Hallacı idam yerinde iki
elini kestikleri zaman, ellerinden akan kanı, yüzüne, kollarına sürmedeydi.
‘Aşk sırrından haberli,
bilgili, uyanık olan kişinin namaz kılması için kanla abdest alması gerek’
diyordu.
Ona:
Ey zamanın coşkun eri! Neden vücudunu kanlara buladın?
Kanla abdest alırsan kıldığın namaz doğru olmaz, hiç kılmamış sayılırsın dediler.
Erler gibi sevgilinin
yakınına ayak bas, hiçbir mahlûkun kınamasından korkma.
ALLAH’A ULAŞMIŞ OLAN GÖNÜL,
KINAYANIN KINAMASINDAN KORKMAZ.
Gel de Allah işine ercesine
giriş.
Gönül işine yakın olmayanla
uğraşmaya değmez, ipini sal gitsin, kendi, işine bak.
Milletin etrafında ne kadara
kadar dolaşacaksın?
Ercesine bir adım at da
kendinden geç.
Aşk, seni böyle korkak bir
halde bulursa utancından bütün vücudunu dert kaplar.
Nice güçlü kuvvetli aslanlar
vardır ki AŞKIN KUVVETİNE karşı karıncaya dönerler.
SEN KUVVET BAKIMINDAN
KARINCADAN DA AŞAĞIYSAN AŞKIN HUZURUNA NASIL GİREBİLİRSİN Kİ?
İLAHİNAME FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.EB. YAY.392
***
Aşk birkaç parlak sözle
anlatılmaz. Aşk yaşayanın yaşamı anlatır.
*
Mansur: 922 yılında el-Hallac
adıyla tanına sufi el-Hüseyin ibni Mansur, Bağdat’ta zalimce öldürülmüştür.
İran’ın Bayza adı verilen bir
bölgesini, aynı adı taşıyan bir köyünde dünyaya gelmiştir.
Çocuk yaşta Kuran hafızı
oldu.
Kuran ayetlerini yorumlama ilmi olan tefsir konusunda uzmanlaştı. Allah’ın insanlara gönderdiği mesajın gerçek anlamını kavrayabilmek için Arap dili gramerin ve kendi kutsal dinimizin sırları üzerinden derin araştırmalar yaptı.
Allah sevgisini öğrenmek
üzere yurdunu, babasını, annesini ve kardeşlerini terk etti.
Derviş elbisesi giydi.
Gerçeği arayan adamların
merkezi Tustar’a gitti iki sene kaldı.
Sonra hac görevini yerine
usulünce getirdi.
Ruhumuzda bilgisiz ve hâkimiyetsizlik
bizi karanlığa sürükler.
Karanlıkta etrafını göremeyen
bir insan nasıl sağını ve solunu, yukarısını ve aşağısını bilemez, amaçsızca
etrafta dolanıp durursa, aynası bulanıklaşan karanlık bir ruh da vücudun içinde
aynı şekilde amaçsızca oradan oraya gidip durur.
Bu nedenle bizim görevimiz
ruhun aynasını devamlı temiz tutma. Yaratıldığı özü katışıksız tutmak ve
dışarıdan aldığı ışığı bulanıklaştırmadan yansıtması için aynayı sürekli
cilalamaktır.
Özellikle de cinsel duygularımıza
mutlaka hâkim olmamız gerekir; Gönül aynasının kararması durumunda, insan
karanlıkta yaşamaya kendini mecbur eder.
Ruhun aynasını
bulanıklığından kurtarmanın en iyi yöntemi, yanlış yaptığımızın farkına varıp
üzülmemiz, Pişman olup Allah’tan bu suçumuzun affedilmesi için yalvarmak en
güzel duadır.
Ruhun temizliğinden sonra,
Allah’a ulaşmanın son durağı olan BEKA kavramının peşine düştü.
Bekaya varmak için önce kendi
benliğinden kurtularak FENA ya ulaşmak gerçeğini anladı.
Ebedi yaşamak istiyordu.
İmanın çekirdeği aşktı, aşk
dolu teslimiyetti.
Bir insanın diğer bir insana
duyduğu aşkı, bir insanın Allah’a duyduğu aşkı, İnsanın kendisine duyduğu aşkı,
Allah’ın yarattığı insanlara ve varlıklara duyduğu aşkın gerçeğini anlamaya
çalıştı.
İdrak ( anlayış, akıl
erdirme)ile aşk birbiri ile zıt olmasına rağmen nasıl beraber oluyor gerçeğini
anlamaya çalıştı.
Kadın ve erkek aşkta bir
olabilir.
İnsan ve Allah aşkta bir
olabilir diye düşündü.
İnsanın Allah’la olan bizzat
yaşadığı özel ilişkiyi anlamaya çalıştı. Allah’ta yok olma yollarını araştırdı.
Dinle beraber olan aşkı
anlatmaya çalıştı.
Ulaşabileceği en ileri
noktaya gitti.
İnsan ruhu hayal bile
edilemeyecek şeyleri Allah’ın izniyle yapmaya kabiliyetlidir.
Gözleri olmadan görebilir,
bacakları olmadan yürüyebilir, gerçeğini anlatmaya çalıştı.
Ölüm korkusunu ruhu aracılığı ile yenen bir
kimse, yeniden hayata döner.
Alıntı: (Bağdat’ta ölüm
HALLAC-I MANSUR Wolfgang günter lerch Çeviri: Atilla Dirim Yurt kitap yay.106
dizi 15)
Hallaç darağacına çekildi
bilinir.
Mevlana Hazretleri Divanı
kebir 2. cildinde sayfa 218-219 da ‘Darağacına çekilen Mansur değildi, cahiller
öyle sandılar. Eb-ül Hayy suretinde göründü ve ‘ENEL HAK’ dedi.
Eb-ül Hayy:
Canlılığın görünür olması,
canın görünür olması. Yani Allah Mansur’un şeklini gösterdi.
Herkes gerçek Mansur’u görmüş
gibi oldu.
Oradaki insanlara seslenen
Allah’tı.
Netice olarak şöyle
söyleyebiliriz.
Mansur benliğini yok ederek,
aşk yolundan giderek, peygamberimizin işaretlerini takip ederek.
Allah’ta kendini yok etti.
*
RAVLİ