Ben bir sivrisineğin bile benim yüzümden ezilmesini ve incinmesini istemem.
Hâlbuki o hem Allah'ı, hem de
onun kullarını incitir.
Henüz bizim konuşmaya gücümüz
yetmiyor, keşke dinlemeyi bilseydik.
Tam olarak
söylemek, tam dinlemek gerektir.
Gönüllerde sevgi var,
dillerde sevgi var, kulaklarda sevgi var.
Az bir ışık varsa şükredince
artar.
Şükretmek hal dili ile
olursa, "Allah’ım bize eşyayı olduğu gibi göster"
der.
Ve cevap gelir: "Eğer şükrederseniz nimetimi artırırım, nankörlük (Gördüğü
iyiliği unutan) ederseniz azabım şiddetlidir."
(K. 3/7)
Ben gelmiştim, sana karşı
beslediğim son derece sevgim dolayısıyla başka bir vakit gizlice şeyhin yanına
varalım diyecektim.
Sen de şu şiiri söylüyordun:
Başkaları ile içki derneğine,
bağ sefasına gitsem bileHiç kimsenin sevgisini gönlümde saklayamam.
Evet, güneşten ayrı
düşen insan,
Güneş yerine
karşısında mum yakar.
Kendi kendime dedim ki:
O gecedir, Güneş battı diyor.
Ben görüyorum ki, Güneş batmadı, Güneş yerinde duruyor.
Biri ötekine sordu:
Falan kişi olgun bir adam
mıdır? Babası çok faziletli, olgun bir adamdı, dedi.
Ama ben babasını sormuyorum, kendisini soruyorum.
Adam tekrar şu cevabı verdi:
Babası çok olgun adamdı,
işitmiyor musun, ne söylüyorum? Deyince,
Sen işitmiyorsun.
Ben senin sözünü işittim,
işitmeseydim ne sorduğunu bilmezdim, dedi.
Rubai: (M. 296)
Gel! Tekrar gel ki,
olduğundan daha ileri gidesin!Bu güne kadar olmadınsa şimdi olasın!
Savaş zamanında bir
can ve cihan değerdin.
Barış zamanında bak
ki nasıl oluyorsun?Vaizin önünde öğüt vermek hanendenin (Şarkıcının) karşısında şarkı söylemek olmaz.
Meğerki büyük üstat olmalı.
Ona, bu perde gariptir, ama
sana açılmamıştır, dense, dinler.
Yüzünü bize çevirirsen gönül
açıklığı seni bekliyor!
Açılan her perdeden, beliren
ışıklar sizin tarafınızdan gelir.
Her ne zorluk
görürsen kendi noksanından bilmeli, bu zorluk bendendir
demelisin!
Allah, kulu ile onun değeri
nispetinde ilgilenir.
Kul ne yaparsa Allah da öyle
yapar; bununla beraber bütün güzel şeyler ve bütün hoşa gidecek şeyler
hazırdır.
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler öğrendik:
1. Bir şeyi tam candan söylemek ve dinlerken de can kulağı
ile dinleyip o konunun ne manaya geldiğini tam anlayana kadar uğraşı içinde
olmak gerektiğini öğrendik.
2. İncitmek konusunda çok hassas ve düşünceli davranmamız
gerektiğini, dikkatsiz olursak hem Allah’ı hem de kulları incitebileceğimizi
öğrendik.
3. Hakikati aydınlık olursa görebileceğimizi, az ışığımız
varsa Allah’a şükrederek bu aydınlığın çoğalmasını sağlamamız gerektiğini
öğrendik.
4. Tanrı
sevgisinin gönülde yer etmesi gerektiğini, insan sevgisinin olması gerektiğini
ancak gönülde yer etmemesi (Kalıcı olmaması) gerektiğini öğrendik.
5. Kişi sorulduğu zaman o kişi değilse ona yakın iyi
varsa ondan bahsetmek gerektiğini öğrendik.
6. Büyüklerden uzaklaşmamak gerektiğini, onlara yakın
olursak bulunduğumuz yerden daha da iyi durumlara gidebileceğimizi öğrendik.
7. Bir işi kendine meslek edinmiş, usta olmuş kişiye işe
hakkında söz söylemenin yanlış olduğunu öğrendik.
8. Bazı gerçekleri göremiyorsak gözümüze perde gerilmiş
göremiyoruz demek olduğunu öğrendik.
9. Göremediğimiz gerçekleri karanlıktan dolayı
göremiyorsak bir büyüğümüz aydınlamasıyla görebileceğimizi öğrendik.
10.
Büyüklere
yönelenin gönül açıklığına yani bir konu veya sorunu aydınlatmak,
kapalılıktan kurtarmak, anlaşılır duruma getirmek için yetenek sahibi
olabileceğini öğrendik.
11.
Güzellikler bizim
elimizde olduğunu, çünkü Allah’ın bu işlerde bizimle beraber olduğunu öğrendik.
12.
Çirkinliklerin
kaynağının yaptığımız yanlış işlerle olduğunu ve karşılığında zorlukların
olacağını öğrendik.
13.
Allah’ın
değerimiz ölçüsünde bizimle ilgilendiğini öğrendik.
Bize birçok seçim yapabileceğimiz olanaklar sunulmuş durumda.
Doğru,
kaliteli, verimli olanları seçmemiz ve bu seçimleri hayata geçirmemiz
bekleniyor ve isteniyor.
Bize
yol gösteren, yolumuzu aydınlatan, karanlıktan kurtarıp olduğu gibi gösteren,
çıkmazdan ve belirsizlikten kurtaran, doğru tanımlama ve doğru seçenekleri
gösteren büyüklerimize yüzümüzü çevirmemiz ve önerilerini can kulağıyla
dinleyip gerçekleştirmemiz gerekiyor.
Her
geriye dönüp yaptıklarımızı hatırlayarak eksikliklerimizi görürsek yanlış yolda
gidişe fazla dalmadan doğru yolu takip etmemiz önerilmektedir.
Karşımızdakini
suçlamak en kolay iştir.
Suçlamak
kendimizi öz eleştiri yapmaktan alıkoyduğu için yaşanmışlardan yeterli ders
almamıza engel olduğundan bu davranıştan vazgeçmemiz önerilmiştir.
*
RAVLİ