13 Aralık 2011 Salı

ABA PUŞ BALİ ÇELEBİ

Aba denilen bir örtü bürünüp, ibadetle meşgul olduğu için kendisini sevenler tarafından Aba Puş Bali (Yünden yapılmış kumaşla örtünen veli) ismi verildi.

Aba Puş Bali Çelebi, zahiri ve batini (Görünen-görünmeyen, dış-iç) kendisini yetiştirdikten sonra manevi yönden olgunluğa ulaşmak için halkın gözünden uzak olmak istedi ve vaktiyle

Hızır Aleyhisselamın,
Hazreti Mevlana’nın,
Sultan Veled’in,
Ulu Arif Çelebinin, babası Hıdır Şahin,
Ulu Arif Çelebinin amcası İlyas Şahin ve daha birçok büyük kimselerin dünya hırsından uzlete (Yalnızlığa) çekilerek Allah aşkıyla yanıp, vuslata (Tanrı ile buluşmaya) hazırlanmak için ibadet ettikleri Hıdırlık dağının tepesindeki Dede inine çekilerek ibadetle meşgul olmaya başladı.

O zamanda Afyonkarahisar ilim pazarı âlimlerin toplandığı yerdi.

Mevlevi dervişleri, Germiyan hükümdarı Yakub 1.(Öl. M. 1341) tarafından Hazreti Mevlana adına yapılmış ve evlatlarına vakfedilen Mevlevi dergâhında zikirle meşgul idiler.

Muhyiddin-el İmadi Müftü, İshak Fakih ise medresede ders okutmakta idiler.

Bu sıralarda Timurlenk (M.1402) senesinde Anadolu’yu işgal etmek için üç yüz kadar âlimde katıldığı milyonluk ordusu ile Akşehir üzerinden Afyonkarahisar’a geldi.   

Orduğahını Cirit kayasının yanına kurdu.
Âlimlere ve ilmi sohbetlere meraklı olan Timurlenk her gittiği memleketin âlimleri ile kendi yanındaki âlimleri karşılaştırırdı ve onlarla saatlerce sohbet ederdi.

Afyon’a geldiğinden birkaç gün sonra Aba Puş Bali, Muhyiddin-el- İmadi ve İshak Fakih, beraberce Timurlenk’i ordugâhında ziyaret ettiler.

Timurlenk bunları yanındaki âlim ve şeyhlerle tanıştırdı.
Neticede Timurlenk ve yanındakiler Afyonkarahisar’lı                    bu üç âlimin ilmi sohbetine hayran oldular.

Timur bunlara iltifat etti ve iki gün sonra yanına birkaç kişiyi alarak kıymetli hediyelerle beraber Dede ininde ibadetle meşgul olan Aba Puş Bali Çelebi’yi ziyaret etti.

Aba Puş Bali Çelebi’ye hitaben:
“ Sizin bulunduğunuz bu topraklar viran olmaktan emindir! “ dedi ve beraberinde getirdiği kıymetli hediyeleri takdim edip kabulünü rica etti.

Aba Puş Bali Çelebi Timur’a dönerek şöyle cevap verdi:
“ Bizim örtümüz dünya malını terk eden kanaatkârlıktır! “ dedi ve kendisine verilen hediyeleri nezaketle ret ederek, tekrar örtüsünü sırtına büründü.

Timur bu kadar kıymetli hediyeleri değil kabul etmek, başını çevirip bakmayan kalbinde Allah aşkından başka hiçbir şeye itibar etmeyen Aba Puş Bali Çelebi’ye bakarak hayret ve dehşet içinde kaldı.

Yanındaki adamlara dönerek:
“ Bu adamlar boş değildir.
Cenabı Allah’tan başka kimseden korkuları ve ümitleri olmadığı gibi zalimlerin zulmünden de korkuları yoktur.

Şahların gönüllerine mehabet (Korku) verirler
Bu pirin mehabet (Korku) ve celadeti (Yiğitliği) beni mest ve hayran etti “ dedi ve Aba Puş Bali Çelebi ile vedalaşarak ordugâhına döndü.

Afyonkarahisar, bu üç mübarek kimsenin yüzü suyu hürmetine, mamur şehirlerde taş üzerinde taş, omuz üzerinde baş bırakmayan Timur’un zulmünden hiç zarar görmeden kurtuldu.

Aba Puş Bali Çelebi oğlu Sultan Divani’yi layıkıyla yetiştirdi.
Kendisinden sonra şeyhlik makamına geçmek üzere, veliaht tayin ederek (H. 890) yılında 120 yaşında olduğu halde vefat etti.

Kabri Afyon Mevlevi Camii içinde dergâhındadır.

AFYON EVLİYALARI VE İLİM ADAMLARI
H.Fikri YAZICIOĞLU
Afyon İmam-Hatip Okulu Emekli Meslek Dersleri öğretmeni
969 Yıldız Matbaası.

Neler öğrendik.
1.    “ Dede ini” Hıdırlık tepesinde, şimdi bütün vericilerin toplu olduğu tepede ve yerde olduğunu öğrendik.
2.    Konya’dan sonra Mevlevi büyüklerinin ve diğer âlimlerin toplandıkları yerin Afyon olduğunu öğrendik.
3.    Mevlevi büyüklerinin maneviyatından Timur’un etkilendiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Tanrı erlerinin kıyafetine bakarak, sakince oturmalarına bakarak etkisiz, yetkisiz sanmayasın.

Tanrı eri ister ölü, ister diri olsun kıyamete kadar Tanrı tarafından hatırı sayılır ve bulunduğu yerler emin yerler olur.
                       *
RAVLİ

Popüler Yayınlar