“Bu zatın cömertlik timsali
olan vücudu ile dünya rahata erişmiştir.
Büyük bir emniyet, sonsuz bir
feyz (bolluk) ve berekete kavuşmuştur.
Onun zamanında bilginler, şeyhler
ve fazıllar (erdemli) medrese ve tekkelerde sessizlik ve rahat içinde
yaşıyorlar “ dediler ve çok takdirlerde bulundular.
Mevlana:
“Evet, dostlarımız doğru
söylüyorlar.
Onun hayrat ve hasenatı bu
dediklerinden yüz misli daha fazladır.
Yalnız burada dikkat edilecek
bir şey vardır;
Bu sizin dediğiniz Kâbe’ye
ziyarete giden hacıların hikâyesine benziyor” dedi ve bu hikâyeyi anlattı:
Fakir bir adamın bir çöl
yolunda devesi hastalanmış ve olduğu yerde çöküp kalmış.
Hacılar toplanmış, ne kadar
uğraşmışlarsa kalkmamış.
Nihayet onun yükünü başka bir
deveye yüklemiş, onu da orada bırakıp geçip gitmişler.
Bunlar bu devenin yanından
ayrılır ayrılmaz birçok vahşi hayvanlar onun etrafını çevirmişler;
Fakat hiçbiri ilerleyip
hayvana bir şey yapmamış.
Bunu uzaktan gören hacılar “ Nasıl oluyor da bu vahşi hayvanlar bu deveyi parçalamıyorlar ve yanına yanaşmıyorlar?” deyip şaşa kalmışlar.
Bunun sırrını anlamak için
kafileden birisi dönüp devenin yanına gitmiş.
Devenin boynunda bir heykelin
bağlı olduğunu görmüş.
Bu tılsımlı heykeli devenin
boynundan çıkarmış ve dönmüş.
Bunun üzerine yırtıcı
hayvanlar hemen hücum edip deveyi parça-parça etmişler.
*
Şimdi biliniz ve haberdar
olunuz ki bu dünya işte o deve gibidir ve bu dünyada bulunan bilginler,
emirler, fakirler Vb. de hac kafilesi gibidir.
Bizim vücudumuz, bu âlem
devesinin boynuna asılmış heykele benzer.
Bu heykel onun boynunda oldukça
işler yolundadır.
Dünya kafilesi de selametle
yoluna devam edebilir.
Bu heykeli (Ey tatmin edilmiş olan nefis(Ey huzura kavuşmuş insan), Rabbi’ne sen ondan, o da senden razı olduğu halde Rabbine dön.) (Fecr suresi 27-30)
Sebebiyle dünya devesinin boynundan
çıkardıkları vakit dünyanın ne olacağını ve insanların nereye gideceklerini
sultanların bilgi ve kalem sahiplerinin nasıl yok olacaklarını görürsünüz.
Dostlar feryat edip çığlıklar
kopardılar.
Derler ki, Mevlana
hazretlerinin öldüğü zamandan daha bir sene geçmemişti ki, büyükler ve tacirler
birbiri ardı sıra öteki dünyaya göçüp gittiler.
Rum ülkesi (Roma, Anadolu)
yetim kaldı ve devleti elinden gidip şaşkına döndü.
Buyurdukları gibi dünya
altüst oldu.
Dirlik, düzenlik ve huzur
eserleri bütün dünyadan kalktı.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Kişiyi görünmeyen bir
kuvvetle koruyan şeye tılsım denir.Olağan üstü işler yaptığına inanılan enerjidir.
Korkulduğu vakit önlem alma
maksadıyla koruyucu olduğuna inanılan eşyadır.
Tılsım etrafında oluşan bir
pozitif koruyucu bir enerjidir.
Neler öğrendik:
1.
İyilik yaparsan
iyilikle anılacağımızı öğrendik.
2.
Yapılan iyilikle
bu dünyada saldırılardan kurtulduğumu öğrendik.
3.
İyilik yapınca
Tanrı’nın memnun olduğunu ve cennetle mükâfatlandıracağını öğrendik.
4.
İyilik yapıldıkça
bolluk ve bereketin artacağını öğrendik.
5.
İyilik yapanın ve
çevresindekilerin emniyet içine olacaklarını öğrendik.
6.
İyilik yapılınca
bilginleri, din adamlarının ve bunları yetiştiren okulların huzur ve emniyet
içine yararlı olduklarını öğrendik.
