Bir gün Mevlana hazretlerinin
refakatinde zamanın Cüneyd’i ve devrin Marufu (meşhur) Çelebi Hüsameddin’in
bahçesinde idik.
Mevlana hazretleri de
ayaklarını ırmağın suyuna sokmuş ilahi bilgiler saçıyordu.
Söz sırasında, fakirlerin
sultanı Mevlana Şemseddin-i Tebrizi’nin mehdi ile meşgul oluyor ve sonsuz
övgülerde bulunuyordu.
Veled-i Müderris Bedreddin
Veled bunu işitince bir ah çekti ve
“Çok yazık, çok yazık” dedi.
Mevlana “Niçin yazık, neye
yazık?
Niçin hayıflanıyorsun (Acınmak,
üzülmek, yerinmek)? Hayıflanmanın sebebi nedir?
Bizim aramızda hayıflanma ne demek oluyor?”diye buyurdu.
Bedrettin utanıp baş koydu ve
“Mevlana Şemseddin-i Tebrizi hazretlerini idrak (yüceliğine akıl erdirmediğini, anlayamadığını, fark edemediğini) edemediğim ve onun nurla dolu olan huzurundan faydalanamadığım için hayıflanıyorum.
Bu kulun bütün eseflenmesinin
ah u vah etmesinin sebebi de budur.” Dedi.
Mevlana hazretleri bir an
susup hiçbir şey söylemedi.
Sonra “Eğer Mevlana
Şemseddin-i Tebrizi’ye ulaşmadınsa, babamın mukaddes ruhuna yemin ederim ki,
saçının her bir telinde yüz bin Şems-i Tebrizi asılı bulunan ve onun sırrının
sırrını idrakte Şems-i Tebrizi’nin bile şaşa kaldığı birine ulaştın” buyurdu.
Şiir:
“Şah ve dilber olan Şems-i
Tebrizi bütün şahlığı ile bizim canımızın muhafızı idi”
Arkadaşlar birdenbire
neşelendiler ve semaa başladılar.
Mevlana hazretleri de bu
gazeli söyledi.
Şiir:
“Ağzımdan birdenbire gül ve
gül bahçesinin adı çıktı.
Bunu işitir işitmez o gül
yanaklı sevgili gelip ağzıma vurarak sultan benim, gül bahçesinin canı benim,
benim gibi bir şahın yanında bulunduğun halde şunu bunu nasıl anıyorsun?”dedi.
Derler ki, Bedreddin bu
olaydan dolayı üzülüp hastalandı.
Bir köşede kendi âlemine
çekilip tövbe ve istiğfarda bulunup sıhhat buldu.
Tekrar şeyhin hususi
inayetiyle müşerref oldu.
(Yardım ederek, af ederek
tekrar kendisine yaklaştırdı)
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Değerli birinin
değerini anladığın zaman o kişi yoksa onun yakın arkadaşı da değerlidir.
2.
Yakın
arkadaşından yararlanabilirsin.
3.
Değerli olanı
bilmeyen, göremeyen, anlayamayan daha değerlisini zor anlar.
4.
Hazreti Mevlana’nın dem üzerine olduğunu
öğrendik (ölü kalpleri diriltmesi), yani özünü Allah’ın rahmetine vermiş
olduğunu öğrendik ki sayısız Şems hazretlerinin sırları bildiğini ama ne manaya
geldiğini ama sırların Hazreti Mevlana’nın daha iyi anladığını Şems
hazretlerine o sırrın da sırrını söylediğini, Şems hazretlerinin hayrette
kaldığını öğrendik anladık.
5.
Şemsi Tebrizi
hazretlerinin sırlara sahip olduğunu öğrendik.
6.
Mevlana
hazretleri dostu, arkadaşı, sırdaşı, Şemsi Tebrizi’nin adını diline aldığı vakit
de Şems hazretlerinin geldiğini, şah benim, can benim, gül benim, gül bahçesi
benim, sen kendi kendini niye yüceltiyorsun diye susturduğunu öğrendik.
7.
Yine öğrendik ki
bu iki büyüğümüz birbirini tamamladığını, birbirini tamamlamaya çalıştıklarını
öğrendik.
8.
Yine öğrendik ki
vücutları her nerede olurlarsa olsunlar birbirinin adını andığı an bir araya
geldiğini öğrendik.
9.
Yine öğrendik ki
Şems’i Tebrizi hazretleri canımızın bekçisi olduğunu öğrendik. (Canını sıkacak,
bozacak şeylere engel olduğunu öğrendik)
10.
Allah’a giden
yolda üstünlük olmadığını, Allah’a ulaşıldığı zaman astlık üstlük bittiğini
öğrendik.
11.
Yolda olanlara
varmış, ileride, beraber, arkadan geliyor tanımlaması yapıldığını öğrendik. Biri
diğerinden üstün tanımlamasının yapılmadığını öğrendik.
12.
Büyüklerimize
karşı bilmeden bir terbiyesizlik yaptığımız zaman uzaklaşmak yerine pişman
olduğunu bildirerek af edilmesini isteyip, ilişkiye devam edilmesi gerektiğini
öğrendik.
13.
Büyüklerin
bizleri af dilediğimiz zaman af ettiklerini öğrendik.
14.
Ah vah etme ey
yaren, keşke o zaman yaşasaydım deme, büyüğümüzü bulamıyorsan onun yakınlarını
bul, yakınını da bulamıyorsan o yoldakileri bul, bu yolda olanlar seni o
büyüğümüze ulaştıracak yolu sana gösterirler.
15.
Ey yaren bir daha
söyleyeyim de iyice anla! Ölen vücudundur, canın, ruhun, gönlün, kalbin diri
kalır. Nefsine bu saydıklarımı bağlayıp esir etmemişsen ölümsüzsün ve hareket
eder durumdasındır.
16.
Yaren sıra
ulaşıyorsun bitmiyor, sırrın sırrına ulaşıyorsun orada da sır bitmiyor sırlar
devam ediyor.
17.
Her fırsatı
değerlendirmek için manevi vazifelerini yapmalısın.
*
İnşallah
Hazreti Mevlana’nın deminden, Hazreti Şems hazretlerinin sırrından Allah nasip
ve kolay eyler.
Âmin.
*
RAVLİ