29 Kasım 2012 Perşembe

MEVLANA VE TANRIYI GÖRMEK VE RÜYA

Fazıl (erdemli) arkadaşlardan Mevlana Fahreddin Edip (Tanrı ona rahmet etsin) anlatmıştır:

Bir gün Mevlana Hazretleri büyük bir mahfilde (büyük toplantı yeri):

“ Ben Tanrı’yı daima kırmızı elbise ile gördüm” hadisini şerh ( açma, açıklama) ediyordu.

Kimsenin nefes almaya mecali yoktu.
Herkes bu şerhe şaşmışlardı.

“ Ben Tanrı’yı daima kırmızı hulle (cennet elbisesi) içerisinde gördüm “ şeklinde başka bir rivayet daha buyurdu ve heyecanlar gösterip bu gazeli söyledi.

Şiir:

“ Kırmızı hullenin (cennet elbisesinin) kılları içinde gözden ve ruhtan daha yüksek olan bir nur vardır.

Kendini ona ulaştırmak istersen kalk, nefis perdesini yırt.
O ruh kaşı gözü ve esmer rengi ile latif bir suret oldu.

“Keyfiyetten münezzeh ( nitelikten uzak, yani eşya gibi tarif edilemez) olan Tanrı Peygamber Mustafa’nın suretinde göründü.
Onun o sureti, suretin yok olmasıdır.

 O gözler bir kıyamettir (ölüleri dirilten gözdür).
Ne zaman halka baksan Tanrı’dan sana yüz kapı açılır.

Mustafa’nın sureti yok olduğu vakit her şeyden büyük olan Tanrı dünyayı kapladı.”

Ve buyurdular ki:
Rüyada kırmızı elbise giymek yahut kırmızı = Dirilik ve sevilme,

Yeşillik =Zühd (her türlü zevke koyarak kendini ibadete verme.)
Beyazlık = Takva (Allah’tan korkma, dinin yasak ettiği şeylerden kaçınma)
Mavi ve Siyah = Matem ve gama işaret eder.

Tanrı daha iyi bilicidir.

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Hülle: Cennet halkının giydiği elbisedir.

70 kattır.

O kadar incedir ki birbirini kapamaz, altındakinin rengi üstündekine vurup birbirinin güzelliğini artırır.

Neler öğrendik:

1.   Kırmızı rengin aşk rengi olduğunu ve Tanrı’ya âşık olursan, bu renge kendin bürünürsen Tanrı’yı da böylece görebileceğimizi öğrendik.

2.   Tanrı’nın nuruyla Hazreti Mustafa da kendini gösterdiğini öğrendik.

3.   Peygamberimize et, kemik, yağ ve sıvı diye gördüğümüzü ama Tanrı’nın kendisinin nuru ile oradan insanlara göründüğünü öğrendik.

4.    Peygamberimizin vücudu yok olduktan sonra Tanrı nurunu geri çekmediğini, dünyaya yaydığını ve kendisine bunlar vasıtasıyla kapılar açtığını öğrendik.

5.   Halkın içinde sana Tanrı kapısını gösterecek yüzlerce kişi olduğunu öğrendik.

 
İşte böyle yaren Muhammedi nur diye anlatılan budur.
Kimi zaman peygamber vekili de denir.

Kemi zaman Allah’ın açık veya gizli velisi de denir.
Hazreti Mevlana’nın bir yüzü diğer bir yüzden ayır işaretini iyi anlamalıyız.

                                      *

RÜYA

Uykudan uyanıklığa geçerken görülen suretlere hüküm çıkarmaya rüya denir.

Rüyanın gerçekleşmesi yorum yapmağa bağlıdır.
Rüyayı iyiliğe yorumlarsan iyiliğe, kötülüğe yorumlarsan kötülüğe gider.

Onun için anlatmadan evvel iyiliğe yorumlayana yorum yaptırmasın.
Rüya tabirini ilim ve din sahibi olanın yapması gerekir.

Rüya 3 sınıfa ayrılmıştır.

1.   Allah’tan gelen ikaz ve işaretler.

2.   Nefisten kaynaklanan düşler.

3.   Şeytanın korkutma ve saptırmalarıdır.

 
Rüya gören anlatarak gönlünü boşaltmak ister.
Gönlünü boşaltacak temizleyecek kimseye anlatmalısın.

Hüzünlü rüyayı başkasına anlatmamalısın ve sol tarafına tükürerek lanet şeytan demelisin.

Korkulu bir rüya görüp çişini yaptıysan buna çiş rüyası denir ve yorum yapılmaya kalkılmaz.

Kendin kendine kalk çişine yap, yatağı ıslatacaksın demektir.
Rüyanın en gerçek çıkanı gündüz görülen rüyadır.

Mevlana Hazretleri “ Aman rüyayı güzel tabir edin, tatlı dillilerin dudakları gibi şekerler saçın” demiştir.

Yorumlayacak kimse rüya anlatılmadan evvel:

Hayra kavuşan ol,
Fenalıklardan korun,
İyilik bize,
Fenalıklar düşmanlara,
“ Elhamdülillah-i Rabbil âlemin” de ve rüyayı yorumlamaya başlamalıdır.

                          *
RAVLİ

Popüler Yayınlar