Bir gün babam hazretlerine
“ Dostlar biz Mevlana’yı görmediğimiz vakit
keyfimiz kaçıyor ve neşemiz gidiyor diyorlar “ dedim.
Babam
“ Kimin bensiz keyfi kaçıyorsa beni tanımamış
demektir.İşte benden, bensiz hoşlananlar beni tanımışlardır” buyurdu.
Ve Bahaeddin; her ne vakit
ki, kendini keyifli ve hoşhal görürsen işte sendeki o hoşluk benim.
Nitekim demiştir.
Şiir:
“ Fakat bizi aradığın vakit
şenlik tarafında ara;
Çünkü biz neşe dünyasının
güzel bayındırlığında ikamet edenlerdeniz.”Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Mevlana
Hazretlerini tanıyanın neşeli olacağını öğrendik.
2.
Mevlana
hazretlerini tanıyanın kendisi olmasa bile keyifli olacağını öğrendik.
3.
Mevlana’yı şenlik
tarafında arayacağımızı öğrendik.
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin nuru
insana neşe, huzur, sevinç, hoşluk veren bir nurdur.
(Şimdiki anlatımla pozitif
enerji diyorlar)
Kişinin bu nuru bulması,
emmesi, alması, muhafaza etmesi, yaşamında kullanmasının tüm inceliklerini Hazreti
Mevlana’ya kul (sevgiyle bağlanırsan) olursan zorluk çekmeden sahip olursun.
Hazreti Mevlana insani
ruhumuzun nasıl hareket edeceğini öğretti.
Eğer insanı ruhun sevgi ile
bir nurlu kişiye bağlıysa o olmasa bile onu düşündüğün an onunla beraber
olabileceğini açıkça anlatmış ve örneklerle göstermiştir.
İnsanı ruhun bu yeteneğini
bilmiyorsan sadece görsel ve bedensel dış görünüşte kalmış, iç âleminin
sırlarını alamamışsın demektir.
Kendini mal, mülk, para,
makam, şöhret gibi şeyleri sevmiş ve bağlanmışsan insani ruhun da o sevdiğin
şeylere bağlanıp kalır.
Tanrı’yı sevmiş, Tanrı’nın da
sevdiklerini sevmiş biri olursan insani ruhun özgür olarak sevinçli bu
büyüklerimizin yanına ismini anmakla, düşünmekle anında ulaşabilir, neşe ve
zevk içinde yaşarsın.
Tabii ki söz dinler, temiz
kalmaya çalışırsan seni kendilerine yaklaştırırlar.
Beni bu halimle kabul etsinler
diye düşünürsen kapıdan içeri bile alınmazsın.
Senin sevgi ile bağlanmanın
gereklerini yapman ve yapmaya çalışman beklenir.
Aşk konularında bu geniş
olarak işlenmiştir.
Sevdiğine nefsini, gönlünü,
canını, ruhunu vereceksin ki o da seni kendinden kabul edip kendisinde
olanlardan sana verecek.
Sen hiç bir şey verme veya
çok az bir şey ver ama çok şey beklersen ahmaklardan olduğun ortaya çıkar.
Sen kendinin tamamını ver ki sevdiğin de sana kendinin tamamını versin.
İşte böyle yaren,
Ben ve ben merkezli düşünüşün
ve davranışın seni kendine hapseder ve ancak elinin uzanabileceğinden daha
fazlasına sahip olmana engel olur.
Tanrı’yı buldun, sevinç ve
neşe göster, Tanrı’nın sevdiğini buldun ne duruyorsun sevin, neşe içinde oyna,
coş, nara at
Hayattan ne bekliyorsun ki,
toplayıp biriktirdiğin mal, mülk, para mademki bu dünyada kalıyor ahirete
gitmiyor.
Ölümün gerçekliği de ortada.
Sevincin yolu ve kuralları da
açıkça anlatılmış durumda.
Sevdiğinin adını andığın an
içini sevinç kaplamıyorsa seviyorum demen yalan olur.
Toplumun değerlerine bağlı
kalarak ruhunu neden esir ediyorsun.
Bırak sana deli desinler,
divane desinler ama yakaladığın sevinci asla kaybetme.
Biz Tanrı kurallarını
önemseriz.
Hazreti Peygamberimizin
yolundan gideriz.
O yoldan Tanrı’ya ulaşan
Mevlana’yı severiz.
Bize Tanrı yolunu kim
gösterdiyse onu severiz.
Biz severiz, sevgi bizim
gıdamız, değerimiz, suyumuz, havamız.
Sevgimizi abartıp
göstermiyorsak, gizliyorsak sevgimize zarar gelmemesi, nazar değmemesi içindir.
Gönülden gönüle giden bir yol
diye diğer bir ifade ile de anlatılır.
Kalpten kalbe giden bir yol
diye de anlatılır.
Her ne şekilde ve isimle
anlatılırsa anlatılsın sevgi (aşk) kendine bir yol bulur ve sevdiğine ulaşır.
Sevmenin göstergesi sevdiğini
andığın veya düşündüğün an içine sevinç doluyorsa seviyorsun ve sevdiğine bir
yol bulmuşsun demektir.
Seviyorum dediğin zaman içine
sevinç dolmuyorsa ondan başka sevgilerin içinde olduğunu bilmelisin ve onlardan
kendini temizlemelisin.
Yaren hayatın gerçeklerinden
kaçıp bunu nasıl yapayım dediğini duydum.
İşte sana cevabım:
Tanrı sana o kadar kuvvetli
donatılar vermiş ama sen kendini tanımadığın için acizliğe sığınıp
tembelleşiyorsun.
Elindeki gittiği zaman yoksulluğa düşeceğin korkusuna kapılıyorsun.
Sen elindekine kendini kendi ellerinle bağladıysan ben sana ne diyeyim.
Bunca zaman bir şekilde
yedin, içtin, barındın geldin.
Bundan sonra ne diye endişe
ediyorsun ki.
Tanrı Türk milletine acıdı da
yardıma geldi.
Bolluk ve bereketini üstümüze
yığdırdı.
Hazreti Mevlana’nın nuru
halen aktiftir ve kuvvetlidir.
İnanan yararlanır, bu yolda
giden faydasını görür.
*
RAVLİ