8 Ocak 2012 Pazar

SULTAN VELED VE İÇ GÜZELLİĞİ

Bir gün Sultan Veled buyurdu ki:
Bir gün büyüklerden bir cemaat babam Mevlana Hazretlerine gelmişti.

Babam da bilgiler saçmakta hararetlenmişti.
Bana:
“ Bahaeddin, eğer daima cennette olmak istersen,
Herkesle dost ol,
Hiç kimsenin kinini yüreğinde tutma” dedi ve şu rubaiyi okudu:

“ Fazla bir şey isteme ve
Hiç kimseden de fazla olma!

Merhem ve mum gibi ol,
İğne gibi olma.”

“ Eğer hiçbir kimseden sana fenalık gelmesini istemezsen:
Fena söyleyici,
Fena öğretici.
Fena düşünceli,
Olma!”

Çünkü bir adamı dostlukla anarsan daima sevinç içinde olursun.
İşte o sevinç Cennetin ta kendisidir.

Eğer bir kimseyi düşmanlıkla anarsan daima üzüntü içinde olursun.
İşte gam bu gam da Cehennemin ta kendisidir.

Dostları andığın vakit içinin bahçesi:
Çiçeklenir,
Gül ve fesleşenlerle dolar.

Düşmanları andığın vakit, için,
Dikenlerle,
Yılanlarla dolar,
Canın sıkılır,
İçine pejmürdelik ( Düşüncelerde dağınıklık, eski can sıkıcı hatıralara dönmek, kalp kırıcı söz ve olayları birbiri arkasına hatırlamak.) gelir.

Bütün peygamberler ve veliler (Selam onların üzerine olsun ) böyle yaptılar, içlerindeki bu karakteri dışarı vurdular.

Halk onların bu güzel huyuna mağlup olup tutuldu.
Hepsi iradet getirip (Gönül isteği ile kabul ederek)
Onların ümmeti ( Doğru yol olduğuna inanıp kendi isteği ile bağlanarak topluluk içinde bir olmak) ve
Müridi (Güzelliği hatırlatan ve emreden) oldular.

                                        ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Tanrı’nın ve insanların beğendiği biri olmak için nasıl bir görüşe, bakış şekline sahip olmak gerektiğini öğrendik.
2.    “Ben” kelimesi ile başlayan anlatım ve davranışların Cehennem yolu olduğunu öğrendik.
3.    Güzel örnek için peygamberleri ve velileri yakinen tanımamız gerektiğini öğrendik.
4.    Vücutlardan önce güzel huylarda birlik ve beraberlik sağlanmasının gerektiğini öğrendik.
5.    Sevilmek, sayılmak, anılmak, aranmak istiyorsak güzel huylu olmamız gerektiğini öğrendik.
6.    Kin dediğimiz gizli düşmanlığı içimizde yaşatmamamız, geliştirmemiz, besleyip büyütmememiz, güzel geçireceğimiz zamanı elimizden almasına izin vermememiz gerektiğini öğrendik.
7.    Başka kimseden bir şey isteyerek dilenci ve zorlayıcı durumuna düşmememiz gerektiğini öğrendik.
8.    Başka birinden üstün olduğumuz düşüncesinden ve esaretinden kendimizi kurtarmamız gerektiğini öğrendik.
9.   

İşte böyle yaren,

Bu dünyada cennet içinde yaşamak ve çevrene yaşatmak istiyorsan Hazreti Mevlana’yı övmeyi bırak da onun her sözünün manasını anlayarak içselleştir ve bu anlayışa göre faydalı yaşamaya çalışmalısın.

Ben daha iyi bilirim veya ilk edindiğin bilgiyi doğru kabul edip daha doğru ve geçerli olanı aramıyorsan her an zararda olduğunun farkında olmalısın.

Düşmanınla bile mesafeli dostluk kurmaya çalışmalısın.

Kendine güzel bir önder ve yol bulursan elbette ki güzelliğin çıkış kaynağına, bahçesine er geç ulaşacağını bilmelisin.

Güzel huyun hemen elde edilemeyeceğini bilmelisin ve yaşam şartlarının çok çabuk fenalıklara seni sürükleyebileceğini bilerek kendini sakinleştirmelisin.

İğneli laflar söyleyen büyüklük hastalığına yakalanmış demektir ki, kişilerdeki güzelliği öne çıkararak söz ettikçe bu hastalıktan kurtulacağını öğrendik, anladık.

Kişinin kendisi istemedikçe sözlerin ne kadar güzel, doğru, geçerli ve faydalı olsa da fayda sağlamadığını bilmelisin.

Herkesin hatasını, eksikliğini, yanlışını görüyor ve söz ediyorsan (İğnelemek), kendinden o kadar uzaklaşmışsındır anlamına geldiğini öğrendik, anladık.

Yüce Tanrı inşallah akıl tutulmasından dualarımızla sağlar da güzel insanların aralarında oluruz.
Âmin.
                                         *
RAVLİ
Not: Bu yazıyı SEVDİKLERİNİZE hediye etmenizi istiyorum.

http://fahrettin-bayrasa.blogspot.com/
http://hacialidede.azbuz.com/index.jsp
Daha geniş bilgi için bu blogları kendi yararına okumalarını sağlık vermenizi öneriyorum.

Popüler Yayınlar