22 Mart 2012 Perşembe

BAĞ VE BAĞDAŞMAK


Beyazıt, dünyadan gidince bir dervişi o gece Şeyh’i rüyasında gördü.

“Ey pirliğe layık pir, Münkir ve Nekir’le halin ne oldu?” diye sordu.

Beyazıt, dedi ki:” O iki ünlü melek gelince bu yoksuldan rabbini sordular”

Dedim ki: “Bu soru, ne sizin için bir yüceliktir, ne benim için,

Çünkü Tanrım, ancak odur desem bu söz, benim sözümden ibaret kalır.

Fakat buradan Tanrı tapısına varır da hali ondan sorarsanız doğrusu belli olur.

Eğer bana kulum derse işte iş burada…
O vakit Tanrı’ya ünlü bir kul olmuş olurum.

Yoksa…
Beni kullarından saymazsa kendi kaydıma düşerim, onun tarafından terk edilir, giderim!

Birisiyle bağdaşmak kolay değildir.
Hadi, ben ona rabbim diyeyim…
Ne fayda!

Onun kulluk bağına bağlanmadıktan sonra efendiliğinden nasıl dem vururum?

Onun efendiliğini tasdik ediyorum, başım önümde…
Fakat asıl onun bana kulum demesi lazım.

Eğer sevda, senden olursa sen, onun aşkına tam layık olursun.

Ama sevda, senden olursa bil ki sevgi, ancak sana layıktır, kendinden kendinedir.

Eğer o sana ateş salarsa alevlenir, neşeden bir ateş kesilebilirsin.

Ey hakikatten haberi olmayan, iş ondadır, bunda değil!
Her hünersiz kişi, ondan nasıl haberdar olabilir?
                        
                                  ********
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri.
M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
                                     ***
Kabir hayatının başlangıcında Münkir, Nekir melekleri kabirde seni sorgulamaya gelecekler,
Rabbin kim?
Dinin nedir?
Peygamberin kimdir?

Diye soracaklar.

Alınan cevaba ve yaşam boyu kayıtlarını tutan Kâtiben meleklerinden de defterin alınarak kıyamete kadar kalacağın ruhlar âlemindeki (Berzah) yerine götürüleceksin.

Dünyada yaptıklarına göre ruhlar âlemindeki topluluğun içine konacaksın.

İnsani ahlaka sahip işler yaptıysan insanların yanına,
Müminsen müminlerin yanına ruhun konacak.

Dünyada hayvani ahlaka göre yaşadıysan:

Kibirli huydaysan kaplanların yanına,
Saldırgan huyluysan aslanların yanına,

Kıskançlık yaptıysan kurtların yanına,
Öfke ve kızgın huylu isen köpeklerin yanına,

Hilekâr huyluysan tilkilerin yanına,
Aldatan huyluysan tavşanların yanına,

Kadına şehvetin çoksa eşeklerin yanına,
Kadının arkasına şehvetin varsa domuzların yanına,

Kadın kadına şehvetin varsa koyunların yanına,
Obur huyluysan ineklerin yanına,

Doymazlık huyluysan karıncaların yanına,
Cimri huylu isen farelerin yanına,

Kin güden huyluysan develerin yanına,
Zevk peşinde koşan huyluysan kırmızı develerin yanına,

Düşmanlık yapan huyda isen yılanların yanına,
İnciten huyluysan akbabaların yanına,

Kuruntulu huylu isen sarı arıların yanına kıyamete kadar kalacak şekilde konacaksın.

Dünya yaşamında insani ruhu öne çıkarıp baş tacı yapan helal ve temiz yaşamış, Tanrı’ya inanmış kimseler sevinç içinde kıyametin kopma zamanına kadar bekleyecekler hatta ne çabuk oldu kıyamet diye hayret edecekler.

Hayvan ruh ile yaşamını yaşamışlar sıkıntı içinde bir an önce kıyamet kopsun da bu durumdan kurtulalım diye sabırsızlık içinde bekleyecekler.
                                     *
Hesap vermekten korkanlar:
Yukarıdaki başına gelecekleri bilenler inanıp ama inancın gereklerini yapmayanlar, hazırlık yapmayanlar kendilerini kurtarmak için tekâmül, olgunlaşma piramidi, ruh göçü gibi felsefi (aklın duygu sonrası his boyutunda ürettiği) birtakım kaçma yolları ararlar.

Tanrı benzer yaratır ama aynı yaratmaz.

Hesaptan kurtuluş istiyorsan bu dünyada Tanrı ölçülerine göre kendin kendini hesaba çek.
                                     *
Beyazıt benim dediğim önemli değil diyor, önemli olan kabul edenin sözü ve davranışıdır.

Seviyorum, beğeniyorum gibi yüce laflar etsen bile eksikliğini bilemediğin için kendini tam ve iyi yaptım sanırsın ki bu laflar sadece sende kalır.

Beğenilmek için önce bağdaşman lazım.
Bağdaşmak anlaşmaktır, uzlaşmaktır, uyuşmaktır.

Kabul görmesi için başka işler yapmak gerekir, beğenilmek, takdir edilmek hem de yüce Tanrı’dan o kadar kolay değildir.
                                       *
Aşağıdan yukarı baktıysan bir de yukarıdan aşağıya bak bakalım aynı görüşün olacak mı?
                                       *
Yukarıdan aşağı baktıysan bir de aşağıdan yukarıya bak bakalım aynı mı?
                                        *
Yeni edindiğin bir bilgiyi neden hemen doğru kabul ediyorsun, aklın yok mu?
Geneli içinde bu bilgiyi değerlendir de öyle kabul et.
Aklın çer çöp dediğimiz her maksatlı bilgi diye sana sunduklarını ayrıştır da öyle kabul et.
                                        *
Kaynak ne kadar temiz ve tarafsız ise ve kaynağına yakın ise o zaman bu bilgiye itibar et.
Önyargılı ve taraf olarak yaklaşımın olursa sadece kendi yanlış bilgini onaylıyorsa kabul edersin, gerisini değersiz kılarsın.
                                        *
Kulluk sevgiyle bağlanmak ve hizmet gerektirir.
Sonrası da kabul edilip edilmediğidir.
                                      ***
Yaren bilinmeyen âlemden sana sunduğumuz bilgilerin doğru olup olmadığını uykuya geçmeden önce Tanrı’dan bu âlemi görmek için izin iste.
En uygunu sürekli Fatiha okuyarak uykuya dalmaktır.

Sabah kalkınca hatırlamakta zorlanacağın birçok şeyler gördüğünü anlarsın, gönlün kabul eder ama anlatamazsın.
                                         *
Bir şeyi elde etmek için hak kazanmalısın.
Gereğini gerektiği gibi yaptıktan sonra bekleyiş içine girebilirsin.
Görünmeyen âlem, her isteyenin bilgisine sunulmaz, korunmuştur.
Ancak tanımak için izin verilmiştir.
                                         *
Tanrı seni ister de içine bir ateş düşürürse Tanrı’nın sanatını öğrenme isteğin sevgiyle başlar ve seni neşe içinde kendine yaklaştırır.
                                          *
Hakikat peşinde olmayan, bilgili desinler diye sağdan soldan bilgi parçaları toplar, fakat bir işe yaramaz.

Bu sunduğumuz ne felsefe ne de hoş sohbet konusu.
Bu bir uzun yoldur.

Özeleştiri yapamayan çabuk bu yoldan kaçar.
Sağlam kişi veya kendini sağlamlaştıracaklar bu yolda mesafe alır.

(Her şeyin doğrusunu Allah bilir)


RAVLİ   

Popüler Yayınlar