27 Şubat 2012 Pazartesi

ULU ARİF ÇELEBİ VE DERVİŞİN RAHAT DAVRANIŞI

Zamanın ulularından birisinin Arif Çelebi hakkında inkârı (Dervişliğe) vardı.
Şöyle söylerdi:

“ Dünya işlerini hoş görüp aldırmayan hareketler,
Her şeyi sevap ve günah dışına çıkarma,
Çekinmesi olmayan davranış iyi değildir.

Derviş kıyafeti içinde, ferahlık duymanın dışında ayağı uzatmak uğursuzluktur “ diyerek uğursuz bir takım maksatlarla ondan yüz çevirirdi.

Bu adam birdenbire bir toplantıda Çelebi Hazretlerine rastladı.
Çelebi Hazretleri söz sırasında dedi ki:

Bir derviş pazarın çarşısı ortasında ayaklarını uzatıp, tam bir kayıta bağlı olmayarak uyudu.

Bir arif kimse ona uğrayıp:
“ Ne biçim dervişsin ki ayaklarını uzatmış olan bitenden habersizce dalgınlar uykusuna yatmışsın” diye itiraz etti.

Bunun üzerine yatan derviş:
-         Ellerimi şunun bunun kusurlarını söylemekten kısa etmişim.
-         Gurur dünyasının gururlarından vaz geçmişim.
-         Nefsin emrettiği havaları bırakmışım de ondan dolayı “ dedi ve

Beyit:
“ Ey mesut adam!
Elimi ve gönlümü dünya işinden çektiğim için,
Gönül arzusu ile ayaklarımı uzatıyorum”

Bunun üzerine o isyan eden ve yeren adam pişman olup özür dileyerek tam bir halis mürit oldu.

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Huzur içinde olmak ve rahat etmek için başkalarının kusurlarını araştırmamamız ve gördüklerimizi görmemezlikten gelmemiz gerektiğini öğrendik.(Gece gibi olmak)
2.    Huzur içinde olmak ve rahat etmek için boş olan, iyi sonuç vermeyecek işlerden uzak durmak olduğunu öğrendik.
3.    Huzur içinde olmak ve rahat etmek için sahip olduklarımıza güvenmeyerek büyüklenme hastalığından kurtulmamız gerektiğini öğrendik.
4.    Huzur içinde olmak ve rahat etmek için isteklerin emrinden kendimizi kurtarmamız gerektiği öğrendik.

Kendi değerlerini doğru, sağlam, hakikate uygun oluşturmuşsan başka insanların beğenisini almak için uğraşmazsın.

Özgür olmak sadece Tanrı’ya muhtaç olmakla olunur.

Derviş halk ne der diye kendine sorup davranışlarını ayarlamaz.
Derviş Tanrı ne der diye kendine sorup gereğini yapar.

Başkalarını eğitmek ve düzeltmek görevi bir dervişe Tanrı vermişse, o derviş Tanrı katından güçlendirerek bu hizmeti verir.

Başkalarını eğitmek ve düzeltmek görevi verilmemiş derviş kalender olarak davranır, sevinç içinde yaşar ve ahrete göçer.

Yetki almadan, kendini yeteri yetişmeden, kuvvet ve kudretle Tanrı tarafından desteklenmeyen bir kişi insanları düzelteceğim diyerek kendi kendine görev verirse veya edindiğim bilgiyi paylaşayım diye bir iyi niyetli istekle bu işi kendine görev verirse hem kendine hem de ilişki kurduklarına zarar verir.

Ben ve ben merkezli davranışlardan kendini kurtarmanın yolu Ulu Arif Çelebi’nin basit gözüken ama sırlar barındıran sözlerinden anlayabiliyoruz.

Önce kendimizi sıfırlamamız sonra Tanrı huyuyla huylanmamız gerekmektedir.
Tanrı erleri bize anlayacağımız bir şekilde bunu detaylı anlatmaktadır.

Hoş görmesini bilmeyen, kendine hoş görüyü kazandıramayan kişi kendini insan gibi yaşamış sayamaz.

Kusur görür, şikâyet eder, kendini beğenir, büyüklenir, herkese saldırır sonra da iyi iş yaptım diye kendini kandırarak aziz ömrünü harcar.

Ey yaren,
Hür olmak istiyorsan, Özgürlüğün tadına varmak istiyorsan, isteklerini azalt da kendini kendine esir etmekten kurtar.

Unutma!
Bilmek yetmez.
Bildiğini hayata geçirmekle istenen fayda elde edilir.
                                               *
RAVLİ

Popüler Yayınlar