11 Kasım 2012 Pazar

HÂKİM

Âlim, cahil insanları, hâkim ise âlimleri terbiye eder.
Hâkimi terbiye eden de Allah’tır.

Âlim bir veya birkaç konuda âlim olur.
Fakat nefsinin hallerinden bilgisiz ve cahil kalır.

Âlim, hâkime gider ondan manevi bilgiler öğrenir, ahlakını iyileştirir.
Yedi vadiden geçer ve ibadete devam etmek suretiyle arif ve kâmil bir zat olur.

(Feridüddin-i Attar hazretlerinin MANTIK AL-TAYR ‘kuşdili’ ikinci cildi sitemde bilgilerinize izah edilerek arz edilmiştir.

İstek, aşk, marifet, istiğna, tevhit, hayret, fakr u fena vadisi olarak hikâyeleriyle birlikte okumanızı önerir ve kitabı satın almanızı isterim.)

Bunlara yapan yolcu kâmil ve temiz kalbiyle Allah’ın huzuruna vararak hikmetlerini görür ve onun kanunlarıyla (şeriatı) sevgilisi Hz. Muhammed (S.A) izinden gidip boynu bükük, gönlü alçak olarak veliliğin en yüksek mertebesini kazanır ve bütün adap ve erkân ile ilim ve fenleri toplar.

Çünkü kâmil insan, Allah’ın rızasını gönlünün genişliğinde ve huzurunda bulur.

Onun heybet ve azametini, kalbinin daralışı ve sıkılışı esnasında bilir.

İlahi hikmetleri bilen hâkimin âdeti, insanlar içinde bulunduğu zaman susar ve kalbiyle Allah’ın huzuruna gider, sonra ondan sorulanlara ancak gönlünden, ona beliren cevabı verir.

İlahi hikmetleri bilen bir gün mecliste vecde gelir ve hikmet diliyle gayet tatlı konuşmaya başlar ve mana âleminin hakikatlerini inceleyip anlamanın verdiği zevkle göğüsleri çatlatacak nitelikte manalı sözler söyler.

Sonradan ona, çok hoşumuza giden o manaları bir daha tekrarlarsanız çok iyi olur deyince hâkim onlara;

Evet, o aşk hali bir daha gelse benim için de çok hoş olur, yoksa söyleyeceğim boş sözlerin bir zevk ve lezzeti olmaz der.

Hâkim
Birlik alanına girer.

Allah’a inancındaki şüpheleri atar temizlenir.
Korku ve çekingenliği ortadan kaldırır.

Kendi bilgilerinin ve kararlarını siler tamamını atar.
Sabırsızlık ve telaşı ortadan kaldırır.

Kızma ve öfkeyi kalbinden söker atar.
Nefsine ve dünyaya ait bütün arzu ve heveslerle şehvani istekleri söker atar.

Başkalarına yönelişi ve itibarı, halka ve giyinişe karşı sevgi varsa söküp atılır.

Dünya ve ahiretten vazgeçer.
Zevk ve lezzet içinde olgunlaşır.

Böylece maksadına ve muradına erişir.
Akıllı olan, velilerin hikmetlerine (çalışmalarına) meyleder ve onları isteyen olur.

Arif olan bu hikmetleri bilir.
Hikmetleri öğrenmek ve hikmetlerin (Çalışmaları) nimetleriyle lezzetlenmek bir mutluluktur.

Velilerin hikmetlerini (çalışmalarını) unutmayıp saklayan hakikatlerden faydalanıp onları söyleyenin kadir ve kıymeti yükselir, aziz olur.

Kalbi tertemiz olan külli akıl (Allah)’dan hikmet (Davranış) dersi alır ve hikmet ilmi ile kalbi dolup sonsuzluk denizine gömülür.

(Marifetname. İbrahim Hakkı Hz. I Cilt son sayfa) Alıntı.

                                     *

RAVLİ

 

Popüler Yayınlar