30 Kasım 2012 Cuma

MEVLANA VE RUHUNA KATILMAK

Hakikati arayanların kendisi ile öğündüğü ve guyendelerin (güzel söyleyen) tadı olan Şerefeddin-i Osman-ı Guyende, Mevlana’nın eski nedimlerindendi (sohbet arkadaşı).

O şöyle anlatmıştır.

Bir gün zamanın veliyyesi olan Kirama Hatun’un bağında idik.
Mevlana üç gün üç gece sema etti, heyecanlar içinde idi.

Üç takım hanende (şarkı söyleyenler) okumaktan ve uykusuzluktan aciz kalmış ve bitkin bir hale gelmişti.

Ben sema arasında Kavval (söyleyici) Zeki’nin kulağına “ Üç geceden beri eve gitmedim.

Acaba çoluk çocuk ne oldu “ dedim.

Bu sırada Mevlana hemen mübarek eteğinin altından bir avuç yeni basılmış gümüş para çıkardı, bizim defimizin içine öyle bir attı ki, tefin derisi patladı, paralar yere döküldü.

Biz bunları toplayıp saydık.
Bin yedi yüz sultani idi.

Biz onun gösterdiği bu kudretten hayretlerde kaldık.
Mevlana erkenden evden çıktı, bağın içine doğru yürüdü.

Ben de nereye gidecek diye hep arkasından gittim.
O hangi ağaca rastlasa, selam veriyor ve bütün ağaçlar secde ediyorlardı.

Ve bana Kuran’daki (Yıldız ve ağaçlar secde ederler)
(Rahman suresi 6)

Bu hal karşısında feryat ve figan edip heyecanlar gösterdim.
O bana “ Sus, bir şey söyleme “ diye mübarek yeni ile işaret etti.

Ben bu heybetten üç gün üç gece kendimden geçmiş ve dili tutulmuş bir yerde düşüp kalmışım.

Arkadaşlar beni aramışlar.
Mevlana “ Bizim Osman kendinden geçmiş, falan yerde uyumuş yatıyor” demiş.

Ben binlerce niyaz ve edeple yerimden kalktım, Mevlana’nın huzuruna gidip günahımın bağışlanmasını istedim.

Bütün ömrümde keder, fakirlik ve sıkıntı yüzü görmedim.

                                           ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

1.   Tanrı erine hizmet ederken evimizi, çocuğumuzu, alacağımız parayı düşünmenin yanlış olduğunu öğrendik.

2.   Anı yaşayarak Tanrı âlemine gidenlere ruhumuzla katılarak birlikteliği bozmamamız gerektiğini öğrendik.

3.   Bir şeyin büyüklüğünü, yüceliğini anlamak için ille de olay yaşamak gerekmediğini öğrendik.

4.   Ruh bütünlüğüne iştirak etmeyeni dışarıya atıp uyuttuklarını öğrendik.

5.   Hatasını anlayıp bağışlanmasını isteyenin bağışlandığını, keder çekmekten, fakirlikten ve sıkıntı çekmekten korkanın bu korkularından kurtularak eminliğe geçtiğini öğrendik.

 

İşte böyle yaren,

Bazıları tek yürek, tek beden, tek gönül, tek can olmaktan korkar ve kaçarlar.

Kişisel çıkar ve endişelerinde olduklarından büyük kazançları kaçırırlar.

Lider emin kişi ise, bulunanlar emin kişiler, yer emin yer ise hala birtakım şeyler için endişeleniyorsak hastalıklı bir ruhumuz var demektir.

Ey yaren,
Dün geçti, geleceği Allah bilir, o halde anı yaşa, yaşamın sevincini bütün iliklerinde duy.

Hastalığın, dertlerin, sıkıntıların bir şekilde zaman içinde hallolur.
Bu gün endişe etmek sorununu çözmez ki.

Tanrı’ya dua et.
Tanrı erlerinden dua al.

Dua alacak her ne elinden geliyorsa yap.
Sıkıntıya, derde, hastalığa kendini teslim etme.

Mevlana Hazretlerinin her olayında bir ayeti gerçeklediğini öğrendik.

                                    *
RAVLİ

Popüler Yayınlar