29 Kasım 2012 Perşembe

MEVLANA VE YETKİ

Sultan Veled buyurdu ki:

Bir gün babam medresede bilgiler saçıyordu.

(Bu arada) “ Halis (hilesiz, katkısız) mürit kendi şeyhinin herkesten üstün olduğuna inanan kimsedir”

Mesela:
Bir adam Beyazıd’in müritlerinden birine:
“Senin şeyhin mi büyük, yoksa Ebu Hanefi mi?” diye sordu.

Mürit:
” Benim şeyhim” diye cevap verdi.

 Sonra “
 Ebu Bekir mi büyük, senin şeyhin mi?” diye sordu.

O yine
“ Benim şeyhim” diye cevap verdi.

Nihayet birer-birer bütün sahabeyi saydı, fakat mürit yine şeyhinin hepsinden büyük olduğunu söyledi.

Sonra
“ Muhammed mi büyük, senin şeyhin mi? “ dedi.

O yine
“ Benim şeyhim büyük “ dedi.

En sonunda
“ Tanrı mı büyük, senin şeyhin mi?” diye sordu.

Mürit
 “ Ben Tanrı’yı şeyhimde gördüm, şeyhimden başka bir şey tanımam, hep onu tanırım “ dedi.

Başka bir müritten de
“ Tanrı mı büyük, yoksa senin şeyhin mi büyük? “ diye sordu.

Bu mürit de
“ Bu iki büyük arasında hiç fark yoktur” dedi.

Ariflerden biri de
“ Bu iki büyükten daha büyük biri lazımdır ki, o bu farkı ortaya koysun “ demiştir.

Nitekim buyurmuştur.
Şiir:

“ Tanrı görünmediği için peygamberler onun naibi (vekil, Tanrı adına hüküm veren kişi) olmuşlardır.

Hayır, hayır böyle de değil.

Bu naiple (vekil), naibin naipliğinde (vekilliği veren ve vekil olarak yetkiyi kullanan) bulunduğu kimseyi biri birinden ayırmak çirkin şeydir.

Burada ikilik yoktur.”

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

1.   Bize Tanrı’yı tanıtan, gösteren kişi büyüktür.

2.   Yetki verilen ile yetkiyi veren aynı büyüklükte kabul ederek inanılmalı ve davranılmalıdır.

3.   Birbirini tamamlayan ve işini göreni ayırmak çirkinliktir.

Peygamberimizin veya Tanrı’nın büyüklüğü, şeyhin büyüklüğü birbiri ile tabii ki mukayese edilemez.

Burada bize öğretilen şu:

 Öğreticiyi Tanrı vekili gibi, peygamber vekili gibi hatta Tanrı gibi kabul edersek öğretici nurunu bize kolaylıkla ve hızlı aktarır.

Bu aktarım tamamlandıktan sonra Peygamberimize yönlendirerek onun nurunu alırsın.

Peygamberimizin nurunu aldıktan sonra da Tanrı nuruna yönlenirsin.
Yaren Hiçbir varlık Tanrı olamaz ama vekili olabilir.

Bu vekilde Tanrı adına yetkisini kullanır.
Tanrı yetki verirken de elbette sınırlarını belirtir.

Konuya tekrar dönersek öğreticimize Tanrı’ya bağlanır gibi, peygambere bağlanır gibi bağlanmamız, sevmemiz ve saygı duymamız gerektiğini öğrendik.

                                      *
RAVLİ

Popüler Yayınlar