29 Kasım 2012 Perşembe

MEVLANA VE UZAYAN AĞAÇ VE HANNAN

Melek karakterli, Salihlerin seyidi, gizli veli Şeyh Bedreddin-i Neccar-i Mevlevi anlatmıştır:

Ben yeni buluğa ermiş bir çocuktum.

Bu binayı yapan mahir dülgerlerin ( Yapılarda kaba ağaç ve tahta işleri yapan kimse) yanında bulunuyor ve bu binalar yapılırken onlarla beraber çalışıyordum.

Ustalar tabhanenin ( Ocak veya soba ile ısıtılan kışlık yer) damını örttüler, büyük sofanın damını yapmağa çalışıyorlardı.

Ağaçların hepsini örttükleri vakit onlardan bir direğin yarım arşın kısa olduğunu gördüler.

Bunun yerine şehirde başka bir ağaç aradılarsa da bulamadılar.
Usta ve mahiyetindeki bütün dülgerler ne yapacaklarını şaşırdılar.

Mevlana birdenbire semadan çıkıp bizim odaya geldi ve” Ustalar ne yapıyorlar” diye sordukları vakit, hepsi baş koyarak bu ağacın kısa olduğunu söylediler.

Mevlana “ Hayır-hayır böyle güzel bir ağaç kısa olamaz, siz onu yanlış ölçmüşsünüz” dedi.

Benim ustam ayağa kalkıp Mevlana’nın önünde tekrar ölçtü, fakat eskisi gibi ağaç yine kısa geldi.

Bunun üzerine Mevlana yaklaşarak ağacı okşadı ve “ Böyle düzgün bir ağaç nasıl kısa olur.

Bu dülgerlerimizin ölçüde yaptıkları hatadandır” buyurdu.
Ve sonra “ Şimdi gel bir daha ölç” diye buyurdu.

Ustalar aynı arşın ile tekrar ölçtüler, bir de baktılar ki bu ağaç, diğer ağaçlardan yarım arşından fazla uzundur.

Bütün ustalar ve müritler bağırarak kendilerinden geçtiler ve hepsi hayret secdesine kapandılar.

O sırada Mevlana ortadan kaybolup gitmişti.
Ustalar sofayı aynı günde tamamladılar.

Eşyayı tasarrufta, cansız şeyleri, nebatlar ve saireyi değiştirmekte peygamberlerin mucizelerine ve velilerin kerametlerine nihayet yoktur.

Şiir:  

“Bir gün yaşamış ve canlar canının elinden (Marifet) şarabının kadehini kapmış olan kimse bu sırrı bilir.

Musa ve Muhammed’in mucizesine bak;
Asa nasıl yılan oldu ve sütun nasıl dile geldi?

Hannan’niyi (Çok acıyan, çok acıyıcı Allah adıdır) inkâr eden filozof velilerin duygularının yabancısıdır.”

                                     ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***

HANNAN

Allah’ın güzel isimlerinden biridir.
Hannan:
Kullarına karşı çok merhametli ve çok şefkatli demektir.

Ahmed b. Hanbel rivayet ettiği hadis:
Bir sahabe namazda tahiyattan sonra:

“Allah’ım!
Her türlü övgü sanadır.

Senden başka ilah yoktur.
Sen hannan’sın, yeri göğü var edensin, celal ve ikram sahibisin niyazı ile senden istiyorum.

Ey diri olan (Hayy) ey sürekli var olan, varlıkları yöneten (Kayyum).

Senden istiyorum” diye dua etmiş, bunu duyan peygamberimiz bu kişinin ne ile dua ettiğini biliyor musunuz?

Diye sormuş.
Onlar da Allah ve resulü daha iyi bilir demişler.
Peygamberimiz, Nefsim kudretinde olana yemin ederim ki,

Bu zat, İsmi-Azam (Allah’ın en büyük ismi) ile dua etmiştir ki,

Bununla dua edildiği zaman Allah bu duayı kabul eder, bu isimle bir şey istendiği zaman Allah o isteği verir” buyurmuştur
(Ahmed, III, 158)
Doç. Dr. İsmail Karagöz çalışmasıdır. D.İ.B. Dini Kavramlar Sözlüğü.

                                      *
Yaren,

Tanrı mümin kulunun isteğini kendi isteği olarak kabul eder ve gerçekleştirir.

Tanrı’dan isteğin bir şekilde karşılanır.
“ İsteyin vereyim” buyruğu her an geçerlidir.

Çaresiz aciz kaldığımız zaman Allah’tan yardım istersek Allah yardım eder.
Allah’tan isteğin de bir adabı, terbiyesi vardır.

Keyfin için istekte bulunursan bu isteğin yok hükmündedir.

Tanrı’nın has kulları bir maksat için böyle olağan üstü eşyaya hükmeden tavırlarda sayısız yaşanmışı öğrendik.

Ama dikkat ettik ki bizlere bir şeyler anlatmak ve öğretmek içindir.

Hazreti Mevlana’nın tüm peygamberlerin ve velilerin mirasçısı olduğundan olağan üstü, eşyaya hükmeden birçok yaşanmışını öğrendik ve öğreneceğiz.

                                             *
Hazreti Mevlana’dan sevgiyle okşadığımız ve ona beğendiğimizi ifade ettiğimiz zaman cansız bile olsa sana hizmet etmek için canlanıp istediğin hale gelip tekrar eski haline döndüğünü öğrendik.

Sana hizmet eden canlı cansız her ne ise okşayarak beğenilerini yüzüne söyle.

Düzgün olan durumunu yüzüne söyle.
Kusurunu başkasının yanlış sözlerinde ara,

Diye bize öğüt veriyor.

                                             *
RAVLİ

Popüler Yayınlar