Bütün insanların bilginlerinin malumudur ki, bu mana, fetva, takva (Allah korkusuyla dinin yasak ettiği şeylerden kaçınma) hanedanını erkek kadın bütün evlat ve temiz ahfadı (Oğul oğulları, torunlar, yardımcılar, hizmetkârlar) nur unsurundan yaratılmış temiz sır ile yoğrulmuştur.
Onlar daima gözüküyorlarsa da gözü perdelilerden saklıdırlar.
Mahrem olmayanlar bu nuru görmekten çok uzaktırlar.
Nitekim Mevlana Hazretleri buyurmuştur:
“ O hayvanlar, bitki ve madenler tecelli çocuklarıdırlar.
Onun için onlar sadelik perdesi altında gizli ve bu dört unsurda (Hava, toprak, su, ateş) yaratılmışlardır.
Bundan dolayı onlar bu gözlerle göremezler.
Tanrı benim velilerim benim kubbelerimin altında emin bir halde bulunuyorlar. Buyurmuşlardır.
Bu itibarla onların sırrını Tanrı’dan başka kimse bilmez.”
(Mesnevi 6.Cilt. S. 376/1813-1812)
Kudreti ve kelimesi yüce olan Tanrı’nın zatının nurları bütün eşya üzerine genel ve özel olarak daima dökülmektir.
Nebilerin ve velilerin görünüşteki mazharlarından zuhur eden kerametleri ve mucizelerde, her zaman ve her yerde zuhuru daim olan o feyzin (Çoğalan bolluk ve bereket) eserleridir.
Ve bunların hepsi:
“ Onun kökü yerde sabittir, dalları göktedir.
Her zaman da meyvesi vardır”
(İbrahim suresi 24-25)
Ayetinde buyrulduğu durum âlemin sonuna kadar cömertliği eksik olmayan o mübarek vücudun ağacının yemişleridir.
Bunlar, onun varlığına kudretli delildirler.
Eğer bunların hepsinin menkıbe ve mertebesi hakkında yazılsa, bu açıklamalara sığmaz, defterler yetmez.
ŞİİR:
“ O fetihlerin şerhini (Tanrı ilminden açıklama ) söylemem için bana,
Nuh’un ömrü gibi uzun bir ömür lazımdır”
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1. Nuh Aleyhisselamın ömrünün 950 seneden daha fazla olduğunu Ankeb’ut suresi 14 ayetinden öğrendik.
2. Mevlana hanedanından Tanrı sırlarını öğrenmeye başlayan kimsenin yakınlaşabileceğini öğrendik.
3. Görüş ve duyuş perdesi açılmamışların Mevlana soyunun nurunu göremeyeceğini, anlayamayacağını öğrendik.
4. Her zaman Tanrı kudretiyle Mevlana hanedanının meyvesi olacağını öğrendik.
5. Toprak, ateş, hava sudan başka nur ve temiz sırlar ile yaratılıp faydalı olduklarını öğrendik.
İşte böyle yaren,
Her meraklının anlayacağı ve sevip benimseyeceği alan Mevlevilik değildir.
Mevlevi olmak için şeriat hükümlerini anlayan ve tatbik eden olmalısın.
Şeriat temelin olmazsa sana çok açık olarak anlattıklarımızı bilirsin ama anlayıp yaşamına geçiremezsin, ham bilgi olarak taşırsın.
Mevlevilik Tanrı’ya giden bir uzun ve zamanının büyük bir kısmını alan yoldur.
Mevlana Hazretleri seni ister ve de senin tamamını ister.
Başka bağların varsa bu yolda ilerleyemezsin.
Her söz ve davranışları nurla yoğrulmuş olan bu yol gösterici ve alıp götüren büyüklerimizin her sözünü dikkatli bir biçimde önemsemek ve yaşama geçirmek için çalışılmalıdır.
Bu çalışmayla elde edişin çok az olmakla birlikte bu yolda olduğun bir zaman sana yardım gelerek binlerce yılda alacağın mesafeyi Tanrı izni ile bir anda yardım ederek aldırırlar.
Ey yaren,
Aşk yolu olan bu yola er olan, yiğit olan devam eder.
Burada doğruyu öğrenir kabul edersin ama yanlış yaptığını asla kabul etmezsin.
Yolda kalırsan yanlış yaptığım dediğin şeylerin nedenini ve niçin ini bulur bir şekilde düzeltir, pisliğinden ve yük olmasından kurtulursun.
Herkese nasip olmayan bu alana girdiysen sakın bu fırsatı kaçırma.
Denize giden damla, yağmurla yağdıktan sonra dereden nehre, oradan denize ulaşır.
Her akıl bu söylenenleri anlayamaz ve kıymetini bilemez.
Tanrı’nın perdesini açtığı kişilerden oluruz inşallah.
Bu yol kolay olur inşallah.
Âmin.
*
RAVLİ
