9 Ocak 2012 Pazartesi

SULTAN VELED VE MEVLANA GÜNEŞ

Sultan Veled Hazretleri anlatmıştır ki:
Bir güm babam Mevlana Hazretler, bana:

“ Bahaeddin!
Bir gün benim nurum maddi âlemde parladı.
Âlemin ufuklarını öyle kapladı ki güneş onun arasında bir zerre bile gözükmez oldu.

ŞİİR:

“ Güneş senin yüzüne zerre kadar benzemez.
Bu herkese güneş gibi görünen apaçıktır.
(Meydanda olan hakikat ışığı)

Ben, bu hal içinde Tanrı’ya:
“ Kendimi Bahaeddin’e göstereyim “ dedim.

Aziz olan Tanrı’dan:
“ Daha vakti değildir “ diye bir hitap geldi.

Şimdi sen kendinde hoşluk bulunduğunu ve hoş vakitliliğin sana el verip konakladığını ve bundan hoş hal olduğunu gördüğün vakit, bu hoşluğun ben olduğumu bil.” Buyurdu.

ŞİİR:
“ Fakat sen bizi arasan,
Neşe ve sevinç tarafında ara.

Çünkü biz,
Neşe ve sevinç âleminin güzel şehrinin sakinlerindeniz.

                                        ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Mevlana Hazretlerinin nurunun batmadığını, bilinen güneş Mevlana Hazretlerinin nuruna kıyaslanırsa ancak bir zerre kadar olduğunu öğrendik.
2.    Her şeyin Tanrı izni ile vakti geldiğinde kendini gösterdiğini öğrendik.
3.    Sebepsiz bir sevinç ve neşe geldiği zaman Mevlana Hazretlerinin ruhunun bize gelip konakladığını anladık.
4.    Sebepsiz hoşluklar içinde isek bu hoşluğun Mevlana Hazretlerinin bize geldiğini, konakladığını öğrendik.

GÜNEŞ:
Aydınlatan, ısıtan, bolluk veren, verimlilik sağlayan, fazlalık oluşturan, gürlük sağlayan, ilerlemeyi kolaylaştıran, neşe verici bolluk sağlayan ve kendisinden kaynaklanan ilim ve bilme anlama yoluyla kâinatın sırlarını bilen için kullanılır.

Bu kişiler kalp ile sırrı birleştirerek irfan (Bilme, anlama) sahibi olurlar ve Allah’ın rahmetini yanlarında bulurlar.

İşte böyle yaren,

Hazreti Mevlana’yı aradığımız zaman içimizde bir sevinç ve neşe oluşuyorsa bulduk demektir.

Aradığını bulan, sevdiğine ve saydığına kavuşan sevinç duyar, neşelenir.

Yaren,
Okuduklarımız önceleri özeleştiri niteliğinde olduğundan çok kişi yüzleşmekten korkar ve Mevlana Hazretlerinin sözlerini üzüntü verir sanır ve çok kişi kaçar.

Oysa bizi bize göstermesi,
Bizim ne olduğumuzun belli olması,
Ne durumda olduğumuzu gerçekten öğrenip bilmemiz olmadan bize bir şey zaten yapılamaz.

Hatalı olalım, kusurlu olalım, günahkâr olalım, her ne olursak olalım, kendimizin bile hatırlamak istemediğimiz, yok saydığımız her şeyi tekrar ortaya çıkararak temizlememiz gerekir.

Sonra yapılması gerekenleri yaparak tertemiz bir şekilde sevinç ve neşe alanına doğru yol almak gerekir.

İşte Mevlana Hazretleri’ne tam bir doğrulukla kalben bağlanan her ne durumda olursa olsun yardım gördüğünü, neşe ve sevince kavuştuğunu öğrendik, anladık.
                                  
Hazreti Mevlana’nın Tanrı izni ile ruh doktorluğu yaptığını, anı yaşamak için hazırladığını öğrendik, anladık.
                                                *
RAVLİ

Popüler Yayınlar