Bir gün Mevlana Hazretleri
büyük bir mahfilde (büyük toplantı yeri):
“ Ben Tanrı’yı daima kırmızı
elbise ile gördüm” hadisini şerh ( açma, açıklama) ediyordu.
Kimsenin nefes almaya mecali
yoktu.
Herkes bu şerhe şaşmışlardı.
“ Ben Tanrı’yı daima kırmızı
hulle (cennet elbisesi) içerisinde gördüm “ şeklinde başka bir rivayet daha
buyurdu ve heyecanlar gösterip bu gazeli söyledi.
Şiir:
“ Kırmızı hullenin (cennet
elbisesinin) kılları içinde gözden ve ruhtan daha yüksek olan bir nur vardır.
Kendini ona ulaştırmak
istersen kalk, nefis perdesini yırt.
O ruh kaşı gözü ve esmer
rengi ile latif bir suret oldu.
“Keyfiyetten münezzeh ( nitelikten
uzak, yani eşya gibi tarif edilemez) olan Tanrı Peygamber Mustafa’nın suretinde
göründü.
Onun o sureti, suretin yok
olmasıdır.
Mustafa’nın sureti yok olduğu
vakit her şeyden büyük olan Tanrı dünyayı kapladı.”
Ve buyurdular ki:
Rüyada kırmızı elbise giymek
yahut kırmızı = Dirilik ve sevilme,
Yeşillik =Zühd (her türlü
zevke koyarak kendini ibadete verme.)
Beyazlık = Takva (Allah’tan
korkma, dinin yasak ettiği şeylerden kaçınma)Mavi ve Siyah = Matem ve gama işaret eder.
Tanrı daha iyi bilicidir.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Hülle: Cennet halkının
giydiği elbisedir.
70 kattır.
O kadar incedir ki birbirini
kapamaz, altındakinin rengi üstündekine vurup birbirinin güzelliğini artırır.
Neler öğrendik:
1.
Kırmızı rengin
aşk rengi olduğunu ve Tanrı’ya âşık olursan, bu renge kendin bürünürsen
Tanrı’yı da böylece görebileceğimizi öğrendik.
2.
Tanrı’nın nuruyla
Hazreti Mustafa da kendini gösterdiğini öğrendik.
3.
Peygamberimize
et, kemik, yağ ve sıvı diye gördüğümüzü ama Tanrı’nın kendisinin nuru ile
oradan insanlara göründüğünü öğrendik.
4.
Peygamberimizin vücudu yok olduktan sonra
Tanrı nurunu geri çekmediğini, dünyaya yaydığını ve kendisine bunlar
vasıtasıyla kapılar açtığını öğrendik.
5.
Halkın içinde
sana Tanrı kapısını gösterecek yüzlerce kişi olduğunu öğrendik.
Kimi zaman peygamber vekili de denir.
Kemi zaman Allah’ın açık veya
gizli velisi de denir.
Hazreti Mevlana’nın bir yüzü
diğer bir yüzden ayır işaretini iyi anlamalıyız.
*
RÜYA
Uykudan uyanıklığa geçerken
görülen suretlere hüküm çıkarmaya rüya denir.
Rüyanın gerçekleşmesi yorum
yapmağa bağlıdır.
Rüyayı iyiliğe yorumlarsan
iyiliğe, kötülüğe yorumlarsan kötülüğe gider.
Onun için anlatmadan evvel
iyiliğe yorumlayana yorum yaptırmasın.
Rüya tabirini ilim ve din
sahibi olanın yapması gerekir.
Rüya 3 sınıfa ayrılmıştır.
1.
Allah’tan gelen
ikaz ve işaretler.
2.
Nefisten
kaynaklanan düşler.
3.
Şeytanın korkutma
ve saptırmalarıdır.
Gönlünü boşaltacak temizleyecek kimseye anlatmalısın.
Hüzünlü rüyayı başkasına
anlatmamalısın ve sol tarafına tükürerek lanet şeytan demelisin.
Korkulu bir rüya görüp çişini yaptıysan buna çiş rüyası denir ve yorum yapılmaya kalkılmaz.
Kendin kendine kalk çişine
yap, yatağı ıslatacaksın demektir.
Rüyanın en gerçek çıkanı
gündüz görülen rüyadır.
Mevlana Hazretleri “ Aman
rüyayı güzel tabir edin, tatlı dillilerin dudakları gibi şekerler saçın”
demiştir.
Yorumlayacak kimse rüya
anlatılmadan evvel:
Hayra kavuşan ol,
Fenalıklardan korun,İyilik bize,
Fenalıklar düşmanlara,
“ Elhamdülillah-i Rabbil âlemin” de ve rüyayı yorumlamaya başlamalıdır.
*
RAVLİ