4 Mart 2012 Pazar

ULU ARİF ÇELEBİ VE ASLANIN YANINDA KURTLUK YAPILMAZ

Bu hikâyeyi anlatan (Eflaki) rivayet eder ki:

Bir gün Çelebi Hazretleri, bu kulunun evine gelmişti.
Dostlar da huzurda hazır olmuşlardı.

Arkadaşların efendisi Ayine dar oğlu Konyalı Hüsameddin ki Şayyad-i Nadir ve yar-ı şair idi.
Gazeller okumakta idi.

Çelebi Hazretleri inayetler (İyilik adına bilgi vermekte) buyurmakta, kudretler göstermekte iken ansızın Hüsam:

“ Ey Eflaki!
Ben seni öldüreceğim” diye söze başladı.

Ben:
  Tabii velayet (Manevi) olarak” diye cevap verdim.

Hüsam:
Yok, suret ile (gerçek surette)  “ dedi.

Çelebi Hazretleri buyurdu ki:
“ Bu günlerde sen ölürsün, kendi başının çaresine bak “ dedi.

Hüsam incindi, kalktı, Bey şehri tarafına gidip hasta olarak Akşehir’e geldi.
Kendini beğenme hali içinde dünyadan göçtü.

Çelebi, hadden aşırı üzüldü ve acıdı.
Yarana (Dostlara) dönerek:

“ Allah erenlerinin önünde küstahlık etmenin, edep dışı söz söylemenin büyük tehlikesi vardır, kutlu değildir.

Gönül gözü açık ariflerin sohbetinde susmak ve gönül almak gerekli şeylerdendir” deyip şu beyti okudu:

“ Kim bu kükremiş aslanın önünde kurt gibi ağzını açıp, edep dışı konuşursa.

Aslan kurdu nasıl paraladıysa, onu da, paralar.
Ona nasıl fentekamna okuduysa buna da okur.
(Bu sebeple onlardan intikam aldık)
(Hicr suresi 79)

Aslandan pençeyi yer,
Aslanın önünde yiğitlik satanın aklı yoktur (Aptaldır).
(Mesnevi 1.Cilt s.193/3133-3134)

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                       ***
Tahsin Yazıcı ve Feridun Nafiz Uzluk (Nur içinde yatsınlar) tercümeleriyle)

Neler öğrendik:
1.    Gönül gözü açık arif olanların, Tanrı erlerinin huzurunda terbiyeli davranmamız gerektiğini öğrendik.
2.    Büyüklenmenin zarar verdiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Şüphesiz iyi işler yapan sevinç içinde olurlar.
Sevinç içinde olanın kendini büyük sayması, başkalarından üstün görmesi sahip olduğu sevincin faydasını zarara çevirir.

Şüphesiz herkes kendine güvenmelidir ve yaptığı işi en güzel şekildi yapmalıdır.
Ancak takdiri kendi yapmamalıdır.

Şüphesiz herkes gücünü kullanmalıdır ve göstermelidir.
Ancak daha güçlü olanı bilmelidir ve karşısında susmalıdır.

Bütün güzel işler alçak gönüllü olan kişilerin saygılı davranışlarıyla daha değer kazanır ve çevresi tarafından beğenilen olur.

Hakikate ulaşamamış, Tanrı tarafından güçlendirilmemiş kişilerin kendine güvenip başkalarına savaş açmalarına Hazreti Mevlana tahta kılıç tabiri yapar.

Tahta kılıçla savaşmaya kalkarsak hakiki kılıç karşılık verdiği zaman canımızdan oluruz.
Kılıcımız tahtadan ise kılıfında durması daha doğru olur.

Bakışımızda, görüşümüzde, arayışımızda hep kendimizden üstün olanı aramalıyız ve onlara saygı ile yaklaşmalıyız.

Benliğimizi güçlendirecek düşünceden ve davranıştan kendimizi kurtarmaya çalışmalıyız.

Ben ve benlik kendi haline hiçbir zaman bırakılmaması gerekir.

Firavunlaşma veya Nemrutlaşma ben ve benlik konusunu sınır içine alamamaktan, denetim sağlayamamaktan ve kendi haline bırakıp vahşileşmesine ortam sağlamaktan olduğunu öğrendik, anladık.
                                                 *
RAVLİ

Popüler Yayınlar