İlahi dost Fahreddin-i
Sivasi(Tanrı’nın rahmeti onun üzerine olsun) ilim sahibi bir adamdı.
O devirde sırları ve manaları
yazmak onun üstünde idi.
(Sırların manalarını yazmak
için yetkili ve yetenekli değildi)
Birdenbire bir delilik geldi,
deli oldu.
Mevlana Hazretleri bu gazeli
o günde buyurdu:
Şiir:
“ Ey
âşıklar,
Ey âşıklar;
Bir aklı hafif
delirdi.
O,Bizim yüzümüzden rüsva olup tımarhaneye gitti ”
Meğer bu adam Mevlana’dan
izin almadan onun sözlerine kalem karıştırır ve onları düzeltmek isteyerek
kelimeleri değiştirirmiş.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
İşte böyle yaren,
Azıcık bir şeyler öğrenince
kendini herkesten, her şeyden üstün görmeye, herkese ders vermeye çalışırsan
delirirsin.
Başkasının sözünü çalıp
kendine mal edersen delirirsin.
Başkasının sözünü değiştirip
çarpıtırda esas anlamından uzaklaştırmaya kalkarsan delirirsin.
Söz ağızdan çıktıktan sonra
vücut bulur ve gerçek olur.
Bu gerçekleşen söz gerçek
sahibini ve değerini bilir ve aslına gider.
Aslına gidince de söz bozulduysa,
kim bozduysa onu sahibi cezalandırır.
İşte böyle, İlahi âlemin
sözünü söyleyen, mübarek ağzından çıkan sözleri sen az aklınla, yetersiz
bilginle değiştirmeye kalkmamalısın.
Kuran’ı yanlış ve eksik
okursan sana hesap sormazlar ama bilerek ve kasıtlı olarak eksik okursan,
manasını kendi göre çıkarın için kullanırsan vay haline.
Her şeyin sahibi var.
Sahipsizlik yoktur.
Bu yazıları yazarken hep
Hazreti Mevlana’nın hışmına uğramaktan korkarak yazdıktan sonra da Hanımım
Rahime Bayraşa’ya okutarak görüşünü alıyorum.
Gönlümüz rahat ve huzur
duyuyorsa yayınlıyoruz.
Bir sıkıntı olursa haddimizi nerde geçtik diyerek tekrar gönül hoşluğu olana kadar inceleyip hatamızı düzeltiyoruz.
Hazreti Mevlana’nın ruhani
bereketinden inşallah hata yapmıyoruzdur.
Yine de Allah’a sığınırım.
Dedelerimin mirasına sahip
çıkmak için uğraşıyorum.
Yarabbi,
İlahi sözlerinin bereketini
bizlere ulaştıran kullarından razıyız,Hatamızı nurunla görünmez et,
Gözümüzü manayı tam anlayacak
şekilde nurlandır.
Âmin.
*
RAVLİ