12 Şubat 2012 Pazar

ULU ARİF ÇELEBİ VE ANNENİN OĞLUNA SAYGI GÖSTERMESİ

Bir gün Gerake Hazretleri (Ulu Arif Çelebi’nin annesi)  (Tanrı ondan razı olsun) Tokat şehrinde Çelebi Arif’i haddinden fazla tazimde bulunuyor ve baş koyuyordu.

Sultanın Gümeç Hatun’u ve Havend zade Müineddin kızı ve Şarapsalar’ın ve Müstevfi’nin kızı ve diğerleri ileri gelen kibar hanım efendiler:

“ Anaya, oğluna baş koyması yakışık almaz ve bu derece ikram etmek doğru olmaz.
Eğer yüksek bir oğul ise anasına izzet ve ikramla baş kor, elini öperse yerindedir ve uygun tutulmuştur” diye itiraz ile kınadılar.

Gerake buyurdu ki:
“ Tanrı bilicidir, hidayet üzere olanları dahi bilir”
(EN’AM suresi 117, NALH suresi 125, MÜ’MİNÜN suresi 56)

Arifi gördüğümde sanıyorum ki Hazreti Mevlana’dır.
O halin ateşi canım üzerine parıldıyor ki ve bana o ateşin takati kalmıyor, bu yüzden ona baş koyuyorum.

Ben onu oğul yerine görmüyorum.
Belki benim şeyhimdir, beni Hudavendiğar Hazreti ona havale eylemiştir.”

Cuma günü bütün hanım efendiler Sema cemiyetine hazır oldular.
Çelebi Hazretleri coşkunluklar, heyecanlar gösterip bu rubaiyi söyledi:

“ Biz latif canız,
Nazara (Baş gözüyle veliliği göremezsin) gelmeyiz,
Bizi görmek kabil değil,
(Can nasıl görünür)

Bir yerde görünüyorsak da yerimiz yoktur.
Can yerimiz yoktur.
Yüzümüzden örtüyü açsak, gönülleri, akılları fikirleri kaplarız.
(Sultan Veled Divanı s.587)

Sema ederek şu rubaiyi dedi:
“ Ruhlar âleminde olur aşkın mayası,
Ezelde latif bir rüzgârdır aşkın dayesi (Sütnine, çocuğa bakan dadı)

Güneş gibi tamamen can olur,
O kimsenin ki başı üstüne düşer,
Aşkın sayesi (gölgesi)”

Bütün hanımlar utandılar, baş koydular, istiğfar ettiler, birçok özür dileyip, türlü bağlılıkta bulundular ve hediyeler gönderdiler.

                                        ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Annelik değerinden daha üstün olanın Tanrı’ya yakın olmak olduğunu öğrendik.
2.    Değerli olan kişiye durumumuz ve konumumuz ne olursa olsun saygı göstererek hakkını vermemiz gerektiğini öğrendik.


İşte böyle yaren,

Tanrı nasıl ki bizle beraber olduğundan görmüyorsak Tanrı erlerini de çoğu zaman göremeyiz.

Tanrı eri vücudu bizim gibi olduğundan biz de onu sanki bizim gibi biri sanırız.

Oysaki o ulu kişi ruhlar âleminden aşk sütüyle beslenmekte, aşk mayasını ruhlar âleminden getirmiş kendine yakınlaşanları mayalamaktadır.

Velileri herkesin tanıyamadığını, tanısa bile kolay kabul etmediğini öğrendik, anladık.
                                                *
RAVLİ

Popüler Yayınlar