Hâkimi terbiye eden de Allah’tır.
Âlim bir veya birkaç konuda
âlim olur.
Fakat nefsinin hallerinden
bilgisiz ve cahil kalır.
Âlim, hâkime gider ondan
manevi bilgiler öğrenir, ahlakını iyileştirir.
Yedi vadiden geçer ve ibadete
devam etmek suretiyle arif ve kâmil bir zat olur.
(Feridüddin-i Attar
hazretlerinin MANTIK AL-TAYR ‘kuşdili’ ikinci cildi sitemde bilgilerinize izah
edilerek arz edilmiştir.
İstek, aşk, marifet, istiğna,
tevhit, hayret, fakr u fena vadisi olarak hikâyeleriyle birlikte okumanızı
önerir ve kitabı satın almanızı isterim.)
Bunlara yapan yolcu kâmil ve
temiz kalbiyle Allah’ın huzuruna vararak hikmetlerini görür ve onun
kanunlarıyla (şeriatı) sevgilisi Hz. Muhammed (S.A) izinden gidip boynu bükük,
gönlü alçak olarak veliliğin en yüksek mertebesini kazanır ve bütün adap ve
erkân ile ilim ve fenleri toplar.
Çünkü kâmil insan, Allah’ın
rızasını gönlünün genişliğinde ve huzurunda bulur.
Onun heybet ve azametini,
kalbinin daralışı ve sıkılışı esnasında bilir.
İlahi hikmetleri bilen
hâkimin âdeti, insanlar içinde bulunduğu zaman susar ve kalbiyle Allah’ın
huzuruna gider, sonra ondan sorulanlara ancak gönlünden, ona beliren cevabı
verir.
İlahi hikmetleri bilen bir
gün mecliste vecde gelir ve hikmet diliyle gayet tatlı konuşmaya başlar ve mana
âleminin hakikatlerini inceleyip anlamanın verdiği zevkle göğüsleri çatlatacak
nitelikte manalı sözler söyler.
Sonradan ona, çok hoşumuza
giden o manaları bir daha tekrarlarsanız çok iyi olur deyince hâkim onlara;
Evet, o aşk hali bir daha
gelse benim için de çok hoş olur, yoksa söyleyeceğim boş sözlerin bir zevk ve
lezzeti olmaz der.
Hâkim
Birlik alanına girer.
Allah’a inancındaki şüpheleri
atar temizlenir.
Korku ve çekingenliği ortadan
kaldırır.
Kendi bilgilerinin ve
kararlarını siler tamamını atar.
Sabırsızlık ve telaşı ortadan
kaldırır.
Kızma ve öfkeyi kalbinden
söker atar.
Nefsine ve dünyaya ait bütün
arzu ve heveslerle şehvani istekleri söker atar.
Başkalarına yönelişi ve
itibarı, halka ve giyinişe karşı sevgi varsa söküp atılır.
Dünya ve ahiretten vazgeçer.
Zevk ve lezzet içinde
olgunlaşır.
Böylece maksadına ve muradına
erişir.
Akıllı olan, velilerin hikmetlerine
(çalışmalarına) meyleder ve onları isteyen olur.
Arif olan bu hikmetleri
bilir.
Hikmetleri öğrenmek ve
hikmetlerin (Çalışmaları) nimetleriyle lezzetlenmek bir mutluluktur.
Velilerin hikmetlerini (çalışmalarını)
unutmayıp saklayan hakikatlerden faydalanıp onları söyleyenin kadir ve kıymeti
yükselir, aziz olur.
Kalbi tertemiz olan külli
akıl (Allah)’dan hikmet (Davranış) dersi alır ve hikmet ilmi ile kalbi dolup
sonsuzluk denizine gömülür.
(Marifetname. İbrahim Hakkı
Hz. I Cilt son sayfa) Alıntı.
*
RAVLİ