29 Kasım 2012 Perşembe

MEVLANA VE YERİ

Bu macera Celaleddin Karatay’ı zamanında olmuştur.

Celaleddin Karatay’ı kendi medresesini tamamlayınca büyük bir toplantı yapılmasını emretti.

 O günü büyük bilginler arasında “Başköşe hangisidir” diye bir konu geçti.

O günü Mevlana Şemseddin-i Tebrizi de yeni gelmiş, ayakkabıların çıkarıldığı yerde oturan adamlar arasına oturmuştu.

Orada bulunanlar hep birlikte, Mevlana’dan “Başköşe” nereye derler” diye sordular.

Mevlana:
Bilginlerin baş köşesi sofanın ortasıdır.
Ariflerin başköşesi bir evin köşesidir.

Sofilerin başköşesi ise sofanın kenarıdır.
Âşıkların mezhebinde ise başköşe dostun kucağıdır” diye cevap verdi.

Ve kalkıp Şemseddin-i Tebrizi’nin yanına oturdu.

Derler ki, Mevlana Şemseddin-i Tebrizi Konya halkı arasında o gün meşhur oldu.

Bu olay Pervane’nin zamanında ikinci kez vuku buldu.

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
İşte böyle yaren sevdiğin nerdeyse senin yerin de orasıdır.
Sevdiğinle (sen-ben) kalmaz.

En güzel makam, en güzel mevki, en güzel yer, en güzel ortam, en güzel durum sevdiğinin kucağıdır, yanıdır, göz göze geldiğin andır.

Cinsellikle bulaştırılmamış bir sevgiliyi sevmek temiz bir sevgidir.

                                        *
RAVLİ



Popüler Yayınlar