29 Kasım 2012 Perşembe

MEVLANA VE TANRI YÜZÜNÜ GÖRECEK OLANLAR

Çelebi Hüsameddin hazretleri (tanrı onun aziz olan ruhunu kutlasın) anlatmıştır.

Seyyid Şerefeddin’in Konya büyüklerinden bir dostunun Yusuf gibi son derece güzel yüzlü bir oğlu vardı.

Bütün dünya onun güzelliğine âşık olmuştu.
Bu çocuk candan ve gönülden Mevlana hazretlerinin aşıkı idi.

Daima onu anar ve yemin ettiği vakit de onun ayağının toprağına yemin ederdi.

Her ne kadar babası onu bundan vazgeçirmek istedi ise de, başarılı olamadı.
Bilakis çocuğun Mevlana’ya olan aşkı ve samimiyeti iki misli artıyordu.

Bir gün babasına “ Eğer beni seviyor ve istiyorsan Mevlana’yı bir gün bizim eve çağırır, bir sema tertip eder, beni de ona kul ve mürit yaparsın.

Yoksa ben kendimi öldürür veya şehirden çıkar, deli gibi başıboş dolaşırım” dedi.
Çaresiz baba oğluna olan sevgisinden dolayı razı oldu.

Seyyid Şerefeddin’e gelip bu hali anlattı.
Seyyid Şerefeddin ise kendini beğenmişlerden biri idi.

Mevlana’ya pek kıymet vermezdi.
İnkâr yolu ile bu zata şöyle talimat verdi.

Eğer oğlun mürit olursa, sen Mevlana’dan:
“Bu benim oğlum cennetliktir.

Tanrı’nın yüzünü görecek mi görmeyecek mi?”
Diye sor, bakalım Mevlana ne cevap verecek.

Bu zat şehrin bütün bilginlerini ve büyük adamlarını çağırıp büyük bir sema tertip etti.

Sema bittikten ve yemek yendikten sonra bu zat, oğlunu Mevlana’nın önüne getirdi ve ona mürit yaptı.

Mevlana’dan bu suali sormadan önce,
Mevlana “ Bu talihli çocuk cennetliklerdendir.

O Tanrının yüzünü görmeye layıktır ve onun rahmetine gark olmuştur.
Bu gibi çocuklar bu şehirde pek çokturlar.

Niçin gelip bize mürit olmuyorlar?” dedi.

Bu zat “ Tanrı bunu böyle yaptı” diye cevap verdi.

Mevlana:” Şimdi sen söylemeden önce o Tanrı’yı gördü ve Tanrı da onu bize gönderdi.

Eğer Tanrı istemeseydi ve onu kabul etmeseydi, o, bize gelmezdi ve tanrı’nın ilhamı onun yardımcısı ve mürşidi olmazdı” buyurdu.

Bunun üzerine bu biçare adam Mevlana’nın önünde baş koyup onun müridi oldu.
Tanrı’ya ulaşmış âşıklar sırasına girdi.

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

1.   Yüz yüze gelmeden önce gönülden bir sevginin oluştuğunu öğrendik.

2.   Güzelin başka bir çeşit güzele yöneldiğini öğrendik.

3.   Sevilen çok anılır, akıldan hiç çıkmaz.

4.   Seni sevenle karşılaşmasan bile onun seni sevdiğini bilirsin.

5.   Sevgi için babaya karşı gelinebildiğini, deli gibi başıboş gezinebilindiğini, intihar edinebilindiğini öğrendik.

6.   Hak erenlerini sevenlerin Tanrı yüzünü gördüklerini öğrendik.

7.   Cennetlik olanın yüzünden belli olacağını öğrendik.

8.   Hak erenlerinin Tanrı yüzü görmüşlere adap ve usul öğrettiklerini öğrendik.

9.   Mürit olmak için: Önce Tanrı kabul eder, kendini gösterir sonra dostlarına olgunlaşması için gönderir.

10.                  Tanrı ilhamı o kişinin yardımcısı ve eğitmeni olarak doğru kişiler olan Hak dostlarının yanına gider.

11.                  Cinsin daima kendi cinsinin yanına gittiğini öğrendik

12.                  Hep baba oğluna doğru yolu göstermediğini, oğlun da babayı doğru yola soktuğunu öğrendik.

13.                  Bu işlerin sevgiyle, gönül bağıyla birbirine bağlanmasıyla gerçekleştiğini öğrendik.

14.                  Evliyalara olan sevgi kişinin kendi hevesiyle olmadığını, Tanrı isteğiyle olduğunu öğrendik.

15.                  “Gel, yaklaş” hükmünün gerçekleşmesi için ilk davranışları öğrendik.

 
                                           *
RAVLİ

Popüler Yayınlar