âşıklık
dışında sızmaya çalışanlarının mahvolduğunu öğrendik.
5. İbret almanın akıl işi olduğunu ancak âşıkların
amacına ulaşmak için canını feda ederek akıl üstü elde edişler sağladığını
öğrendik.
6. Gönül adamının karşılaştığı
engelden geri dönmediğini öğrendik.
7. Aşk oyununa girmek isteyende içten sevgi olması ve
gönlü yumuşak birinin bu işe kılavuzluk etmesi ve bu işlerin gizli olması
gerektiğini öğrendik.
8. Aşk oyununun bütün sıkıntılara rağmen hoş olduğunu ve
yapılması gereken güzel bir şey olduğunu öğrendik.
İşte
böyle yaren,
İnsan
ilişkileri üzerinden aşkın yolu anlatılmıştır.
Burada Sevgili olan
Allah’tır, güzel ve genç seven de biziz.
Bu sevgi cinsellikten çok
daha güzel ve kalıcı hoşluk veren duygu ile insanı kaplar.
Aşk kabında her şeyin eriyip
sevgi haline dönüştüğünü görür , anlar ve yaşarsın.
*
RAVLİ