Buhara’lı bir pir, yolda
giderken ansızın bir puşta rastladı
Onu eteği pisliklere bulaşmış
görünce tiksindi, sürünmesin diye eteğini topladı.
Puşt dedi ki:
Ey Buhara’lı! Henüz ne senin değerin meydana çıkmıştır, ne benim.
Bugün değerine güvenme.
Yarın herkesin ne malı varsa
meydana çıkacak.
Beğenilen veya kovulan belli
değil ya; bu gün ne sana senden fayda var, ne benden ziyan!
*Sen körlüğünden yalnız
bugünü görüyorsun.
Neden benden eteğini çeker,
toplarsın ki? (Uzak durmak)
Bu gün benden çekineceğine
dayanmalısın ki yarın, adına bir lütuf yazısı gelsin.
Adam, puştun bu sözünü
duyunca gönlü dertlerle dolu olarak yerlere döşendi.
*Gönül!
Bugün sende ne var, neye
sahipsin? Belli bile değildir.
Gönül, ancak görünüşe göre
bir şüpheye düşer, görünüşe bakar da bir şey bekler.
Fakat can değerini sen bile
bir araştırsan an geçmez, biraz daha şaşırır kalırsın.
Elinde imkânın varsa Tanrı
buyruğuna göre hareket et.
Başka hiçbir şeyle işin yok
senin.
*Buradan seni iyi de
götürseler elinde bir şey yok, kötü de götürseler bir şey yok.
Haberin olmadan getirdikleri
gibi yine de haberin olmadan götürecekler.
***
İLAHİNAME. FERİDÜDDİN-İ ATTAR
M.E.B. YAY. 392
*
Yaren,Aklı az olan veya karışık olan, görünüşe bakarak ister veya reddeder.
Yani görmese hiç istemez, hiç değerlendirme yapmaz.
Farkında bile olmaz.
Akıllı olan görmese de
aklıyla kendisi için yararlı veya zararlı olanı düşünür.
Yapacaklarını imkânlara göre
zamanlama yaparak planlar.
Sonucunun iyi olacağına inancı gelirse yapar.
Sonucunun iyi olacağına inancı gelirse yapar.
Yani gönlün isteklerin
zorladığı yerdir, önce nefsinle bakar, sonra baktığını akılla çalışarak vücudun
ile elde edersin.
Can önce görür, aklıyla anlar, sonra
değerlendirir. ise nefsi kullanarak elde eder.
Yani Öncelik anlama ile
başlarsa akıllısın demektir ve taşıdığın canın değerini, yüceliğini biliyorsun
demektir.
Geleceği düşünmeyene kör
denir.
Bu körlük göz körlüğü değil
akıl körlüğüdür.
Bu dünyada yaptığımız
iyilikler veya kötülükler kaydedilmiş olarak gideceğiz.
Nasıl gidersen orada sana
uygun bir yer verileceği, davranılacağı muhakkak.
Bu durumu görmemezlikten gelmeye
akıl tutulması denir.
*
RAVLİ