Mevlevi hazretleri bu üç
beyti daima tekrar eder ve Çelebi Hüsameddin’e öğretirdi.
Bana da “ Bunları öğren,
bunlar bana şeyhim Seyyid Burhaneddin-i Muhakkik-i Tirmizi’den (Tanrı onun
sırlarını kutlasın) yadigârdır” derdi.
“ Ruhun başlangıcı Tanrı’nın
arşının nurundandır.
Cisim ve bedenin aslı da
topraktır.
Cebbar (kuvvet ve kudret
sahibi) ve
Melik (padişah) olan Tanrı:(Ben sizin Tanrınız değil miyim?)
Ayetindeki ahdi (söz verme, And) ve mihnetleri
(zahmet, eziyet, gam, keder,
üzüntü, sıkıntı, dert, bela musibet)
Kabul etsinler diye onların
arasına telif
(uzlaştırma, barıştırma için
teklif etti) etti.
Ruh gurbette, cisim de
vatanındadır.
Biçare (çaresiz) ve hazin (üzüntülü
gönüle) garibe (kimsesiz, zavallı, gurbette) acı.”
Yine heyecanlar gösteriyor ve
diyordu:
“Eğer bir deli çenesini
oynatıyorsa,Ona oynat de.
Bundan daha hoş bir sevgili
bulunmaz.”
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Ruhumuz Tanrı
arşının (yüksek çatısı) nurundan yaratıldığını öğrendik.
2.
Cisimlerin
(madde) ve bedenimizin topraktan yaratıldığını öğrendik.
3.
Tanrı’nın
kendisini Tanrı olarak kabul etmemiz karşılığında var oluşumuza devam etmek
için, emaneti almak için; zahmet, eziyet, gam, keder, üzüntü, sıkıntı, dert,
bela musibetleri dünyada kabul ettiğimizi Tanrı’mıza söz verdiğimizi öğrendik.
4.
Tanrı bize bir
uzlaşma, anlaşma teklif ettiğini ve bizim kabul ettiğimizi ve dünyaya
gönderildiğimizi, öğrendik.
5.
Bu antlaşmaya ne
kadar uyduğumuzu imtihan etmek için dünyaya gönderdiğini öğrendik.
6.
Ruhumuzun esas
vatanının Tanrı’nın arşında olduğunu, dünyada bu ruhun bedene konduğunu ve
ruhun gurbette olarak üzüntülü, çaresiz, garip bir biçimde bedenimizde acı
çektiğini öğrendik.
7.
Akıllıların
sustuğunu, bildiğini bile söyleyemediğini öğrendik.
8.
Tanrı’nın faydalı
delilik yapanları sevdiğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Zahmet, eziyet, gam, keder, üzüntü, sıkıntı,
dert, bela musibetleri Tanrı’nın bir imtihanı olarak bileceğiz ve hoş
karşılayacağız.
Şikâyet edenlerden olursan
kaybedersin.
Şükredenlerden olursan
kazanan olursun.
Dünya imtihan için vardır ve
ömür bir andır.
Geçmiş senelere bakarsan bir
an olduğunu kendin de kabul edersin.
Geçmişte bir olumsuz yaşayışa
takılı kaldıysan takınaklı düşüncedesindir ve yanlış yapıyorsun.
An şu andır.
Ne yapacaksan şimdi yap, ne
söyleyeceksen şimdi söyle.
Yarına Tanrı hükmeder.
An’a senin hükmetmen için
yetki vermiştir.
*
RAVLİ