Mevlana Hazretlerine:
“ Benim velilerim benim
kubbelerimin altındadır.
Onları benden başka kimse
bilmez”
Hadisinin manası nedir?
Kubbelerden maksat, bunların
kalıpları mıdır?
Yoksa kendilerini örtmek için
onlardan çıkan fena huylar mıdır?
Diye babama sordum.
O da” Evet Bahaeddin,
kubbelerden maksat, onların kalıpları olabilir.
Fakat asıl bundan maksat
onlardan çıkan fena huylardır.
Çünkü bazı velilerin
görünüşte bazı şeylere karşı hırsları olur.
Bazıları gezmekten hoşlanır,
Bazısı güzellerle meşguldür,
Bazısı ticaretten zevk alır,
Bazısı ilim kazanmaya rağbet
gösterir,
Bazısı mal toplamaya
meyleder.
Halkın hoşuna gitmesin diye
onların peygamberlerin şeriatlarına (kurallarına) aykırı hareket etmeleri
mümkündür.
İşte bu kubbelerin altında
onlar gizli kalırlar.
Şöhret afetinden kaçarak
şöhretsizliğin icabı olan rahat ve huzur içinde ikrah (iğrenme, tiksinme olan)
edilen ve hoşa gitmeyen şeyleri irtikâp ederler (Beğenilmeyen işler yaparlar).
Bu durumda aşağı, hatta
yüksek tabakadan halk bile bu topluluğu tanımaz.
Onların bu hallerine akıl
erdiremezler.
Peygamberimizin buyurduğu
veçhile (bu yüzün söylediği)
(Tanrının gizli velileri vardır).
Şiir:
“ (Peygamberlerden sonra) bir
kavim (topluluk) daha vardır ki,
Çok gizli gider ve kendisini
mümkün olduğu kadar insanların gözlerinden saklar.
Bunlar halkın gözüne nasıl
görünebilirler.
Bu gizli olanlar hepsini
bilirler.
Fakat hiç kimsenin gözü
bunların ululuklarını görmez ve idrak (anlama, akıl erdiremek) etmez.
Bu azizlerin hem kerametleri
ve hem kendileri Tanrı’nın haremindedir.
Bunların adını abdallar
(Allah’a bağlanmış derviş) bile işitmez.”
Tanrının tevfikanın
(uygunlaştırma) ve inayetinin ( İyilik etmesi) arkadaş olduğu, saadetin yardım
ettiği her yerde o kul, o kubbeler altındaki velileri anlar, onlara itiraz
etmez ve onlardan yüz çevirmez ki,
Onların inayet (İyilik
etmesi) ve hidayeti (Hak yoluna, doğru yola kılavuzlama) sayesinde onlardan
azami derecede istifade etsin, onun bakır vücudu altın olsun ve iksir-i azama
yol bulsun.
Tanrının uygunlaştırma ve Hak
yoluna, doğru yola gitmesinde arkadaş olduğu, saadetin yardım ettiği her yerde
kul:
O kubbeler altındaki velileri
anlar, onlara itiraz etmez ve onlardan yüz çevirmez ki,
Onların iyilik etmesi ve hak
yoluna, doğru yola kılavuzlama sayesinde
Onlardan azami yararlansın,
Onun bakır vücudu altın olsun
ve iksir-i azama yol bulsun.
(İksir-i azam: Madeni, altın
yaptığı sanılan taş; kimya taşı)
Şiir:
“Onların gözü sizin için bir
kimyadır.
Onların nazarı gibi bir kimya
nerede?”
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
Babam Müftü Fehmi Bayraşa
(Nur içinde olsun) bana anlattı ki:
Afyon Mevlevi Tekkesine bir
İsa huylu derviş misafir gelmiş.
Okuduğu zaman Allah’ın
izniyle hastaları, sakatları iyi ediyormuş.
Afyonda bu duyulunca herkes
akın etmiş.
En ufak bir rahatsızlığı olan
bile gece demeden rahatsız etmeye başlamış.
Derviş farz ibadetini
yapamaz, uyuyamaz hale gelmiş.
Ramazan’ın bir gününde o günü
orucuna niyetlenmemiş.
Eline bir ekmek almış, uzun
çarşıdan başlayarak ekmeği herkesin göreceği şekilde yiyerek Mevlevi tekkesine
gelmiş.
Halk;
Len gördün mü o derviş
ramazanda oruç yiyormuş?He len vallahi bende duydum.
Ramazanda oruç yiyen hiç
insanı iyileştirir mi?
Herhalde sahtekârın biridir,
demişler.
Laf kısa sürede yayılmış ve
gelenler çok azalmış.
Bu hali bilenler gelmiş.
İşte böyle yaren velilerin
neden gizlendiğini anlamışsındır.
***
Neler öğrendik:
1.
Velilerin dışta
halkın kendisini rahatsız etmemesi için o yere ve duruma göre kendilerine örtü
oluşturacakları, içinde huzur ile yaşayacakları bir zemin oluşturduklarını
öğrendik.
2.
Velilerinde
görünüş oluşturarak, halkın hoşlanmadığı davranışlarda bulunduklarını öğrendik.
3.
Yani bir şekilde gizlendiklerini öğrendik.
4.
Şöhret afettir
sözünün gereğini yaptıklarını öğrendik.
5.
Velileri anlamaya
çalışmamız gerektiğini öğrendik.
6.
Velilerin sözüne
itiraz etmemek gerektiğini öğrendik.
7.
Velilere yüz
çevirmenin yanlış olduğunu öğrendik.
8.
Velilerden azami
yararlanmak gerektiğini öğrendik.
9.
Velilerin kimya
taşı gibi, kimyanı değiştirecek güce sahip olduğunu öğrendik.
10.
Yani bakır isen
seni altın eder, altın isen pırlanta eder, pırlanta isen seni cevher eder gücü
Allah’tan aldığını ve sana kullanacağını öğrendik.
Velileri bulmalısın, yaklaşmalısın,
onun frekansına girmelisin, şifrelerini çözmelisin, en yüksek düzeyde
faydalanmalısın, onlar gibi olmaya gayret göstermelisin.
Yaşayan veli bulman şart
değil, ahiret âlemine gitmiş velileri sever ve gönül bağlarsan, onların
kitaplarını okursan, yaşanmışlarını sanki sende orada imişsin gibi kabul
edersen o topluluğa girebilirsin.
Yaren,
Sen elinden gelen çalışmayı
yapmalısın, Allah elbette ki emeğini boşa çıkarmaz.
Allah, inşallah veli
kullarına yakın eder.
Âmin.
*
RAVLİ