7.
İyiliklerin bir
tılsım tesiri yaparak saldırganlardan koruduğunu öğrendik.
8.
Bilginlere,
idarecilere, fakirlere iyilik yapmazsan seni korumazlar, saldırılara açık hedef
olursun.
9.
Bilginler
bilgileri ile idareciler adaletli ve yardım sever davranışlarıyla, fakirler
dualarıyla o tılsımı oluştururlar.
10.
Evliyaları,
ermişleri ziyaret eden, hediyeler veren tüccarlar olmayınca dirlik, düzenlik,
huzur kalmaz.
Ortalıkta konuşan medya âlimleri
diye kendini tanıtanlar, din adamları bir şeyler söylüyorlar ama ne bilginin ne
de dinin lezzetini sunamıyorlar.
Çünkü kendi çıkarlarına
odaklandıkları için sözleri ruha hitap etmediğinden hep aynı sorular defalarca
sorulduğu halde verdikleri cevaplara lezzet katamadıkları için vakit
kaybetmekten öte yararları olmuyor.
İYİLİK NASIL YAPILMALIDIR.
1.
İyilik ancak
karşılığını Allah’tan beklemek için yapılandır.
2.
Gizli veya açık
beklenti içinde bir şey vermek, iyi bir şey yapmak ticaret hükmüne girer,
iyilik gibi gözükse de iyilik değildir.
3.
İyilik yapıldığı
zaman yaptığın iyiliği unutursan o zaman iyilik olur, unutmazsan egonu tatmin
eden bir davranış olur. Bu iyiliğine karşılık beklersin, alamazsan iyiliğini
karşındakine hatırlatırsın ki iyilik hükmümden çıkar.
4.
Önce kendine
iyilik etmek için her şeyin hakikatini, manasını arayan olmalısın.
5.
İlmin,
cömertliğin, Allah korkun yoksa manasız bir kuru gürültün demektir ki iyiliğin
olmaz.
6.
Yaşarken iyilik
yapmalısın, öldükten sonra evladın bile olsa senin hayrına bir şey yapmaz.
7.
İyilik yapılacak
yere, yardım edilecek kişiye kendin elinle yap, aracı kullanma.
8.
İyilik yaptığın
zaman kendini görmemelisin.(ben iyi biriyim diye kendi kendine söylemek)
9.
İyilik yapacağın
kişinin konumuna, durumuna bakarak yardım (Bu hilecidir, bu ikiyüzlüdür diye) etmekten
vazgeçmemelisin.
10.
Kalbinde oluşan
yardım etme hissini hemen yerine getirmelisin. Geciktirirsen nefsin bu iyiliğe
engel olur.
11.
İyiliği iyi
kişiye yaparsan sevap alırsın.
12.
İyiliği kötü
kişiye yaparsan onu başka kötülük yapmaktan ala korsun.
13.
Kapına geleni boş
çevirme, gönlü yaralı olanların hatırını sor, onlara yardım et.
14.
Eğer sen bir şey
istemek için başkasının kapısına gitmiyorsan buna şükran olarak kapına gelen
dilenciyi boş çevirme.
15.
Acıyarak,
esirgeyerek, koruyarak davran ki başka bir durumda da sen bekle.
16.
İyiliği elinle
yap, malından fakirlere, dervişlere hisse ayır.
17.
Bağışladığın
şeyi, açlıkla ayaktan elden düşsen bile bağışladığın geri isteme.
18.
Mal ve parada
sevinç arama.
19.
Bağışladığın şeyi
unut, bir daha arama.
20.
Allah’ın sana
verdiği nimetleri paylaşmalısın.
21.
Allah’ın sana
verdiği nimetlere sevinirsen yerinde bir sevinç olur.
22.
Allah’ın kahreden
gücünden güven duymak istersen gizli sadaka ver.
23.
İyilik yapmayı
adet edinenlerin şüphe yok ki ömürleri artar.
24.
İyilik yapan
şeref kazanır.
25.
Allah’tan
korkmayanlar da iman olmaz, iman olmayanda iyilik yapma isteği olmaz, iyilik
yapmaz.
Yaren
sonuç olarak nurların üstümüzde ve çevremizde olması için de iyilik yapmalıyız.
Bizi
saran nur işte tılsımındır.
İyilik
yapınca hayır dua alırsın seni halk da beğenir senin için dua eder, Hak da
beğenir seni sever ve korur.
*
RAVLİ